Trump ikinci dönemi kazandı: Türkiye-ABD ilişkileri nasıl olacak?
Donald Trump, ikinci kez ABD Başkanı seçilerek 295 delegeye ulaştı. Türkiye-ABD ilişkilerinde doğrudan temasın sürmesi beklenirken, Trump’ın özellikle İsrail politikaları dikkat çekiyor.
ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi aday Donald Trump, zaferini Alaska'daki oy sayımının ardından kesinleştirdi. Toplamda 295 delegeye ulaşan Trump, Demokrat rakibi Kamala Harris'i geride bırakarak ikinci dönem için Beyaz Saray'a geri döndü. Bu sonuç, Trump'ın ABD'deki siyasi etkisini pekiştirirken, seçim sürecinde derin devletin direncine rağmen zaferini kazandığı yorumlarına yol açtı. Kamala Harris ise 226 delegeyle ikinci sırada kaldı.
Ekonomi ve Savaş Karşıtlığı Seçim Sonucunu Etkiledi
Trump'ın ikinci kez seçilmesinde ABD’nin ekonomik sorunları ve Trump’ın savaş karşıtı duruşunun etkili olduğu ifade ediliyor. Biden döneminde yükselen enflasyon ve ekonomik sıkıntılar, seçmenlerin tercihini büyük ölçüde etkiledi. Ayrıca, Trump’ın Ukrayna-Rusya savaşına yönelik eleştirileri ve savaşı sonlandırma vaadi de, ABD’nin savunma harcamalarından endişe duyan seçmen kitlesinin desteğini çekmesine yol açtı. Türkiye’den Abdulkadir Selvi’nin Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısına göre, bu faktörler “seçimin kaderini belirleyen unsurlar” olarak öne çıktı.
İsrail ile İlişkiler Trump’ın Politikalarında Önemli Rol Oynayacak
Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, ABD’nin İsrail ile ilişkilerinde yeni bir dönemi işaret ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump'ın zaferini "ABD-İsrail ittifakının yeniden güçlenmesi" olarak değerlendirdi ve Trump’a desteğini açıkça ifade etti. Bu durum, Trump'ın İsrail politikalarındaki sert çizgisini koruyacağına dair bir işaret olarak görülüyor. Trump’ın İsrail’in Gazze üzerindeki etkisini artırma yönünde adımlar atabileceği belirtilirken, Filistin meselesine yaklaşımının da büyük ölçüde Netanyahu’nun tutumlarıyla paralellik göstereceği öngörülüyor.
Trump-Erdoğan İlişkileri ve Türkiye ile İlgili Gelişmeler
Trump’ın ikinci döneminde Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir sayfa açılabileceği yorumları yapılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Trump’ın geçmişte kurduğu doğrudan ilişki ve lider diplomasisi sayesinde, iki ülke arasındaki hassas konuların daha hızlı çözülebileceği görüşü hâkim. Özellikle Türkiye’nin terör örgütleri PKK ve FETÖ ile mücadelesi, savunma sanayi anlaşmaları ve F-16, F-35 projelerine dair görüşmelerde olumlu gelişmeler bekleniyor. Ancak Trump’ın İsrail yanlısı tavırlarının bu ilişkiye nasıl yansıyacağı konusunda soru işaretleri devam ediyor.
Yeni Dönemde Ortadoğu ve Suriye Politikaları
Trump’ın önceki başkanlık döneminde “Ortadoğu’ya milyarlarca dolar gömüldüğü” şeklindeki açıklamalarına dayalı olarak, bölgedeki asker sayısını azaltma planlarını devreye alması bekleniyor. Trump, önceki dönemde Suriye ve Irak’tan asker çekme kararını duyurmuş ancak bu hamleler ABD içindeki derin devlet tarafından engellenmişti. İkinci döneminde Trump’ın bu konuda daha kararlı adımlar atması öngörülüyor. Türkiye açısından bakıldığında ise bu kararların, terör örgütleriyle mücadelede önemli etkileri olacağı düşünülüyor.
Çin ve İran'a Yönelik Sert Politikalar
Trump’ın dış politikada Çin’i ana rakip olarak göreceği ve bu ülkeye karşı ekonomik baskıları artıracağı belirtiliyor. Aynı zamanda İran’a yönelik politikalarının da daha sert bir çizgide ilerleyeceği tahmin ediliyor. Önceki başkanlık döneminde İran ile yapılan nükleer anlaşmayı eleştiren ve ABD’yi bu anlaşmadan çeken Trump, bu süreçte İran'a yönelik daha agresif bir strateji izleyebileceğini açıklamıştı. ABD’nin Orta Doğu politikasında İran karşıtı hamlelerin ve Çin’e yönelik ekonomik yaptırımların yoğunlaşacağı bir döneme girileceği düşünülüyor.
Türkiye'nin Bakışı: Trump’ın Beyaz Saray’daki İkinci Dönemi
Trump'ın ikinci döneminde Türkiye, doğrudan iletişim kurabildiği bir başkana sahip olmanın avantajını yaşayabilir. Ancak Trump’ın İsrail yanlısı duruşu ve ABD-Türkiye ilişkilerindeki kritik dosyalar, dikkatle ele alınması gereken konular arasında yer alıyor. Uzmanlar, Trump’ın daha önce Türkiye’nin ekonomik yapısını etkileyen yaptırımları uyguladığını hatırlatarak, bu konuda temkinli olunması gerektiğini belirtiyor.