Yenidoğan çetesi davasında 4. Gün başladı: İtiraflar devam ediyor
İstanbul'da yeni doğan bebeklerin ölümüne neden olmakla suçlanan 47 sanığın yargılandığı dava, dördüncü gününde de dikkat çekici detaylarla devam ediyor. Sanıklar, SGK dolandırıcılığı ve ihmallerle suçlanıyor.
İstanbul'da yeni doğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelere sevk ederek usulsüz kazanç elde ettikleri ve ihmaller nedeniyle ölümlerine yol açtıkları iddiasıyla yargılanan "Yenidoğan Çetesi" davası, dördüncü gününde devam ediyor. 47 sanığın yargılandığı davada, mahkeme süreci bebek ölümleriyle ilgili şok edici gerçekleri ortaya koyuyor.
Adliye koridorlarında gerilim: sanık ordusu mahkeme salonunda
Bakırköy Adliyesi'nin konferans salonunda görülen davada, 22 tutuklu ve 14 tutuksuz sanık bizzat duruşmada yer alırken, bazı tutuksuz sanıklar SEGBİS üzerinden bağlandı. Mahkeme salonunda ise adeta bir avukatlar ordusu dikkat çekti. Çetenin işlediği suçlardan etkilenen ailelerden sadece üçü avukatlarıyla katılım sağladı.
Bilirkişi raporuna göre çetenin eylemleri 12 bebeğin ölümüne yol açtı. Ancak iddianamede sadece 10 bebeğin ölümü yer alıyor. Mahkemede bu bebeklerden yalnızca "Kaya Bebek" davası için bir avukat aktif olarak soru sormaya devam ediyor.
"Çek fişi gitsin": İhmallerle ölüm gerçeği
Duruşmada dinlenen tanıklar ve sanıkların ifadeleri, bebeklerin sistematik ihmallerle nasıl ölüme terk edildiğini gözler önüne serdi. Sanık hemşirelerden biri, çete liderlerinden Fırat Sarı’nın "Hastayı entübe göster" talimatını sıkça verdiğini açıkladı. Bir başka hemşire, bebeklerin kasıtlı olarak hayatta tutulmadığını ifade ederek, "Çek fişi gitsin" ifadelerinin kullanıldığını mahkemede dile getirdi.
Günün ilk savunması: muhasebeci funda özen konuştu
Bugünkü duruşmada ilk savunma, tutuklu sanıklardan muhasebeci Funda Özen tarafından yapıldı. Çete üyeleri arasında para hareketlerini düzenlemekle suçlanan Özen, suçlamaları reddetti ve yalnızca "bir çalışanın işlerini yerine getirdiğini" öne sürdü. Özen’in ardından çetenin lider kadrosundaki isimlerle bağlantılı olduğu iddia edilen tutuklu sanıklardan Renas Kılıç ve soruşturmayı yürüten savcıyı tehdit ettiği belirtilen hemşire Tuğçe Toptemel’in ifadelerinin alınması bekleniyor.
Önceki günlerde ortaya çıkan detaylar
Sanıkların savunmaları, davanın üçüncü gününe kadar çetenin işleyişine ve ihmallerin boyutuna dair çarpıcı bilgiler sundu.
Hemşire Çağla Durmuş, çetenin lideri Fırat Sarı’nın talimatıyla hastaların entübasyon sürelerinin uzatıldığını ve bu şekilde SGK’dan daha fazla ödeme alındığını söyledi. "Hastayı entübe göster" talimatının, bebeklerin ölümüne yol açan kritik hatalara neden olduğunu vurguladı.
Hemşire Hakan Doğukan Taşçı, ifadesinde sistemin nasıl işlediğini detaylarıyla anlattı. Yoğun bakımda çalıştığı dönemde bebeklerin sağlık durumlarıyla ilgili sahte raporlar düzenlendiğini, hastaların yoğun bakımda tutulma sürelerinin uzatılarak SGK’nın dolandırıldığını belirtti.
Taşçı, şu ifadeleri kullandı:
"Yoğun bakım ne kadar dolu görünürse hastane o kadar para kazanıyor. Hasta listelerini kafamıza göre düzenliyorduk. Bebeklerin entübe olduğu süreyi SGK’ya daha uzun göstererek kazanç sağlıyorduk. Bazı ilaçlar hastaya hiç verilmedi, bir kısmı ise satıldı. Bu satışlardan cüzi bir komisyon aldım, ama Fırat Sarı büyük miktarlarda para kazanıyordu."
Sahtecilik ve ilaç dolandırıcılığı
Sanıklar, bebeklerin tedavisinde kullanılan pahalı ilaçlar üzerinden yapılan dolandırıcılığı da mahkemede detaylandırdı. SGK’nın akciğer gelişimi için kullanılan bir ilaca 9 bin 500 lira ödeme yaptığını belirten Hakan Doğukan Taşçı, ilacın fazla alınarak dolaplarda biriktiğini ve daha sonra satıldığını ifade etti. Çetenin ilaç satışlarından ciddi gelir elde ettiği öne sürüldü.
Avukatların eksikliği aileleri yalnız bırakıyor
Mahkemeye mağdur ailelerden yalnızca üç avukatın katılması, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Çete üyelerinin duruşmada güçlü bir avukat ekibiyle savunuluyor olması, mağdurların sesini duyurma konusundaki eksiklikleri gözler önüne serdi.
Çetenin lideri Fırat Sarı’nın ifadesi bekleniyor
Davanın seyrini değiştirebilecek ifadelerin, çetenin lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ve İlker Gönen tarafından verilmesi bekleniyor. Sanıkların savunmaları, iddianamedeki suçlamaların doğruluğunu ve çetenin işleyişini netleştirebilir.
"İL DIŞI SEVKLERDEN 5 BİN LİRA KAZANIYORDU"
Duruşmanın 2. gününde kürsüye ilk olarak gelen Fırat Sarı'nın hemşiresi Hasan Basri Gök, bebeklerin 112'ye bildirilmeden sevk yapıldığını itiraf ederek Serdar Yüksel'in il dışı sevklerden 5 bin lira kazandığını söyledi.
Mahkeme Başkanı: Bebek sevkleriyle ilgili ne biliyorsun?
Sanık: Bebek sevklerini Fırat Sarı, İlker Gönen ve Mert Özdemir yapıyordu.
Mahkeme Başkanı: Nasıl alıyorlardı?
Sanık: Fırat Sarı'nın tanıdığı doktorlar vardı; bebekleri onlardan alıyordu.
Mahkeme Başkanı: Neden?
Sanık: Para kazanmak için.
Mahkeme Başkanı: 112'yi bilgilendirmeden bu nasıl yapılıyordu?
Sanık: Doktorlar üzerinden yapılıyordu.
Mahkeme Başkanı: Para kazanıyorlar mıydı?
Sanık: Kazanıyorlardı, ama gözümle gördüğüm bir şey yok. Serdar, il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu. İlker ve Fırat zaten yöneticiydi.
MAHKEME BAŞKANI: BEBEĞİ ÖLDÜR DEMİŞSİNİZ
Mahkeme Başkanı, Hasan Basri Gök'e Mehtap hemşire ile aralarında geçen "Bebeği öldür" diyaloğunu sordu:
Mahkeme Başkanı: Hemşire Mehtap ile bebek öldürmeyle ilgili bir konuşmanız var.
Sanık: Çirkin bir cümle. Görüşümü belli etmişim.
Mahkeme Başkanı: Siz öyle mi yapıyordunuz?
Sanık: Bebeğin sürekli kalbinin durup geri gelmesine neden olan bir durum vardı, o yüzden.
Mahkeme Başkanı: Normalde yapılması gereken bu mu? Mehtap'a "Bebeği öldür" demişsiniz.
Sanık: (Cevap belirtilmedi.)
"BEBEK ŞU AN YAŞIYOR OLURDU"
Mahkeme Başkanı: Opara bebeğin ölümü ile ilgili ne biliyorsun?
Sanık: WhatsApp görüşmelerini gördüm.
Mahkeme Başkanı: Kimle kim arasında?
Sanık: Tuğçe ve Doğukan. Fark etmemişler.
Mahkeme Başkanı: Fark etmemişler mi, fark edememişler mi?
Sanık: Fark edememişler, yoksa bebek şu an yaşıyor olurdu.
"112'NİN PARMAĞI VAR MI?" SORUSUNA BAKANLIK AVUKATINDAN İTİRAZ
Mahkeme sırasında, sanık Hasan Basri Gök'e sevklerle ilgili "112'nin bu işte bir parmağı var mıdır?" sorusu soruldu. Sağlık Bakanlığı avukatı soruya itiraz etti. Mahkeme heyeti, itirazı kabul etti ve soru sorulmadı.
Sanık Gök'ün avukatları, "İtiraflarda bulunarak dosyanın bu aşamaya gelmesinde fayda sağlamıştır. Bu nedenle tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz" diyerek tahliye talebinde bulundu.
"FIRAT SARI YÜZDE 40 KAR ALIYOR"
Mahkeme Başkanı, sanık hemşir Deniz Korkmaz'a da sorular yöneltti:
Mahkeme Başkanı: Savcılıkta ifade vermişsin.
Deniz Korkmaz: Bildiğim her şeyi anlattım.
Mahkeme Başkanı: 1 dakika, ifadelerin doğru mu?
Deniz Korkmaz: Duyduğum, gördüğüm, bildiğim her şeyi anlattım.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı'nın kurduğu sistemde yüzde 40 kar aldığını söylemişsin.
Deniz Korkmaz: Evet, doğrudur.
"FIRAT SARI İLE İLİŞKİM VARDI"
3. gün ise sanık hemşire Cansu Akyıldırım'ın savunması ile başladı. Akyıldırım, elebaşı Fırat Sarı ile ilişki yaşadıklarını itiraf etti.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetin var mıydı?
Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021-2023 yılları arasında.
Mahkeme Başkanı: Ne zaman tanıştınız?
Cansu Akyıldırım: 2019'da.
PARA TRANSFERİ SORULDU
Mahkeme heyeti, sanık Cansu Akyıldırım'a iddianamede geçen para transferlerini sordu. Sanık, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü.
Cansu Akyıldırım: Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir para atardı, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım. Birinci Hastanesi'nde çalışırken de böyleydi.
"FIRAT SARI 'HASTAYI ENTÜBE GÖSTER' DERDİ"
Akyıldırım'ın ardından hemşire Çağla Durmuş'a sorular yöneltildi.
Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?
Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı "Hastayı entübe göster" derdi.
Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne?
Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.
Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı'nın amacı neydi?
Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.
ACILI ANNE-BABADAN TEPKİ: SEN DE YARGILANACAKSIN
Duruşmaya ara verildiği sırada, kendilerinin avukat olduğunu belirten anne ve baba, doktor Dursun Eryılmaz'a tepki gösterdi: Bebeğimizi öldürdün. Sen de yargılanacaksın.
"ÇEK FİŞİ GİTSİN"
Duruşmadan aradan sonra, Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında olan sanık Damla Atak'ın savunmasıyla devam edildi.
Mahkeme Başkanı: İhmalle adam öldürme, örgüte üye olma ve dolandırıcılıktan dava açıldı. Savunmanı yapacak mısın?
Damla Atak: Yapacağım. Doğa Hastanesi'nde çalışırken Fırat Sarı ve İlker Gönen ile tanıştım. Örgüt üyesi değilim. 2022 yılında Fırat Sarı ile hastanede çalıştım. Onun işlettiği hastanede görev yaptım.
Mahkeme Başkanı: Hangi hastane?
Damla Atak: Duygu Hastanesi. Epikrizleri nasıl yazdıklarını bilmiyorum. Fırat Sarı hastanenin işletmesini yürütüyordu. 2023 yılında Güney Hastanesi'ne başladım. Fırat Sarı yine oradaydı ve orayı da işletiyordu. Ali Dirik, bana ilaçlar çalındığı için işletmeyi göndereceğini söyledi. Dediğini de yaptı; Fırat Sarı'nın işletmesini gönderdi. İşletme gittikten sonra Kaya Bebek yoğun bakıma getirildi.
Damla Atak: Kaya Bebek'in doğumuna bizzat ben girdim. Hastayı toparladıktan sonra yoğun bakıma yatırdık. Ancak doktor bir yönlendirme yapmadı. Doktorun ayrıldığı söylendi çünkü Ümit Bey, gece aranmasından rahatsız olmuş. Hastane bana doktor göndermedi. Bunun üzerine hastane sahibi Ali Dirik'i aradım ve "Bebeğin akciğerinde kanama var" dedim. O da bana bazı sorular sordu. Ancak bu süreçte hiç doktor gelmedi. Zaten hastanede yenidoğan doktoru bulunmuyordu.
Mahkeme Başkanı: Bebeğin geliş süreci nasıldı?
Damla Atak: Bize gelen bebek değil, anneydi. Bebek doğumla birlikte hastaneye geldi.
Mahkeme Başkanı: Bebeğin doğumundaki doktor kimdi?
Damla Atak: Songül Hanım.
Mahkeme Başkanı: Devam et.
Damla Atak: Hastaneden ve doktordan herhangi bir tedavi talimatı verilmedi. Bize, doktor Hilda Hanım ve Rıza Bey'in geleceği söylendi. Daha sonra Rıza Bey geldi ama kaşesi yoktu. Doktor Şehmuz'un kaşesi kullanılıyordu, oysa o doktor çoktan ayrılmıştı. Doktor Ümit Bey ve Mehmet Bey de Şehmuz Bey'in kaşesini kullanıyordu. Daha sonra Hilda Hanım'ın kaşesi kullanılmaya başlandı. Rıza Bey, Hilda Hanım'ın kaşesiyle geldi ve hastaları dolaştı. Kaya Bebek ile ilgili yapılabilecek hiçbir şey olmadığını söyledi.
Damla Atak: Kaya Bebek'i görmediğini söyledi ama benim yanımda gördü. Gece sorumlusu Batuhan vardı. Nöbete geliyordu, ama akciğerler kanamaya devam ediyordu. Ben kalp masajı yapılabilecek durumda olduğunu düşünmedim. "Doktoru ara" dediğimi hatırlamıyorum ama doğru yönlendirdiğimi düşünüyorum çünkü Rıza Bey'i araması gerekiyordu. Batuhan, fişi çekmesini yaşamaz diye söyledi. Ama bu süreçte Batuhan'ın beni aramadığını, Doğukan'ı aradığını öğrendim. Doğukan'ı araması yanlıştı. Beni arasaydı ben giderdim.
Damla Atak: Ayrıca, Rıza Bey çocuk doktoru sanıyorduk ama değilmiş. Kaya Bebek'in ölümüyle ilgili suçlamayı kabul etmiyorum.
Mahkeme Başkanı: Rıza Bey, o hastaneyle ilişkisinin olmadığını söyledi.
Damla Atak: Rıza'nın haberi yoksa nasıl "Fişi çek" diyebiliyor?
Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek'in ölümünden sonra denetim geldi mi?
Damla Atak: Evet, normalden daha kapsamlı bir denetim geldi. Bütün evrak ve dosyalar toplandı. Denetim sonrası Ali Bey yanıma geldi. Gece doktor Hilda Hanım geldi dedim çünkü onun kaşesi kullanılıyordu. Batuhan'ı aradım ve "Gece Hilda Hanım geldi diyeceksin" dedim. Hilda Hanım ve Rıza Bey evliydi.
"YOĞUN BAKIMDAKİ KAMERALARI ÇIKARDI"
Mahkeme Başkanı: Kameralar ne oldu?
Damla Atak: Hastane sahibi Ali Dirik yoğun bakımdaki kameraları çıkardı.
Mahkeme Başkanı: Kamera kayıtlarına ilişkin ne diyeceksin?
Damla Atak: Bu kameraların çıkarıldığını biliyorum ama başhekime hesap soramam. Kameraları çıkardıklarını biliyorum ama bebek Kaya'dan önce mi yoksa sonra mıydı, hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı: Batuhan Çetin seni bebek için aradı mı?
Damla Atak: Hayır, aramadı. Savcı, bebek ölümünün bana kalacağını söyledi ama beni aramadı ki. Evim Güney Hastanesi'ne 10 dakika mesafede. Gece saat 4'te kalkıp gittiğim hastalar oldu.
"BABASI, BEBEĞİNİ MORGTAN BİSKÜVİ KUTUSUYLA ALIP 1 BUÇUK SAAT TAŞIDI"
Ölen Kaya bebeğin avukatı, sanık Dr. Rıza Keykubad'a soru sordu:
Mağdur Avukat: Gece aradıklarında "Beni neden arıyorsunuz?" dediniz mi?
Rıza Keykubad: Aradıklarında cevap verdim.
Mağdur Avukat: Hastaneye numaranızı verdiniz mi?
Rıza Keykubad: Eşim başvuru yaparken numara verdim.
Mağdur Avukat: Neden siz numara verdiniz sonuçta eşiniz işe başlayacak?
Rıza Keykubad: Ben de verdim.
Mağdur Avukat: Sanık, 10 yaşında çocuğu olduğunu belirterek algı yaratıyor. Kaya Bebeğin babası, bebeği morgdan bisküvi kutusuyla alıp 1,5 saat boyunca taşımak zorunda kalmıştır. Ancak travmayı yaşayan Kaya Bebeğin annesi ve babasıdır.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.