BDDK'nın sıkılaşma adımları ve faiz artışlarının etkileri Al Ain Türkçe Özel!
TCMB’nin faizleri yeniden artırmaya başlamasıyla bankalarda uygulanan düşük faizli kredi politikası da terk ediliyor. Ekonomist Çınar, Merkez Bankası'nın faiz artışı ve düşük faizli kredi politikasının sona ermesinin piyasa ve faiz yükünü analiz etti.
Merkez Bankası’nın faizleri yeniden artırmaya başlamasıyla bankalarda uygulanan düşük faizli kredi politikası da terk ediliyor. Sıkılaşma adımları sonrası kamu bankaları öncülüğünde kredi faizleri artarken mevduat faizlerinde başlayan düşüş sürüyor.
Ekonomist Ramazan Çınar, Al Ain Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin düşük faiz politikasını terk etmeye başlaması ve Merkez Bankası'nın politika faizlerini yükseltmesi, kamu ve özel bankaların kredi faizlerine nasıl yansıdı?
Seçim sonrası değişen politikalar ve yöneticiler sonrasında Merkez Bankası kademeli olarak faizleri artırmaya başladı. Öncesinde ise Merkez Bankası faizleri ile piyasa faizleri arasında ciddi bir makas oluşmuştu. Aslında piyasa hem Merkezin faizini hem döviz kurunu gerçekçi bulmadığı için ikinci bir fiyat ve faizi oluşturmuştu. Değişen politikalar sonrasında kademli artışlar ile piyasa faizleri ile Merkezin faizi bir noktada birleşmesi bekleniyordu. Bankaların Mevduat faizlerinde düşüşün sebebi aslında budur. Makul ve kabul edilebilir seviyelere faizlerin yükseltilmesi daha gerçekçi politikalar uygulanması piyasanın çift fiyat ve faiz oluşturmasının önüne geçmiştir. Piyasalarda finansmana erişim sorunu devam etmektedir ve Merkezin faizlerinin artması finansman maliyetlerini de artırmaktadır çünkü Bankaların finansman maliyetleri de artmaktadır. Şu an sadece ihracat yapan firmaların finansmana erişiminde bir nebze de olsa kolaylık sağlanıyor. Bu durum piyasanın bir çıkmaza girmesine ve firmaların döngüsünün zorlanmasına neden oluyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)'nın attığı yeni sıkılaşma adımları ve risk ağırlıklarını artırma kararı, bireysel ve taşıt kredi faizleri üzerinde nasıl bir etki oluşturmuştur?
Faiz artışları tek başına yeterli olmayacaktır bu yüzden diğer sıkılaşma adımları ile bunların desteklenmesi gerekiyor. BDDK almış olduğu karar da bunlardan bir tanesi. Bu adımlar her geçen gün enflasyon karşısında ezilen ve alım gücü azalan insanların taleplerinin öne çekerek talep yönlü de enflasyonun oluşmasına neden olmasından kaynaklanıyor. Talebin önüne geçmek vatandaşın harcamalarını kısıtlamak için yapılmaktadır. Aslında bunlar yapılırken insanları devletin gerçekten enflasyon ile mücadele ettiğine inandırıp davranışsal olarak da desteklenmesi daha doğru ve etkili sonuçlar verecektir.
Merkez Bankası'nın son toplantısında alınan faiz artışı kararının ardından kamu ve özel bankaların uyguladığı kredi faiz oranlarındaki artış, mevduat ve tüketici kredi hacmi üzerinde ne gibi bir etki oluşturmuştur?
Faiz artışları finansman maliyetinin artmasına ve vatandaşsın daha yüksek faiz ödemesine neden olmaktadır. Bu durum hem bankalar açısından hem de tüketici açısından riskli hale gelmektedir. Piyasanın gereklilikleri ve kâr marjı bellidir bundan dolayı yüksek faizle aldığınız kredi ile o işten elde edeceğiniz kar örtüşmediği zaman bu doğru bir tercih olmamaktadır. Bankalarda düşen kar marjlarına ek olarak artan faiz ile alınan kredinin geri ödenmeme riskleri arttığı için kredileri verirken daha titiz davranmaktadırlar. Tabiri caizse vermemeleri vermelerinden daha iyi olduğunu düşünüyorlar. Merkez Bankası faizleri ve döviz kurunun belirli bir seviyeye ulaşmasına kadar finansmana erişim sorunu devam edeceğini ve finansman maliyetlerinin de yüksek olacağını düşünüyorum. Tüketici kredi hacimlerinde bir düşüş olacağını düşünüyorum.