"Gidişatı değiştirmek için, büyümeyi el üzerinde tutan küresel ekonomik sistemi dönüştürmek gerek" Al Ain Türkçe Özel
İklim İçin 350 Derneği’nden Efe Baysal, dünyada bu yıl için öngörülen yenilenebilir kaynakların tüketilerek kapasitenin aşılmasına ilişkin değerlendirmelerinde “Gidişatı değiştirmek için, büyümeyi el üzerinde tutan küresel ekonomik sistemi dönüştürmek ger
Dünyada bu yıl için öngörülen yenilenebilir kaynakların tüketilerek kapasitenin aşıldığı kaydedildi. Çevre Örgütü Germanwatch, ulaşım ve tarım kaynaklı karbon ayak izine ilişkin önemli uyarılarda bulundu.
Germanwatch'a göre bu yoğun kullanım devam ederse 2030 yılında iki gezegene ihtiyaç olacak. Uzmanlar, Amerikan yaşam tarzının 5.1 dünyaya eşdeğer bir kaynak tüketimi anlamına geldiği belirtiliyor.
İklim İçin 350 Derneği’nden Efe Baysal ile dünyanın kaynaklarının hızla tükenmesini, atılabilecek adımları ve çözüm önerilerini konuştuk.
“YERYÜZÜNÜN KENDİNİ YENİLEYEBİLME KAPASİTESİ ÜZERİNDE TAHRİBAT BIRAKTIK”
İçinde bulunduğumuz dönemi ‘krizler çağı’ olarak adlandıran Baysal, dünyanın kaynaklarının tükenmeye başlamasında ve iklim krizinde ‘doğal varlıkları meta değerine indirgeyen’ bakış açısının etkili olduğunu söyledi. Baysal, “Ekonomik büyüme uğruna daha fazla ekonomik büyüme aşkı ve doğal varlıkları sadece meta değerine indirgeyen bakış açısı bu krizin kök nedenini oluşturuyor. Her geçen gün sıklığı ve şiddeti artan kontrol edilemeyen orman yangınları, kentlerimizi kavuran sıcak dalgaları, kuraklık gibi iklim krizi sebepli afetler ve ekolojik çöküş ise sonuç olarak karşımızda duruyor. Yeryüzünün kendini yenileyebilme kapasitesi üzerinde büyük bir tahribat bırakmış durumdayız” ifadelerini kullandı.
“Bütün bunlar bizi endüstri öncesi döneme göre küresel ortalama sıcaklık artışlarında 1.2 dereceye getirmiş durumda. Bilim insanları ise bu sıcaklık artışının mümkünse 1,5 - olmazsa 2 derece ile sınırlandırılması gerektiğini; aksi takdirde bildiğimiz anlamda uygarlığımızın tabutuna çivi çakacağımızı söylüyorlar” diyen Baysal, çözüm için bireysel çabaların yeterli olmayacağını da vurguladı.
Baysal şunları söyledi:
“Bu gidişatı değiştirmek için nihai reçete büyümeyi el üzerinde tutan küresel ekonomik sistemi dönüştürmek. Ancak bu noktaya gelene kadar somut olarak atılması gereken en önemli adım enerji sektörünün dönüşümü olmalı. İklim krizinin baş faili kömürü, fosil gazını, petrolü kısaca fosil yakıtları terk edip, tüketim çılgınlığını frenlerken başta güneşe enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerjiye erişimi hızlandırmamız elzem. Endüstriyel tarım ve hayvancılığı sınırlandırmak, karbonsuz ulaşım, enerji verimliliği, doğa dostu kentsel çözümler gibi birbirini içeren politikaları da yaşanabilir bir gelecek için bütünlükçü şekilde ele almamız gerekmekte.
“BİREYSEL ÇÖZÜMLER DEĞERLİ OLMAKLA BİRLİKTE YETERSİZ”
Bütün bunları yapmak için siyasi bir irade ve toplumsal dönüşüm şart. Bugün ise şirketlerin başını çektiği ve gidişatın bütün sorumluluğunu bireye kilitleyen bir bakış açısıyla karşı karşıyayız. Bireysel çözümler bireyin doğayla kurduğu tek taraflı ilişkiyi dönüştürdüğü müddetçe çok değerli olmakla birlikte, maalesef yetersiz. Unutmamak gerekiyor ki bizler karbon ayak izimizi ne kadar azaltırsak azaltalım bir kömürlü termik santralin sadece bir günde havaya bıraktığı sera gazı miktarı bizim bireysel çabamızı sıfırlayacaktır. Bu bakımdan gerçek anlamda iklim kriziyle mücadele için net olarak dönüşümü talep etmemiz gerekmekte”