Avro Bölgesi ekonomisinde resesyon sinyalleri!
Avro Bölgesi'nde şirket kredileri büyümesi yavaşlıyor ve ekonomide resesyon endişeleri artıyor. Avrupa Merkez Bankası'nın yeni verileri, kredi talebinin ve para arzının düştüğünü gösteriyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), eylül ayına dair şirket ve tüketici kredilerinin aylık değişim verilerini yayımladı. Avro Bölgesi'nde bankalar ve diğer finans kuruluşları tarafından şirketlere sağlanan kredilerin büyümesi yavaşladı. Bu durum, bölge ekonomisinde resesyon endişelerinin artmasına neden oluyor.
Şirket kredilerinde yavaşlama eğilimi
Ağustos ayında yıllık bazda yüzde 0,7 artış gösteren şirket kredileri, eylül ayında yalnızca yüzde 0,2 oranında yükseldi. Bu artış, Aralık 2015'ten beri gözlemlenen en düşük seviye olarak kaydedildi. İlerleyen dönemde kredilerin daha da yavaşlayabileceğine dair endişeler bulunuyor.
Tüketici kredileri ve aylık kredi akışı
Tüketici kredileri ağustosta yüzde 1 artarken, eylül ayında yüzde 0,8 artış kaydetti. Eylül ayında aylık toplam kredi akışı da 4,5 milyar avro olarak gerçekleşti. Tüketici kredilerinin yavaşlaması, toplam talebin de düşüş göstermesine yol açabileceği değerlendiriliyor.
Para arzında yavaşlama
Eylül ayında M3 para arzı, yıllık bazda yüzde 1,2 düşüş gösterdi. Bu durum, analistlerin yüzde 1,8 düşüş beklentisinin altında kaldı. Para arzındaki bu düşüş, enflasyonun gelecekte yavaşlayabileceğini işaret ediyor.
Krediye erişim ve talep kısıtlanıyor
ECB'nin en büyük bankalarla gerçekleştirdiği anket sonuçlarına göre, 2021 yılının dördüncü çeyreğinde işletmelerin krediye erişimini daha da kısıtlamayı planladıkları ve kredi talebinin azaldığı görülmekte.
Ekonomik göstergeler zayıflıyor
Sanayi üretimi, satın alma endeksleri ve ekonomiye güven endeksleri gibi çeşitli göstergeler, Avro Bölgesi ekonomisinin zayıf dış talep, tüketici ihtiyatı ve yüksek faiz oranları nedeniyle durgunlaştığını veya küçülmekte olduğunu gösteriyor.
Gelecek faiz toplantısı ve piyasa beklentileri
ECB'nin bir sonraki faiz toplantısı 26 Ekim'de yapılacak. Para piyasalarında, ECB'nin üç temel politika faizini değiştirmemesine kesin gözüyle bakılıyor. Bu durum, mevcut ekonomik koşullar altında politika yapıcıların temkinli bir yaklaşım sergileyeceklerini gösteriyor.