Ukrayna Büyükelçisi Al Ain’e özel konuştu.. Kayıplar ve barış yolları
Ukrayna'da altyapıyı tahrip eden, binlerce kişinin ölümüne yol açan ve Kiev'e ekonomik kayıplar yaşatan savaşın üzerinden tam bir yıl geçti.
24 Şubat'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla Rusya, ”özel askeri operasyon” adı altında Ukrayna’ya girmişti. Bir yıl boyunca yaşanan birçok gelişme savaşın seyrini değiştirmiş olsa da, Ukrayna direnişini hala sürdürüyor.
Al Ain News, savaşın birinci yıldönümünde, hem Ukrayna'nın Kahire'deki Büyükelçisi Mykola Nahorni'ye, hem de Rus mevkidaşı Giorgi Borisenko'ya savaşın gidişatına dair sorular yöneltti.
Ukrayna Büyükelçisi ile yapılan görüşmenin detayları..
Savaş ne durumda? Ukrayna şu ana kadar hangi toprakları geri aldı?
Geçen yılın 24 Şubat'ında başlayan savaş, sadece ülkemizi değil tüm dünyayı ciddi şekilde etkiledi.
Savaşın başında Rusya birkaç bölgeden girerek başkent Kiev'e kadar ulaştı ve bu, savaşın gidişatındaki en tehlikeli aşamaydı. Ancak askerlerin cesareti ve Batılı ortakların desteği sayesinde savaşın başından bu yana Rusya'nın ele geçirdiği bölgelerin yarısı kurtarıldı.
Herson ve Harkov'u kurtardık, ama savaş 1.500 kilometrelik alanda doğrudan çatışmalarla devam ediyor. Temas hattı 3000 kilometreden fazla, bu da yaşananların 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük savaş olduğunu gösteriyor.
Ufukta Rusya ile bir anlaşma ve savaşın sona erme durumu var mı?
Ukrayna, tüm topraklarının geri verilmesi koşuluyla barış istiyor. Moskova'nın diyalog istediğini defalarca duyduk. Ancak, saldırıların sürekli olarak yapıldığını görüyoruz.
Rusya şu anda ülkemizin altyapısını ve vatandaşlara sıcak su ve ısınma sağlayan elektrik enerjisi sektörünü hedef alarak Ukrayna halkını siyasi, ekonomik ve askeri olarak Rus kontrolüne boyun eğmeye zorluyor.
Batı silahları savaşın dengesini nasıl etkiledi?
Avrupa ve ABD'nin askeri rolü, savaşın Rusya’yı yıpratmaya başlaması nedeniyle belirleyici oldu. Ukrayna kuvvetleri her gün yüzlerce top mermisi atıyordu. Her iki tarafta da çok büyük kayıplar oldu. Tank ve uçak kayıplarına ek olarak, taraflardan yüzbinlerce asker yaralandı, 130 bin asker kaybı yaşandı.
Ukrayna ekonomisi de büyük kayıplara uğradı, bu nedenle dış destek ve Batı silahları olmadan bu kayıpları telafi edemeyiz. Silah ve mühimmatı güvence altına almalıyız. Halkın iradesiyle zafere ulaşmak için bu silahlara daha çok ihtiyacımız var.
ABD ve Avrupa’nın destek vaatlerini nasıl görüyorsunuz?
Batı desteği zaman zaman değişiyor, başlangıçta sınırlıydı ve silah türleri belirliydi. Bize "Stinger" ve "Jefflin" gibi bazı füzeler sağlandı, ancak Ukrayna'nın topraklarını geri almaya kararlı olduğunu anladıktan sonra bize Patriot hava savunma silahları, NASAMS ve Alman Leopard tanklarından modern silahlar temin edildi. Ama bizim Amerikan Abrams tankları gibi saldırı silahlarına ihtiyacımız var. Bize sağladıkları desteğin kapsamını genişletmelerini ve bize modern uçaklar sağlamalarını umuyoruz. Bir an önce bu kararı vermeliler.
Zaporijya elektrik santrali nedeniyle nükleer patlama tehlikesi var mı? Ukrayna kuvvetlerinin bombaladığı suçlaması var. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?
Nükleer tehlike var ve bunu kabul etmeliyiz, çünkü Rusya Zaporijya istasyonu üzerindeki kontrolünü genişletti. Tüm uluslararası yasaları ihlal ediyor. Bu durum, Rusya’nın Ukrayna'yı teslim olmaya zorlama planının bir parçası. Özellikle Avrupa'nın en büyük istasyonlarından biri olması ve ülkenin elektrik enerjisinin yüzde 40'ından fazlasını üretmesi nedeniyle Moskova, halkımızı o istasyondan enerji elde etmekten mahrum bırakmak amacıyla istasyonunu ele geçirerek, Rus enerji şebekesine bağlamaya yönelik yasadışı bir karar aldı.
Nükleer savaş tehlikesini nasıl görüyorsunuz?
Tehlike var, Rusya herkesin nükleer silahlara sahip olması için kapıyı açıyor ve devletler komşularını silahlarla tehdit ediyor. Şimdi, İran'ın bunu elde etmeye çalıştığını ve anlaşmayı ihlal ettiğini görüyoruz.
Savaşın kış aylarında devam etmesi, Ukraynalıları nasıl etkiledi?
Elbette Rusya sadece karada savaş değil, topyekun bir savaş yürüttü, bunun ekonomik, kültürel, jeolojik ve enerji ve medya boyutu var. Taleplerini kabul ettirebilmek için, Ukrayna ve Avrupa'yı gaz, petrol ve elektrikten mahrum bıraktı. Asıl amaç, Ukrayna egemenlik alanlarını Moskova'ya kattıktan sonra Ukrayna topraklarını işgal etmek ve bunları kontrol etmek için anayasa değişikliği yapmak.
İlkbaharda savaş kızışmadan hemen önce barışın gerçekleşmesi mümkün mü?
Askeri uzman değilim ama bu savaşa bir an önce son verilmesini umuyorum, çünkü devam etmesi ülkemi sadece ekonomik olarak etkilemiyor. Bununla birlikte, büyük insan kayıpları yaşıyoruz. Bu kayıpları telafi etmek zor. Yerinden edilmeye ek olarak birçok vatandaşımızın başka ülkelere göç etmesi, daha önce 40 milyon olan nüfusumuzu yarı yarıya 20 milyona düşürdü.
Kriz, gıdayı etkiledi mi? Tahıl, gerçekten Afrika ve Arap ülkelerine gitmedi mi?
Rusya-Ukrayna savaşı topyekun, gıdayı bir silaha dönüştürdü. Özellikle Afrika ve Asya kıtalarının fakir ülkeleri kıtlıkla tehdit ediliyor. Bu nedenle, tahıl anlaşmasında Ukrayna limanlarının dünya ülkelerine buğday ve gıda maddeleri ihraç etmek üzere açılmasını önerdik. Ayrıca Başkan Zelenski tahılın en çok ihtiyaç duyan ülkelere sevk edilmesi için bir girişimde bulundu. Etiyopya ve Yemen'e gıda gönderdik, önümüze çıkan engellere rağmen Afrika ülkelerine de göndermeyi planlıyoruz.
Özellikle tutsak takas anlaşmasının başarısı ve Arap Birliği'nin savaşı durdurma girişimlerinden sonra Arap ilişkilerini nasıl görüyorsunuz?
Barışı sağlamaya yönelik tüm çabaları, Mısır'ın girişimini ve Moskova'yı ve Ukrayna Dışişleri Bakanı'nı ziyaret eden bir komite oluşturulmasını takdirle karşılıyoruz. Ayrıca BAE ve Suudi Arabistan'ın esirleri takas etme çabalarını da takdir ediyoruz. Özellikle savaştan etkilenen halkımıza maddi olarak da destek olundu. Ancak siyasi, ekonomik ve askeri olarak daha fazla Arap desteğine ihtiyacımız