Sarp: Reel sektör için öncelik enflasyonun düşmesi / Al Ain Türkçe Özel
Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını perşembe günü verecek. Reel sektör faiz indirimi için sabırsız. Ekonomist Nazlı Sarp, reel sektör için öncelikli olanın faiz değil enflasyondaki düşüş olduğu görüşünde...
Merkez Bankası’nın faiz kararına iki gün kaldı. Parasal sıkılaşma konusunda kritik bir döneme giriliyor. Perşembe günü faizde değişiklik beklenmese de metinde yer alacak ifadeler merak ediliyor. Metinde faiz indirimi ve enflasyon konusunda yer alacak ifadeler önemli. Peki merkez Bankası, faiz indirimi konusunda hangi yolları izleyebilir? Enflasyonla mücadele konusunda son durum ne? Aralık ayında gelecek bir faiz indirimi reel sektörün sıkıntılarını çözer mi? Ekonomist Nazlı Sarp, tüm bu soruları Al Ain Türkçe için cevapladı. Sarp, faiz indirimini sabırsızlıkla bekleyen reel sektör için faizden önce enflasyondaki düşüşün daha önemli olduğu görüşünde.
Nazlı Sarp’ın Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar şöyle;
“MERKEZ BANKASI’NIN ÖNÜNDE İKİ YOL VAR”
Şu an Merkez Bankası’nın önünde hangi yollar var? Faiz indirimi konusunda izlenecek muhtemel yol haritaları neler?
“Aslında eylül ayı enflasyon rakamları açıklanmadan önce genel beklenti kasım ve aralıkta faiz indirimi yapılabileceği yönündeydi. Ancak rakamlar yüksek gelince durum değişti. Bu noktada iki ihtimal öne çıktı. Birincisi 2025 yılından önce hiçbir şekilde faiz indirimi yapılmaması. Normal şartlarda ben Merkez Bankası’nın bu yolu tercih edeceğini düşünüyorum.
İkinci ihtimal ise aralık ayında sembolik bir faiz indirimi. Bu da reel kesimin içinde bulunduğu sıkıntı karşısında, piyasa baskısının artmasıyla gerçeğe dönüşebilir. Reel sektör, yüksek faiz, krediye ulaşım sıkıntısı ve kur seviyesi nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Bu kesim faiz indirimi istiyor ve bu konuda baskı yapmaya çalışıyorlar. Eğer bu baskı sonuç verirse Merkez bankası aralıkta 250 ya da 500 baz puanlık bir indirime gidebilir.”
“ENFLASYONLA MÜCADELEDE TAM BİR BAŞARI YOK”
Enflasyonla mücadelede şu an durum ne? Enflasyonda düşüş trendi başladı mı? Sıkıntılı noktalar neler?
“Tüketici ithalatı hala yüksek. Bu da iç tüketimin hala canlı olduğunu gösteriyor. Enflasyonu düşürmede şu an tam bir başarıdan söz edemeyiz. Bunun sebebi yapısal bozukluklar. Gelir dağılımındaki adaletsizlik de bunun başında geliyor. Öyle ki yüzde 20’lik kesim harcamalarına kısmadan devam ediyor. Ekonomi yönetimi de bazı taraflarda sıkıntı olduğunu dile getiriyor. Hizmet enflasyonundaki katılık, kiralardaki artışın hala yüksek olması buna örnek.
Maliye politikalarında da bazı sıkıntılar var. Savunma Sanayii Fonu kesintileri buna örnek. Bu tür düzenlemelerin orta kesimi hedef alması tepkilere neden oluyor. Hane halkı enflasyon beklentisi bu nedenle düşmüyor. Bu tür adımlar ayrışmayı artırıyor.”
FAİZ İNDİRİMİ REEL SEKTÖRÜN SORUNLARINI ÇÖREZ Mİ?
Reel sektörün yüksek faizden şikayetçi olduğunu, faiz indiriminin bir an önce yapılmasını istediğini biliyoruz. Bu noktada Merkez Bankası aralık ayında bir faiz indirimi yapsa reel sektörün sorunu çözülür mü?
Merkez Bankası’nın ilk tercihi faiz indirimine 2025’te başlamak olacaktır. Ancak olur da reel kesimin baskıları artar ve kasım-aralık enflasyon rakamları da buna uygun olursa 500 baz puanlık bir indirim ihtimali var. Ama bu olsa bile sıkı para politikaları devam edecektir. Kredi faizleri yüksekte kalacaktır. İndirim ancak bir sinyal etkisi yapabilir. Kısacası indirim yapılsa bile bu reel kesimin sıkıntılarını gidermeyecektir.
Kura bağımlı, yabancı kaynak ve düşük sermayeyle işleyen bir reel sektörümüz var. Aynı zamanda dış pazarlarda da sorunlar yaşanıyor. Dolayısıyla rekabet iyice artmış durumda. Eskiden kurun yüksek olması nedeniyle fiyatla rekabet etme gücüne sahiplerdi. Ancak kur sabit kalınca verimlilik unsurları öne çıktı. Bu noktada da reel sektörün ciddi eksiklikleri var.
Reel sektörün rahatlaması için faizin değil enflasyonun düşmesi gerekiyor. Çünkü maliyetlerindeki artış durursa önlerini daha rahat görebilirler. Enflasyon düştükten sonra da sorunlar çözülmeyecek hatta asıl mesele başlayacak. Katma değerli üretim ve verimlilik konusunda firmaların atması gereken hayati adımlar var. Daha önce düşük faizli krediler çok istismar edildi, başka işler için kullandı. Artık bu dönem bitmeli. Kamu bundan sonra verimliliğe bakıp kredi vermeli. Firmaların verimliliği artırılmalı.
Kur konusu da önemli. Kur şu an özellikle bu seviyede tutulmuyor. Dışarıdan sıcak para girişi olmaması, yerli yatırımcının yüksek faiz nedeniyle TL’yi tercih etmesi nedeniyle kur bu noktada kalıyor.”