Şendir: Türkiye iğne deliğinden halat geçirirken...
Milliyet yazarı Özay Şendir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bağdat ve Erbil ziyaretlerinin detaylarını gündeme aldı. Ziyarete ilişkin perde arkası bilgiler aktardı. Türkiye’nin iğne deliğinden halat geçirdiği yorumunu yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Bağdat ve Erbil’e gitmişti. Milliyet Gazetesi yazarı Özay Şendir’e göre o ziyarette Türkiye iğne deliğinden halat geçirdi. Bu tezinin detaylarını anlatan Şendir, ziyaretlerin perde arkasına ilişkin önemli bilgiler de verdi. Bölgedeki dengenin sağlanması için Türkiye’nin uyguladığı stratejiyi anlattı.
Özay Şendir’in yazısı şöyle;
Türkiye iğne deliğinden halat geçirirken...
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bağdat ve Erbil ziyaretlerinin ardından, Irak’taki tüm taraflar konuştu ve resim yazılacak hale geldi. En komik bulduğum yanla başlayayım: Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin başında olan ve ABD tarafından terör örgütünün Suriye koluna iliştirilen Bafıl Talabani, Bağdat’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılayan heyette yer almak istemiş, bu istek elbette kabul edilmemiş.
- Talabani Ailesi’nin derdi Ankara ile ilişkilerini düzeltmek ve terörle aralarına bir mesafe koymak değil. Onların tek istediği Türkiye’nin Süleymaniye’ye uyguladığı hava ambargosunun kaldırılması. Bafıl Talabani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılayan heyette yer alamayacağını anlayınca, Irak Başbakanı’ndan Erdoğan ile yapacağı ikili görüşmede konuyu gündeme getirmesini talep etmiş ama bu talep de havada kalmış. Son çare olarak Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani, Erbil Havalimanı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ricada bulunmuş ama elbette istediği cevabı alamamış. Irak’ı ziyareti sırasında bu talebi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e de iletmişti Talabani Ailesi. Farkına varamadıkları konu, Türkiye’nin bu konuda çok net olduğu. Talabani Ailesi terörle iş birliğine devam ederse, Türkiye’nin tepkisi sadece hava ambargosuyla sınırlı kalmayacak.
- Gezinin Bağdat ayağına gelince, Türkiye’nin mesajları oldukça net: Ankara, Bağdat’tan PKK’yı terör örgütü olarak tanımasını ve kendi topraklarında barınan teröristleri tutuklamasını istiyor. Bağdat Yönetimi’nin PKK militanlarının silahsızlandırılarak mülteci statüsü verilmesi gibi önerileri Türkiye için kabul edilebilir öneriler değil. Ankara iyi niyetli adımlarını attı ve şimdi Bağdat’ın ciddiyetini gösterecek adımları atmasını bekliyor.
- Gelelim Türkiye iğne deliğinden halat geçiriyor başlığı atmama sebep olan noktaya. Bugüne kadar Irak’ın kuzeyine yönelik tüm işlemler için geçerli olan kapı Habur’du. Kalkınma Yolu Projesi çerçevesinde Ovaköy’den açılacak sınır kapısı Habur’un alternatifsizliğine son verecek. Projenin getireceği zenginlik tüm bölgeye yayılacağı için Irak’ın kuzeyinden bu sınır kapısına bir itiraz gelmiyor.
- Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Türkiye’nin imza koyduğu Kalkınma Yolu Projesi açısından Tahran’ın takınacağı tavır elbette önemli. Türkiye, Irak ile müzakere sürecinde İran kontrolünde olan Haşdi Şabi’nin de masada olmasına yeşil ışık yaktı. Bu sayede Tahran’ın olası itirazları ve engelleme çabalarının baştan önüne geçilen bir pazarlık süreci yürütülmüş oldu.
- Bir başka önemli başarı Irak’ın su talebi ve bu talebin gerektirdiği yatırım. Bağdat Yönetimi, Dicle’den saniyede 400 metreküp, Fırat’tan da 500 metreküp su bırakılmasını talep ediyordu. Türkiye bu süreci de başarıyla yönetti. Petrol gelirlerinden kurulacak bir fonla sulama sisteminin yenilenmesi, açık su kanallarının kapalı kanallara dönüştürülmesi ve mevsim şartlarına göre regülasyonu sağlayacak barajların inşası ortak projeler kapsamına alındı. Zamana yayılan ve petrol ihracatını da garanti altına alan bir anlaşma hiç kuşkusuz başarı hanesine yazılmalı.
- Kerkük-Yumurtalık’tan petrol ihracatının başlaması için Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetimle anlaşma imzalayan batılı petrol şirketlerinin Irak petrol şirketi SOMO ile el sıkışması gerekiyor. Bu ne kadar zaman alacak bilmiyoruz ama imzalanan mutabakat, bu anlaşmayı da kolaylaştıracak bir unsur gibi duruyor.
- Bölgede istikrarı sağlamak kolay olmayacak elbette. Birleşik Arap Emirlikleri merkezli bir şirket olan Dana Gas’ın Kor Mor sahasına düzenlenen bir drone saldırısı sonucu 4 çalışanı hayatını kaybetti. Süleymaniye sınırları içerisinde yer alan bu tesis daha önce de hedef alınmıştı. O saldırı İran Devim Muhafızları tarafından üstlenilmişti. O saldırıda Irak iç siyasetine dair pazarlıklar belirleyici olmuştu, bu saldırının motivasyonu halen tam olarak belli değil.
- Uzun lafın kısası şu, Türkiye, Irak topraklarının terörden arınması adına ortaya bir vizyon koydu. Bu vizyonun hayata geçmesi için tüm taraflara düşen roller olacak. Herkesin rolünü yerine getirmesi halinde ortaya çıkacak tablo, Türkiye’nin terör sorununu tamamen bertaraf ettiği noktaya gider. İğne deliğinden iplik geçirmek zordur, bugünlerde Ankara, iğne deliğinden halat geçiriyor...