Türkiye-AB ilişkileri | “Karşılıklı kazan-kazan durumu olacak” Al Ain Türkçe Özel
Ekonomist Ramazan Çınar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu yönündeki açıklamalarına ilişkin yaptığı değerlendirmelerde “Karşılıklı kazan-kazan durumu olacak” ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği Anlaşması’nı hizmet ve tarım ürünlerini kapsayacak şekilde Türkiye’nin stratejik konumu ve enerji kaynaklarına da dikkat çekerek genişletmeye ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Şimşek, Türkiye’nin Avrupa’nın dönüştürücü gücüne ihtiyacı olduğunu ve AB’nin de Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Şimşek’in bu açıklamalarını Ekonomist Ramazan Çınar Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Çınar, “AB ile Türkiye arasında Gümrük Birliği Anlaşması'nın hizmetleri ve tarım ürünlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi durumunda Türkiye'nin AB ile olan ekonomik ve ticari ilişkileri üzerinde ne tür stratejik sonuçlar doğurabilir ve bu sonuçlar AB ile Türkiye arasındaki politik ilişkileri nasıl etkileyebilir?” sorumuza şu yanıtı verdi:
“Ukrayna Rusya savaşı sırasında ülkemizin özellikle tahıl koridorunda üstelendiği rol gerçekten müthişti. Pandemi sonrası dünyanın daha fazla sorun yaşamaması için burada atılan adımlar kritik öneme sahipti. Ülkemizin bu dönem ve gelecek dönemlerde üstleneceği rol özellikle bozulan tedarik zinciri açısından ve Çin’e bağımlılığın azaltılması açısından çok önemli olacaktır. Ülkemizin Avrupa’ya göre genç nüfusa sahip olması ve üretim noktasında gelişimlerimiz görmezden gelinemez. 1995 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşması ile AB ile olan ticari hacmimiz her geçen gün artmaktadır.
“ATILAN ADIMLAR GÜZEL SONUÇLAR DOĞURACAK”
Türkiye ve AB arasında 2022 yılında 196,4 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşılmıştır. Ülkemizin 2022 yılı ticaret hacmine baktığımızda ise yüzde 40,6 pay ile 103,1 milyar dolarlık en fazla ihracat yaptığımız yer almaktadır. Ülkemiz, AB’nin toplam ihracatından aldığı %3,9'luk pay ile 5. Sıradadır. Bu veriler doğrultusunda da AB ile olan ilişkilerimizin gelişmesi ve atılan olumlu adımlar güzel sonuçlar doğuracaktır. Tarım ürünleri noktasında yapılacak olan değişiklikler bizlere olumlu yansıyacaktır. Tabii ki doğal dengenin bozulması ve yaşanan enflasyonu göz önünde bulundurduğumuzda burada tarım ürünlerinin ihracatını yaparken iç pazarı da iyi hesaplamak gerekiyor. Aksi takdirde yapılan ürünlerin iç pazar ihtiyacı karşılanmadan satılması durumunda enflasyonun tetiklenmesi devam edecektir. Yapılacak olan yeni iş birlikleri ticaret hacminin artmasına katkı sağlayacaktır”
Şimşek’in AB ile ilişkilere yönelik sözleri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çınar, “Mehmet Şimşek'in Türkiye'nin Avrupa'nın dönüştürücü gücüne ihtiyacı olduğunu ve Avrupa Birliği’nin de Türkiye'ye ihtiyaç duyduğunu ifade etmesinden yeni dönemde Türkiye'nin AB'ye giderek yakınlaştığı anlamı çıkar mı? Bu durum hem birlik hem de Türkiye açısından hangi sonuçları doğurur?” sorumuza karşılık olarak ise şunları kaydetti:
“ÜLKEMİZİN ASGERİ GÜCÜ AB İLE İLİŞKİLERİN GELİŞMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ”
“Seçim sonrası hem komşu ülkelerimiz hem de AB ile olan ilişkilerde düzelmeler görmekteyiz. Bu gelişmeler ülkemize olan yatırımları olumlu olarak etkileyecektir. Ayrıca finansmana erişimin zor olduğu bu günlerde bir nebze de olsa olumlu olacaktır. Bu gelişmeler hem ikili ticaretlerin artacağına hem de farklı anlaşmalara yol açacaktır. Ukrayna Rusya savaşı sonrasında ülkelerin sınır güvenlikleri ve NATO çerçevesinde genişleme politikalara önem kazanmaktadır. Ülkemizin hem askeri gücü hem de NATO içindeki önemi sebebiyle AB de bizimle olan ilişkilerin gelişmesi onlar açısından da önemlidir. Ayrıca bizim savunma sanayinde geliştirdiğimiz ürünler açısından da önemlidir. Bütün bu unsurları dikkate aldığımızda ikili ilişkilerin gelişmesi iki taraf açısından da önem arz etmektedir. Karşılıklı win-win olacak bir durum diyebiliriz. Diğer bir açıdan ise değer kaybeden Türk Lirası sonrasında ülkemizin firmaları ve iş gücümüz diğer ülkelere göre ucuz durumdadır. Borsamız ucuz konumdadır. Bu açıdan yatırımcıların da dikkatini çekmektedir. Bütün bu unsurları piyasaların beklentileri ile uyumlu, ön görülebilen, şeffaf ve düzgün bir hukuk sistemi ile desteklediğimiz takdirde biz daha avantajlı çıkabiliriz”