Pervin Buldan, Öcalan görüşmesinin detaylarını anlattı: Silah bırakılacak mı?
Abdullah Öcalan ile görüşen heyette yer alan DEM Partili Pervin Buldan, Öcalan’ın bu görüşmede PKK’ya silah bırakma çağrısıyla ilgili bir şey söylemediğini belirtti. Buldan, sürecin muhatabının Cumhur İttifakı olduğunu söyledi.
Abdullah Öcalan ile 28 Aralık Cumartesi günü İmralı Cezaevi'nde görüşen DEM Parti Milletvekili Pervin Buldan, görüşmeye ve bundan sonraki sürece dair açıklamalarda bulundu. Gazeteci İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtlayan Buldan, yılbaşından sonra Meclis'teki bütün partilerden randevu talep edeceklerini ve sürece katkı sunmalarını isteyeceklerini söyledi.
Görüşmenin içeriğine ilişkin açıklamalar yapan Buldan, Öcalan’ın bu görüşmede PKK’ya silah bırakması yönünde bir çağrı yapmadığını belirtti. Bir sonraki görüşme tarihinin henüz belli olmadığını, ancak parti ziyaretlerinin ardından kısa sürece gerçekleşebileceğini ifade eden Buldan, sürecin muhatabının Cumhur İttifakı olduğuna dikkat çekti.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun, metnin devlet yetkilileriyle hazırlandığı yönündeki iddiasına da yanıt veren Buldan, şunları kaydetti:
Parti liderleriyle ne görüşeceksiniz?
Biraz sürece katkı sunmalarını isteyeceğiz. Mesajda da belirttiğimiz gibi devir, demokrasi ve kardeşlik devridir. Barış devridir. Bu sürece herkesin katkı sunması gerekiyor. Sadece bizimle olabilecek, bizimle bitebilecek birşey değil. O yüzden işin içerisinde herkesin olması lazım. CHP’si, MHP’si, AK Partisi, Gelecek’i, DEVA’sı… Mecliste grubu bulunan bütün partiler.
Peki onlar süreçten ne anlamalılar? Neye evet ya da hayır diyecekler?
Biz konuşacağız, aktaracağız ne olup bittiğini. Yaptığımız açıklama çerçevesinde görüşlerimizi aktaracağız. Onlardan da katkı isteyeceğiz.
Öcalan’la yaptığınız görüşmenin içeriğini mi aktaracaksınız?
Evet, doğru.
Peki, ‘süreç’ derken neleri anlamaları gerekiyor? Neye evet ya da hayır diyecekler? Devletin Öcalan’la görüşmeye devam etmesine mi, yoksa somut bazı talep ya da meselelere mi?
Şöyle, İsmail bey, şimdi bir süreç başladı zaten.
“BİR SÜRECİN BAŞLANGICI”
Buna ‘süreç’ diyebiliyor muyuz?
Görüşmeler var en azından. Bu görüşmelerin olması bile bence bir sürecin başlangıcı. Dolayısıyla herkes katkı sunarsa süreç daha hızlı ilerler.
Tam olarak onu sordum. Süreçten, görüşmelerin devam etmesine insanların destek vermesini mi anlamalıyız, yoksa bazı somut taleplere evet demesi mi?
Yok, hayır, somut talep değil. Herkesin sürece katkı koymasını isteyeceğiz.
Nasıl katkı koyabilirler?
Talepler belki daha sonra… Dünkü görüşmede “Gidip direkt bunu isteyin ya da şunu isteyin” denilmedi. Sürece katkı sağlamalarını isteyeceğiz sadece.
Bunun zemini parlamento olacak değil mi?
Evet, öyle olmalı zaten. Herkes katkı sunarsa süreç daha hızlı ilerler, öyle söyleyeyim.
Öcalan, sürece dair “Hazırım” dedi. Burada bir şart yok mu? “Şu koşullar sağlanırsa ben rolümü yerine getirebilirim” demedi mi?
O kadar açmadı. Muhtemelen bir daha görüşmede belki bunlara değinir.
Dolayısıyla bir sonraki görüşmede bu aşamaya geçilebilir, öyle mi?
Geçilebilir. Daha detaylı görüşülür, konuşulur.
DEM PARTİ’E BİR MESAJ VERİLDİ Mİ?
Bu sürecin muhatabı kim? Biri Öcalan. Karşısında kim var?
Cumhur İttifakı diyelim. Cumhurbaşkanı’nın ve Devlet Bahçeli’nin başlattığı bir dönem olarak adlandırsak sanki daha iyi olur.
Yeni bir süreç diyebiliriz o halde.
Evet, öyle diyebiliriz.
Öcalan ne hissediyor, ne düşünüyor?
Moralli, güçlü, heyecanlı. Bunlar bile aslında önemli ipuçları.
DEM Parti’ye ve örgütüne bir mesaj verdi mi?
Şu an yok.
PKK’ya siyah bırakma çağrısı yaptı mı sizin aracılığınızla?
Yok, hayır. Bu konuda bir şey söylenmedi bize. Bu görüşmede öyle birşey olmadı.
DEM Parti’ye bir aracılık görevi verdi mi?
Yok, hayır.
İyi Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, Öcalan’la görüşme sonrası açıkladığınız metnin devlet yetkilileriyle birlikte hazırlandığını ileri sürdü. Bir yanıtınız olacak mı?
O açıklamayı biz yaptık. İmralı heyeti olarak yaptık.
Devletin bir müdahalesi olmadı yani.
Hayır.