Kayyum, çözüm süreci ve belediyelere soruşturma gündemi seçmeni ne yönde etkiliyor? Al Ain Türkçe Özel
Siyaset Bilimci Dr. Nurettin Kalkan, kayyum atamaları, çözüm süreci ve belediyelere başlatılan soruşturmalarının seçmen üzerinde ciddi etki yaratmadığını belirterek ekonomik sorunlara dikkat çekti. Kalkan, “Gündemin hızla değişmesi seçmeni antipolitikleşt
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında Abdullah Öcalan’a çağrı yapmasıyla başlayan çözüm süreci tartışmaları, TUSAŞ saldırısı, kayyum atamaları ve partilerin karşılıklı açıklamalarının ardından rafa kaldırıldı. Türkiye siyasetinin gündemine bu tartışmaların ardından CHP’li belediyelere başlatılan ‘usulsüz harcama’ soruşturmaları da eklendi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere muhalefet erken seçim çağrılarını yinelemeye devam ederken iktidardan bu çağrıya yanıt gelmiyor. Peki tüm bu gelişmeler seçmeni nasıl etkiliyor?
“SEÇMENİN EN ÖNEMLİ GÜNDEMİ EKONOMİ”
Özgürlük Araştırmaları Derneği (ÖAD) Araştırmacısı ve Siyaset Bilimci Dr. Nurettin Kalkan, sözlerine araştırma şirketlerinin bu yöndeki raporlarını bir süredir takip ettiğini belirterek başladı. Kalkan, takip ettiği 3 şirketin raporlarındaki ortak bulgunun, seçmenin 4’te 3’ünün Kürt meselesini öncelikli bir sorun olarak görmediği yönünde olduğunu söyledi.
Kalkan, “Yani seçmen Kürt sorununu memleketin öncelikli sorunları arasında görmüyor. Bunu öncelikli sorun olarak gören seçmen yüzde 25-30 arasında seyrediyor. Yine ‘çözüm süreci başlatılmalı mı?’ sorusuna ‘başlatılmalı’ diyenlerin oranı ‘başlatılmamalı’ diyenlerden çok geride” dedi.
Kalkan, “Kayyum atamalarına karşı çıkan seçmen oranının da, karşı çıkmayan, zımnen destekleyenlerden geride olacağını düşünüyorum. 14 Mayıs 2023 seçim verileri elimizde. Cumhur İttifakı Kürt meselesine karşı son derece şahin bir dil kullanarak seçimleri kazandı. DEM Parti’ye saldırgan bir dil kullanarak seçim kazandı. Yani Cumhur İttifakı’na oy veren, oy vermeyi düşünen seçmenin bu üç konuyu da önemsediğini düşünmüyorum. Seçmenlerin en önemli gündem maddesi ekonomi” ifadelerini kullandı.
“SEÇMEN, SİYASETİN SORUNLARINI KONUŞUYOR”
Kayyum atamalarına yönelik değerlendirmelerini de paylaşan Kalkan, “Bizim gibi onca sorunla boğuşan bir ülkede, siyasetin seçmenin sorunlarını konuşması gerekirken seçmen siyasetin, özellikle muhalefetin sorunlarını konuşmak zorunda kalıyor. Son 3 yılda yükselen milliyetçi dalga, iktidar bloğunun kullandığı beka söylemi ve Türkiye siyasetinin güvenlikleştirilmesi yeni bir sürece yönelik desteği zaman içinde azaltmış. Buna ekonomik sorunlar da eklemlenmiş. Şu an çözüm süreci vatandaşın büyük çoğunluğunun umurunda değil. Kayyum meselesine dair de anketlerden araştırmalardan böyle bir sonuç çıkacağını düşünüyorum. Halfeti’deki seçmen tepki gösteriyor. Zaten iktidar blokunun yakalamayı düşündüğü seçmen arasında bu grup yok. İktidar zaten herkesi kucaklamayı düşünmüyor. Bu da iktidara konfor alanı sağlıyor. Muhalefetin böyle bir mecburiyeti var” diye konuştu.
Dr. Nurettin Kalkan
“Siyasete dair bir soğuma gözlemliyorum” diyen Kalkan, gündemin hızla değişmesinin seçmeni antipolitikleştirdiğini belirtti. Kalkan, Türkiye’de protest seçmen oranının ilk kez bu kadar fazla olduğunu vurgulayarak “Siyaset bir çözüm enstrümanı olmaktan çıkıp, sorun çıkaran bir yer haline dönüştü. İktidar, belki bir 10 yıldır seçmenin somut sorunlarına çözüm bulamıyor ama muhalefet de toplumun sorunlarına somut çözümler bulamayan iktidarı sandıkta mağlup edemiyor. Türkiye’de böyle bir kilitlenmişlik var. 7 Haziran 2015- 1 Kasım tarihinden itibaren erken seçim tartıştık. 14 Mayıs’ın üzerinden 1,5 yıl geçti erken seçimi hala tartışıyoruz. Bundan sonra da böyle geçecek. Seçmen siyasetten soğuyor. Seçmen antipolitikleşiyor” dedi.
CHP’li İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyesine başlatılan soruşturmalara da değinen Kalkan, şunları söyledi:
“Seçmenin büyük çoğunluğu Kürt meselesinin öncelikli bir sorun olduğunu düşünmüyor. Seçmenin çoğunluğu Kürt sorununun çözümü için çözüm süreci başlatılmasına olumlu bakmıyor. Seçmenin büyük bir çoğunluğu kayyum meselesini siyasetin önemsediği kadar önemsemiyor. Çünkü seçmenin daha büyük sorunları var. Türkiye’de açık bir beslenme, barınma sorunu var. Emeklilerin çok ciddi problemleri var. Beyin göçü problemi var. Bunlara rağmen Türkiye’de siyaset buna gerektiği kadar eğilmiyor. Gündemin değişmesi de seçmeni soğutuyor.
BELEDİYELERE SORUŞTURMA GÜNDEMİ
Belediyelere başlatılan incelemeyi ikiye ayırmak lazım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başlatılan inceleme çok konuşulmadı ama Mansur Yavaş kamuoyunda ön planda. Seçmenin nasıl bir tepki verdiğine ilişkin bir rapor yok. Mansur Yavaş’a yönelik eleştiriler, Ebru Gündeş ve diğer konserlere harcanan paralara yönelik eleştirileri köpürten Ekrem İmamoğlu’na yakın medya ve aktörler oldu. Burada bir cumhurbaşkanlığı rekabetine girildiğinde, Yavaş bunu yüksek sesle dillendirmeye başladığında CHP medyasının Yavaş’a olan bakışı bir anda değişti. Eğer iktidar Yavaş’a yönelik ithamlar, sıkıştırma ve tazyik sadece iktidar blokundan gelseydi seçmenin refleksi farklı olurdu. Ancak hem iktidardan hem de İmamoğlu’na yakın medya tarafından sıkıştırmalar geldi. Yavaş’ın ‘sağlı sollu sıkıştırmalar içindeyim’ sözü de buna işaret ediyor. Mansur Bey CHP’ye yakın medya tarafından yalnız bırakıldı”