1,5 yılda enflasyon neden istenilen seviyeye düşürülemedi? / Al Ain Türkçe Özel
Ekonomi yönetimi yaklaşık 1,5 yılı geride bırakmak üzere. Bu sürede enflasyon, istenen seviyeye düşürülebilmiş değil. Peki bunun sebepleri ne? Nerede hata yapılıyor, nerede başarı yakalandı? Ekonomist Nazlı Sarp, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Türkiye yeni ekonomi yönetimi ve yeni ekonomik programda 1,5 yılı geride bırakmak üzere. Aradan geçen yaklaşık 1 buçuk yıllık sürede uygulanan politikalarda başarılı sağlandı mı? Enflasyonla, dolarizasyonla mücadelede ne kadar yol alınabildi? Enflasyonun hala istenen seviyeye düşürülememesinin nedenleri neler? Tüm bu soruları Ekonomist Nazlı Sarp, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Nazlı Sarp’ın Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar şöyle;
ORTODOKS MU HETERODOKS MU?
Türkiye, yaklaşık 1,5 yıl önce ekonomide Heterodoks politikalardan Ortodoks politikalara geçiş yaptı. Öncelikle siz bu iki politika türüne nasıl bakıyorsunuz? Bu politikalar Türkiye ile uyumlu mu?
“Türkiye yeni ekonomi yönetimiyle birlikte Ortodoks para politikalarına geçti. Ancak bu politikaların sabit gelirliler arasında büyük sıkıntı yaşanacağı konusunda uyarılar yapmıştım. Bu politikaların dünyada da miadının dolmuş olduğunu, sadece para politikalarıyla bir program uygulandığında sabit gelirliler için sıkıntı yaşanacağını gelir dağılımında sorunlar oluşacağını söylemiştim nitekim öyle de oldu. Ancak bir önceki Heterodoks politikalar da zamanlama itibariyle yanlıştı. O zaman faizleri indirmek çok yanlıştı. Rusya-Ukrayna savaşının etkilerinin büyük olduğu, enerji fiyatlarının tavan yaptığı bir dönemde o politikalar tutmadı. O nedenle yüksek bir enflasyonla karşı karşıya kaldık.”
ENFLASYONUN DÜŞMESİNİ ENGELLEYEN 4 SORUN NE?
Türkiye’de enflasyonla mücadelede tam olarak bir başarı sağlandığını düşünüyor musunuz? Sağlanamadığını düşünüyorsanız bunun sebepleri ne? Nerede yanlış yapılıyor?
“Gelinen noktada enflasyonla mücadelede tam bir başarı yakalanmış değil. Bunun birkaç nedeni var. Birinci neden çok yüksek enflasyonlu birkaç yıl yaşadı Türkiye. Bu da fiyatlama davranışlarını bozdu ve güveni zedeledi. Hepimiz fiyat algımızı kaybettik.
İkinci olarak maliye politikasının para politikalarında yeterli seviyede eşlik edememesi. Bu gelir dağılımındaki bozulmayı daha da artırdı. Yüksek faizden dolayı elinde parası olan kesim servetlerine servet kattı. Reel sektörün dengeleri bozuldu. Elinde parası olmayan, tasarruf imkanı olmayan kesimlerde refah kaybı yaşandı. Maliye politikasının para politikasıyla paralel ilerlememesinin en önemli örneklerinden biri yeniden değerleme oranının hedeflenen enflasyona göre belirlenmemesi...
Vergilendirme sistemindeki yapısal bozukluğu da üçüncü sebep olarak söyleyebiliriz. Alınması gerekenlerden alınamayan vergiyle oluşan açık, dolaylı vergilerle karşılanır oldu.
Dördüncü etken gıda ve konut enflasyonlarının doğru okunamaması. Bu kalemlerdeki enflasyonların nedeni yapısaldır. Talep kaynaklı bir enflasyon değil. Dünyada talep kaynaklı enflasyonu düşürmek için Ortodoks politika uygulanır. Türkiye’de en önemli enflasyon kalemi gıda ve konut. Bunlarda talep yönlü enflasyondan söz edemeyiz. Gıda döviz kuru ve enerjiden etkileniyor. Buralardaki artış gıdaya yansıyor. Bu aslında arz kaynaklı bir sorun. Talep düşmesine rağmen arz kaynaklı sorunlar enflasyona sebep oluyor. Konuta gelecek olursak konut üretiminde sıkıntı var. Konut maliyetleri sürekli artıyor. İşçilik ve malzemedeki artışlar inşaat maliyetlerini artırıyor. Buradaki sorun da arz kaynaklı. Buralardaki sorunları faiz artırarak çözemezsiniz. Nitekim öyle de oluyor. Talep kaynaklı enflasyonu önlemek adına atılan adamlar arz kaynaklı bir enflasyonu sebep oldu.”
EKONOMİ YÖNETİMİ HANGİ NOKTALARDA BAŞARI SAĞLADI?
Ekonomi yönetimi yaklaşık 1,5 yılda hangi noktalarda bir başarı sağladı? Bu noktalarda nasıl bir yol alındı?
“Bence ekonomi yönetiminin en büyük başarısı döviz rezervlerinin artırılması. Döviz rezervlerinde büyük bir artış sağlandı. Dolarizasyonla mücadele büyük bir başarı sağlandı. Türk lirasına talep yaratıldı. Yüksek faizle de olsa bu yapıldı. Dolarizasyon oranının düşürülmesi büyük bir başarıdır. Bundan sonrası da önemli... Bu rezervleri kalıcı hale getirmek için izlenecek politikalar önemli. Çünkü geçmişte rezervlerin nasıl çok kısa sürede eridiğine şahit olduk.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ve küresel çaptaki kurumların Türkiye’ye yönelik not ve değerlendirmelerinde bir iyileşme sağlandı. Türkiye’nin ülke notu olması gereken seviyeye doğru ilerliyor. Ancak burada şunu ifade etmek gerekiyor, bu başarıda küresel sistemin istediği adımların atılması ve yolun izlenmesi etkili oldu. O yüzden bunun başarı olarak görülmesinde tereddütlerim var.
Cari açıkta iyileşme var. Ancak bu düşüşte altın ithalatının sınırlandırılması ve dünyada enerji fiyatlarının düşmesi etkili oldu. Bu nedenle bunu da bir başarı olarak göremiyorum. Tüketim ithalatı yüksek, yatırım malı ithalatı düşmüş durumda. Bunun normalde tersi olması lazım. İleride bu durum Türkiye’ye sıkıntı yaşatabilir. Çünkü üretime yönelik yatırımların düşmesi bir handikap.”