BAE, Türkiye, Irak ve Katar'ın dev projesi: Kalkınma Yolu
Yaklaşık bir yıl önce, Irak Avrupa'ya Asya ve Körfez pazarlarını bağlayan büyük bir proje duyurdu. Başlangıçta "Kuru Kanal" olarak adlandırılan proje daha sonra "Kalkınma Yolu" olarak isimlendirildi.
Yaklaşık 17 milyar dolara mal olacak proje, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Irak'a yaptığı ziyarette ilk fiili adımların atılmasının ardından iyice belirginleşti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Muhammad Shiaa Al-Sudani'nin huzurunda BAE, Irak, Türkiye ve Katar arasında dörtlü bir mutabakat zaptı imzalandı, stratejik projenin resmi olarak başlamasına vesile oldu.
Mutabakat zaptını BAE adına Enerji ve Altyapı Bakanı Suhail Bin Mohammed Al Mazrouei, Irak adına Ulaştırma Bakanı Razzaq Muhaibis, Katar adına Jassim bin Saif Al, ve Türkiye adına Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu imzaladı.
KALKINMA YOLU PROJESİ
Irak Başbakanlığı'ndan yapılan açıklamada, mutabakatın projeyi uygulamak için gerekli çerçeveyi belirleyen imzacı ülkeleri kapsadığı belirtildi.
Açıklamada, projenin Doğu ile Batı arasında ekonomik entegrasyonu güçlendirerek sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik ettiği ve bölgesel ve uluslararası işbirliğini artırdığı vurgulandı.
Ayrıca, stratejik kalkınma yolunun uluslararası ticareti artıracağı, hareketliliği kolaylaştıracağı, yeni ve rekabetçi bir ulaşım güzergahı oluşturacağı ve bölgesel ekonomik refahı yükselteceği ifade edildi.
Proje ilk duyurulduğunda "Kuru Kanal" adını taşıyordu, ancak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Irak Başbakanı Muhammed Şii el-Sudani'nin Mart 2023'teki toplantılarında ismi "Kalkınma Yolu" olarak değiştirildi.
O günden bu yana proje, Irak-Türkiye toplantılarında tartışmaların başında yer aldı ve her iki ülkeden de en üst düzeyde ilgi gördü.
Daha sonra, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 13 Eylül 2023'te projeye ilişkin BAE, Irak ve Katar ile yoğun görüşmelerde bulunduğunu duyurmasıyla proje, bölgedeki diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletildi.
Mayıs 2023'te Irak Limanları Genel Şirketi Genel Müdürü Farhan Al-Fartusi, "Kalkınma Yolu"nu Irak'ta geniş alanların kalkınmasına kapı açacak bir proje olarak nitelendirdi ve bu sadece malların ve yolcuların taşınması için değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma için de olduğunu belirtti.
Proje, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük desteğini aldı. Bu destek, Yeni Delhi'deki G20 zirvesinde Ankara'nın BAE, Suudi Arabistan ve Irak ile demiryolu ve liman koridoru üzerinde çalışacağını duyurduğu toplantıda net bir şekilde ortaya konuldu. Bölgede, "Kalkınma Yolu"nun Çin'in Kuşak ve Yol İnisiyatifi ile koordineli bir şekilde ilerlemesi umuluyordu.
"Kalkınma Yolu" projesi, yaklaşık 1.200 kilometrelik bir demiryolu ve karayolu hattını kapsıyor. Güzergâhı, Irak'ın güneyindeki Basra şehrinin El Faw limanından başlayarak Divaniye, Necef ve Kerbela şehirlerinden geçiyor. Irak'ta Bağdat ve Musul'u takip ederek Şırnak'taki Ovaköy sınır kapısından geçip Akdeniz'deki Mersin limanına ulaşıyor ve oradan Avrupa'ya doğru devam ediyor.
Projenin başlangıç noktasını oluşturan Al-Faw Limanı, Abu Dabi Limanları tarafından geliştirilmekte. Abu Dabi Limanlar Grubu, Irak Limanları Genel Şirketi ile büyük limanın geliştirilmesi için ortak bir projenin temellerini atan bir ön anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, limanlar, ekonomik bölgeler ve diğer altyapılar için yatırım, yönetim ve işletme konularında potansiyel işbirliği fırsatlarını değerlendirmeyi amaçlıyor.
Carnegie Orta Doğu Araştırma Merkezi'ne göre, İtalyan PEG Infrastructure şirketi tarafından hazırlanan "Kalkınma Yolu" projesi üç aşamada hayata geçirilecek. İlk aşama 2028'de tamamlanacak, ikinci aşamanın 2033'te, üçüncü aşamanın ise 2050 yılında tamamlanması planlanıyor.
İlk etapta yaklaşık 100 bin kişiye iş imkanı verecek olan proje, 2050 yılında nihayete erdiğinde 1 milyon kişiye istihdam sağlayacak.
Kalkınma Yolu Projesi, Basra Körfezi'nden Türkiye'ye uzanan sınır ötesi bir ulaşım ağı kurmayı hedefliyor. Bu proje, Irak'ın ticari koridorunu genişleterek jeopolitik konumunu güçlendirecek ve aynı zamanda ülkenin hidrokarbonlara olan bağımlılığını azaltarak finansal getiri sağlayacak.
2028 yılında yük treni, yıllık 3,5 milyon konteynere veya 22 milyon ton dökme yüke ulaşacak kapasiteye sahip olacak. 2038'de bu kapasitenin 7,5 milyon konteyner ve 33 milyon ton dökme yüke çıkması, 2050'de ise 40 milyon tona ulaşması bekleniyor.
Hızlı trenin başlangıç kapasitesi yılda 13,8 milyon yolcu olacak. İlerleyen yıllarda bu rakamın 15 milyona çıkması planlanıyor.
Toplam maliyeti 17 milyar dolar olan projenin 10 milyar doları, yüksek hızlı elektrikli trenlerin alımına harcanacakken, kalan kısmı demiryolları ve karayollarının genişletilmesi için kullanılacak.