Yenidoğan Çetesi davasında 2. Gün başladı! Skandal ifadeler
İstanbul’da bebeklerin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı dava devam ediyor. Çete lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı’nın savunması gündemde. Davanın detayları haberimizde güncellenecektir…
İstanbul’da, acil durumdaki bebek hastalarını özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı dava, ikinci gününde devam ediyor. Çetenin lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı’nın duruşma salonuna kot ceketle gelmesi dikkat çekti.
Duruşma ikinci gününde
Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına, 22’si tutuklu toplam 47 sanık katıldı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ve İlker Gönen, duruşmada hazır bulundu. Tutuksuz sanıkların bir kısmı SEGBİS üzerinden bağlandı. Beş gün sürecek duruşmanın ilk günü sanıkların kimlik tespitiyle başladı. Fırat Sarı, bekar olduğunu ve aylık gelirinin yaklaşık 400 bin lira olduğunu beyan etti.
Sanık hemşire savunma yaptı
Tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında bazı suçlamaları kabul ederken, diğerlerini reddetti. Taşçı, hastanelerdeki denetimlerin hemşireler üzerinde baskı yarattığını belirterek, “Hastanelerin yüzde 70’inde gece yoğun bakımda doktor bulunmuyor. Müdahale etsek suçlanıyoruz, etmesek yine suçlanıyoruz. Fırat Sarı ile bazı ilaçların satışı konusunda görüştük. Satışlardan aldığım maksimum komisyon 4-5 bin liraydı ama Sarı’nın aldığı miktar çok daha fazlaydı,” dedi.
Suçlamalar dikkat çekiyor
Sanıklar, bebeklerin tedavisi için kullanılan ilaçların SGK üzerinden yüksek fiyatlarla faturalandırıldığı ve fazla ilaçların yeniden satıldığı iddialarıyla suçlanıyor. Hemşire Taşçı, SGK’nin 9.500 TL’ye ödediği bir ilacın toplu alımlarda 7.000 TL’ye geldiğini, fazlalıkların satışını yaptıklarını itiraf etti.
İLK SAVUNMA FIRAT SARI'NIN HEMŞİRESİNDEN
Gazeteci Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; 2. günde kürsüye gelen ilk kişi Fırat Sarı'nın hemşiresi sanık Hasan Basri Gök oldu. Mahkeme Başkanı, Gök'e sorular sordu:
Mahkeme Başkanı: Epikriz değiştirmeyi anlatır mısın?
Sanık: Bir şablon sistemi vardı. Hastane sorumluları bebeklerin değerlerini atardı, biz de bu değerleri girerdik.
Mahkeme Başkanı: Normal değerler mi?
Sanık: Karşıdaki sorumlunun gönderdiği değerler.
Mahkeme Başkanı: Kim?
Sanık: Mesela Avcılar'da bir kişi...
Mahkeme Başkanı: Sen nerede çalıştın?
Sanık: Reyap Hastanesi'nde çalıştım.
Mahkeme Başkanı: Ne olarak?
Sanık: Fırat Sarı'nın hemşiresiydim. Son 6 aydır epikriz raporlarını yazdım ve aynı zamanda şoförlüğünü yaptım.
Mahkeme Başkanı: Bir işletme konusu var, nedir bu?
Sanık: Fırat Sarı kendi personelini işletmeye gönderiyordu.
Mahkeme Başkanı: Hangi hastaneler?
Sanık: Avcılar, Doğa, Birinci, Silivri Kolon, Duygu, Bağcılar Şafak, GOP Şafak, TRG Hastanesi.
"KİMSE HAYRINA BİR ŞEY YAPMIYORDU"
Mahkeme Başkanı: Bebek sevklerinden para kim kazanıyordu?
Sanık: Gözümle gördüğüm bir şey yok, ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu.
"SGK'DAN PARA KAZANMAK İÇİN HASTALARI NORMALDEN UZUN YATIRIYORLARDI"
Mahkeme Başkanı: 146. sayfada denetimle ilgili, hasta yatışları uzun muydu?
Sanık: Genelde uzundu.
Mahkeme Başkanı: Normalden uzun mu yatırıyorlardı?
Sanık: Evet, normalden uzun yatıyorlardı.
Mahkeme Başkanı: Neden?
Sanık: SGK'dan para almak için.
"İL DIŞI SEVKLERDEN 5 BİN LİRA KAZANIYORDU"
Mahkeme Başkanı: Bebek sevkleriyle ilgili ne biliyorsun?
Sanık: Bebek sevklerini Fırat Sarı, İlker Gönen ve Mert Özdemir yapıyordu.
Mahkeme Başkanı: Nasıl alıyorlardı?
Sanık: Fırat Sarı'nın tanıdığı doktorlar vardı; bebekleri onlardan alıyordu.
Mahkeme Başkanı: Neden?
Sanık: Para kazanmak için.
Mahkeme Başkanı: 112'yi bilgilendirmeden bu nasıl yapılıyordu?
Sanık: Doktorlar üzerinden yapılıyordu.
Mahkeme Başkanı: Para kazanıyorlar mıydı?
Sanık: Kazanıyorlardı, ama gözümle gördüğüm bir şey yok. Serdar, il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu. İlker ve Fırat zaten yöneticiydi.
Mahkeme Başkanı: Mehtap ile bir konuşman var, denetime gelmişler.
Sanık: Denetimlerde Fırat Sarı'nın talimatı üzerine hareket ettik. Hasta üzerinden kullanılmış gibi gösterilen gaz ve ilaçlar vardı, onlarla ilgiliydi.
Mahkeme Başkanı: İfadenizde Serdarova bebeğin ailesinden para istediğiniz geçiyor.
Sanık: Fırat Sarı aradı; sevk vardı ancak ailenin parası yoktu. Fırat Sarı kendi komisyon ücretini aldı. Toplamda yaklaşık 40 bin lira toplandı. Hastaneye parasını verdik, gerisini Fırat aldı. Bize de ek ödeme yaptı.
Mahkeme Başkanı: Amaç neydi?
Sanık: Amaç SGK'dan daha fazla para almaktı.
Hastanelerdeki gece yoğun bakım skandalı: doktor eksikliği ve ilaç yolsuzluğu iddiaları
Türkiye’nin sağlık sisteminde ortaya çıkan bir skandal, hastanelerdeki denetim ve yoğun bakım ünitelerinin işleyişine dair endişeleri artırdı. İddianamede yer alan bilgilere göre, yoğun bakım ünitelerinde geceleri doktor bulunmaması ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) üzerinden yapılan dolandırıcılık faaliyetleri gündeme damga vurdu. Sanıkların ifadeleri, sağlık sektöründe sistematik bir yolsuzluğun kapılarını aralıyor.
Yoğun bakım ünitelerinde gece doktor yok
Tutuklu hemşire Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında hastanelerin gece yoğun bakımda doktor bulundurma oranının yalnızca %30 olduğunu belirtti. “Müdahale etsek suçlanıyoruz, etmesek yine suçlanıyoruz” diyen Taşçı, sağlık personelinin bu kaotik durumun yükünü taşıdığını ifade etti. Ayrıca, bebeklere acil durumlarda doktor olmadan müdahale etmek zorunda kaldığını ve bu durumun sistemin açıklarından kaynaklandığını dile getirdi.
Yoğun bakım doluluğundan gelir sağlama stratejisi
Taşçı, yoğun bakım yataklarının doluluğunun hastaneler için büyük gelir kaynağı olduğunu vurguladı. “Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar çok para kazanıyor hastaneler” diyerek, hasta yatış sürelerinin uzatılması ve SGK'ya gerçeğe aykırı bilgilerin iletilmesiyle gelir artırma çabalarını ifşa etti.
Ilaçların satışı ve SGK üzerinden dolandırıcılık
Sanık Taşçı, SGK’nın 9.500 TL ödediği bir ilacın toplu alımlarda 7.000 TL’ye mal edildiğini, ancak hastalara verilmesi gereken bu ilaçların bir kısmının kullanmayarak satıldığını itiraf etti. İlaçların çöpe gitmesindense satılmasını Fırat Sarı ile konuştuğunu ve üç kez satış gerçekleştirdiklerini söyledi. Taşçı, satışlardan elde edilen komisyonlardan sınırlı bir kazanç sağladığını, asıl yüksek geliri hastane yöneticilerinin aldığını iddia etti.
Sahte hasta verileriyle gelir artırma iddiası
Savunmada ayrıca SGK’ya yapılan bildirimlerde sahte veriler kullanıldığı belirtildi. Bebeklerin entübasyon sürelerinin gerçekte olduğundan uzun gösterilerek daha fazla ödeme alındığı ileri sürüldü. Taşçı, “5 günlük entübe bir hasta, SGK’ya 10 günlük olarak bildiriliyordu” diyerek dolandırıcılık faaliyetinin detaylarını aktardı.
Iddianame ve ceza talepleri
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edildi. Diğer sanıklar için de benzer suçlamalarla ağır cezalar istendi.