Şimşek: BAE ile çok profesyonelce çalıştık
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Körfez turuna ilişkin yeni bilgileri paylaştı. Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan anlaşmalara ilişkin detayları anlattı. “Çok profesyonelce çalıştık” dedi.
Hazine ve Maliye Bakan Mehmet Şimşek ilk röpörtajını Haber 7 yazarı Mehmet Acet’e verdi. Şimşek Körfez kuruna ilişkin de yeni bilgileri paylaştı.
“IMF’yi bir seçenek olarak görmüyoruz.” diyen Şimşek, “Küresel piyasaların ikna edilmesi biraz zaman alır. Şu an onlar bekle/gör modundalar. Bu durumda ancak ikili ilişkiler kullanılarak bir sonuca ulaşılabilir. O nedenle soluğu Körfez’de aldık. Körfez ülkeleri büyük potansiyele sahip. Onlara, Batılılar bekle/gör modunda iken sizinle güçlü bir yatırım ilişkisine girelim dedik.” ifadesini kullandı.
“Birleşik Arap Emirlikleri ile profesyonelce çalıştık”
Bu çağrının çok iyi bir karşılık bulduğunu belirten Şimşek Birleşik Arap Emirlikleri’ne özel bir parantez açtı ve “Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri bu çağrıyı çok ciddiye aldı. Bizim ziyaretimizden sonra, bir bakan başkanlığında heyet gönderdiler. O heyet burada bir hafta kaldı. Bayram boyunca (Kurban Bayramı) onlarla çalışıldı. Sonuçta 50,7 milyar dolarlık bir programla süreci sonlandırdık. İlk konuşulduğunda bu rakam 30 milyar dolar idi. Çok profesyonel şekilde çalıştık ve süreci buraya taşıdık.” dedi.
BAE’den Türkiye’ye yönelik yeni fon
Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan dev anlaşmanın detayları hakkında da bilgi veren Şimşek, Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına önemli yatırım yapılacağını belirtti. Şimşek “Birleşik Arap Emirlikleri’nden, deprem harcamalarının finansmanı için 8,5 milyar dolar ve ihracat kredi finansmanında kullanılmak üzere 3 milyar dolarlık bir fonun bu anlaşmanın bir parçası olduğu” iddiasını da doğruladı.
Mehmet Acet’in yazısının tamamı şöyle;
Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna 5 yıl aradan sonra yeniden oturan Mehmet Şimşek, ilk günden itibaren yoğun bir iş temposunun içine girdi.
Hem içeride, hem yurt dışında…
Körfez ülkelerine yapılan çıkarmalar…
Hindistan’da yapılan G-20 toplantısında ABD Hazine Bakanı dahil pek çok mevkidaşıyla yürüttüğü görüşmeler…
Açık bir gerçek var, o da şu: Ekonominin ciddi kaynağa ihtiyacı bulunuyor.
Bu yoğun temponun temel gerekçesi de bu: Ekonominin ihtiyaç duyduğu kaynağı bulup getirmek.
Bir yanda 6 Şubat depremlerinin bütçeye yüklediği ağır maliyet…
(Bu maliyetin 2023 bütçesindeki karşılığının 761,7 milyar lira ve milli gelirin yaklaşık %3,1’ine tekabül ettiğini Şimşek daha önce açıklamıştı)
Öbür yanda, seçim dönemi vaatlerinin hayata geçmesiyle ortaya çıkan ve yine bütçeye ağır yükler getiren başta EYT olmak üzere, emekli/memur maaşlarına yapılan zamlar…
Tabi, benzer bir kaynak ihtiyacı ekonominin finans ayağı için de geçerli.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’i dün sabah bakanlıktaki makamında ziyaret ettim.
Hem hayırlı olsun dedim, hem de ekonominin durumu ve gidişatına dair sorularımı kendisine yönelttim.
Dinlediklerimi aktaracağım ama öncelikle bir izlenim olarak Şimşek’in sonuçları önceden hesap edilebilen, belli bir plan çerçevesinde ve kararlı şekilde ilerlemekte olduğuna dair kanaatimi paylaşmak isterim.
“TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE 5 YILLIK İSTİKRARLI BİR DÖNEM VAR”
Şimşek sözlerine, 28 Mayıs seçimlerinin sonuçları ve hem Bakanlar Kurulu hem de, kendi oluşturduğu ekibin yansıttığı pozitif algıyı anlatan cümlelerle başladı.
Şunları söyledi:
“Seçimlerin ardından Türkiye’nin önünde 5 yıllık istikrarlı bir dönem var. Cumhurbaşkanımız yeni bir ekip kurdu. Ve bu ekip toplum tarafından takdir gördü. Devamında bunun bir izdüşümü olarak biz de Cumhurbaşkanımızın yaptığına benzer bir şey yaptık, ona uygun bir ekip kurduk.
Merkez Bankası’nın başına dünyanın saygı duyduğu bir arkadaşımız geldi. Arkasından liyakatları tartışılmayan 4 bakan yardımcısı arkadaşımızın görevlendirmesi yapıldı.”
“BİR ŞEYLERİ YAPARKEN BAŞKA BAZI ŞEYLERİN KIRILIP DÖKÜLMESİNİ İSTEMEDİK”
Şimşek, yola çıkarken hangi adımlarla hareket edildiğini anlatırken, “Şatafatlı bir takım sunumlarla dezenflasyon programı uygulamak yerine, önden yüklemeli, güçlü bir programı uygulamaya koyarak dünyanın güvenini kazanma çabası içine girdik” diyor.
Devamında şunları ifade ediyor:
“Birinci adım olarak para politikalarındaki rasyonelleşmeyi kademeli şekilde yapmaya karar verdik.
Niçin kademeli? Bir şeyler yaparken başka bazı şeylerin kırılıp dökülmesini istemedik. Kademeli ama kararlı bir süreç başlattık. Bu bir süreç ve devam edecek.”
Şimşek’in “Bir şeyler yaparken başka bazı şeylerin kırılıp dökülmesini istemedik” derken, sert faiz artışlarıyla işsizliği patlatacak, reel sektörü vuracak adımlardan uzak durmayı kast ettiği anlaşılıyor.
Diğer yandan, “Kademeli ama kararlı” bir süreç diyerek sıkılaşma sürecinin devam edeceğine dönük mesajlarını veriyor.
DEPREMİN GEÇİCİ AMA BÜYÜK ETKİLERİ OLACAK. HEDEF, YIL SONU BÜTÇE AÇIĞINI %6’NIN ALTINDA TUTMAK
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, uyguladıkları programın ana sütunlarından biri diye bahsettiği maliye politikasıyla ilgili yaklaşımlarını da şöyle özetledi:
“2002 sonrası AK Parti hükümetlerinin ekonomide damga vurduğu en güçlü alan mali disiplin olmuştur. Mali disiplin AK Parti ile özdeşleşti. Depremin (6 Şubat depremlerinin) geçici, birkaç yıllık ama bütçe üzerinde büyük etkileri olacak.
Bu nedenle vergi artışlarıyla ilgili pakete milli dayanışma paketi diyoruz. Bunun dışında seçim dönemindeki vaatlere ilişkin harcamaları telafi etmek için ciddi tedbirler aldık.
Deprem harcamalarının milli gelire oranı %3,1. Bunun dışında deprem harici bütçe açığını %3’ün altında olacak şekilde 2023 yılı bütçe açığının %6’nın altında kalmasını sağlayacağız.”
“KÖRFEZ ÜLKELERİNE SİZİNLE GÜÇLÜ BİR YATIRIM İLİŞKİSİNE GİRELİM DEDİK”
Ve geldik, programın bir diğer önemli sütunu olan dış kaynak meselesine.
Şimşek’in, bu bağlamda konuşurken, öncelikle, “IMF’yi bir seçenek olarak görmüyoruz.” Şeklindeki ifadesinin altını çizelim.
Devamında neden Körfez’e yöneldiklerini yine kendi ağzından aktaralım:
“Küresel piyasaların ikna edilmesi biraz zaman alır. Şu an onlar bekle/gör modundalar. Bu durumda ancak ikili ilişkiler kullanılarak bir sonuca ulaşılabilir. O nedenle soluğu Körfez’de aldık. Körfez ülkeleri büyük potansiyele sahip. Onlara, Batılılar bekle/gör modunda iken sizinle güçlü bir yatırım ilişkisine girelim dedik.”
Peki, bu çağrıya nasıl bir cevap verildi?
Sorunun cevabı yine Şimşek’in sözlerinde saklı:
“Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri bu çağrıyı çok ciddiye aldı. Bizim ziyaretimizden sonra, bir bakan başkanlığında heyet gönderdiler. O heyet burada bir hafta kaldı. Bayram boyunca (Kurban Bayramı) onlarla çalışıldı. Sonuçta 50,7 milyar dolarlık bir programla süreci sonlandırdık. İlk konuşulduğunda bu rakam 30 milyar dolar idi. Çok profesyonel şekilde çalıştık ve süreci buraya taşıdık.”
“8,5 MİLYAR DOLAR DEPREM HASARININ FİNANSMANI, 3 MİLYAR DOLAR İHRACATIN FİNANSMANI İÇİN”
Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan dev anlaşmanın önemli bir hacmini enerji yatırımları oluşturacak.
Enerji ile ilgili yatırımların önemli bir bölümü de Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına dair olacak.
Bunun dışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez çıkarması sonrası bir kulis bilgisi olarak gündeme gelen bir konuyu Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’e sordum.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden, deprem harcamalarının finansmanı için 8,5 milyar dolar ve ihracat kredi finansmanında kullanılmak üzere 3 milyar dolarlık bir fonun bu anlaşmanın bir parçası olduğu yönünde bir kulis bilgisi idi bu.
Şimşek’e bunu sordum ve o da bu kulis bilgisini teyit etti.