Libya'da seçim senaryoları
Bu makale yayınlandığında, Libya Cumhurbaşkanlığı seçimleri için belirlenen tarihe sayılı günler kalmış olacak.
Bir yandan ülkede işlerin iyi gittiği izlenimini yansıtan durumlar olsa da, öte yandan aksi sonuçlarla karşılaşılabilir. Kasım 2020'de düzenlenen Libya Siyasi Diyalog Forumu’n, seçimlerin yapılacağını karara bağlamasına ek olarak, Libya devletinin yeniden imar edilmesi için güçlü bir şekilde destek veren ulusal Libya güçleri ile Arap ve uluslararası güçleri Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin zamanında yapılacağına iyimser baktıkları aşikar.
Seçimlerin yapılması için, Libya Parlamentosu tarafından seçimleri düzenleyen yasanın çıkarılması, seçim komisyonunun adaylık kapısını açması ve şimdiden çok sayıda adayın seçim yarışına katılmak için başvurmuş olması gibi belirli pratik işlemler yapılmıştır.
Öte yandan seçimlerin zamanında yapılıp yapılmayacağına ilişkin şüphe uyandıran hakiki engellerin olduğu da açıktır. Zira seçimlerin kendi çıkarlarına olmayacağını bilen bölgesel ve uluslararası güçler ile onlara bağlı bu pozisyonu paylaşan Libya iç güçleri varlıklarını sürdürmektedirler. Tüm bu güçler, Libya Parlamentosu tarafından çıkarılan seçim kanununda eksikliklerin olduğunu savunuyorlar5. Dolaysıyla bu eksikliğin seçimden önce giderilmesi gerektiğini öne sürerek seçimlerin belirlenen tarihte yapılmaması için her türlü çabayı göstereceklerdir. Üstelik bu güçler, seçimlerin yapılmasını engelleyecek ya da yapılması halinde yenileceklerini hissetmeleri durumunda sonuçları sabote edecek silahlara sahiptirler.
Bazı siyasi güçler demokratik kültüre sahip değildirler. Bu da, kendilerinin diğer siyasi adaylarla birlikte hareket etmelerine mani oluyor. Peki seçimler, kimin halk tarafından tercih edildiğini, kimin Cumhurbaşkanlığı koltuğunu hak ettiğini belirlemeye yönelik bir mekanizma olarak tasarlansa da, bu karışıklığın gölgesinde olabilecek senaryolar neler?
Yukarıda belirtiğimiz hususların ışığında, seçimler için iyimserlikten karamsarlığa uzanan üç olası senaryodan bahsetmek mümkün.
Birinci senaryo, yetkili komisyonun, adaylık için uygun olduğuna karar verdiği kişiler arasından seçim yapılabileceği konusunda iyimser bir yaklaşımı var. Adayların çokluğu ve her biri için belirli bir güç tabanının varlığını göz önünde bulundurursak, seçimlerin ilk turda sonlanmayacağı müekkedtir. Zira en yüksek oyu alan iki aday arasında ikinci tura gidilecek. İkinci turda en yüksek oyu alan aday, yüzdelere bakılmaksızın kazanacak. Sonuç açıklandıktan sonra seçilen Cumhurbaşkanı, karşılaşacağı birçok iç ve dış engele rağmen yetkilerini kullanarak Libya devletinin yeniden kurulması için gerekli adımları atacaktır. Ama yine de ulusal Libya güçleri, birleşik istikrarlı bir Libya'da, çıkarları olan Arap ve uluslararası güçlerin desteğiyle ancak yoluna devam edebilecektir.
İkinci senaryo ise, seçimlerin hiç yapılmayacağı yönündedir. İster bazı adaylara yönelik protestoları, silah kullanımına kadar tırmandırmak, ister Seçim Komisyonunun, bir veya daha fazla adayı ihraç etmesini bahane ederek, seçime engel oluşturulabilir. Özellikle muhaliflerin destekçileri silahlıysa, seçim komiteleri ile sayım komitelerinin genel merkezlerine saldırarak seçim sürecini sabote etmek gibi olaylar çıkartabilirler.
Geriye, seçimlerin yapılması ve sonuçlanması senaryosu kalıyor. Fakat seçim sonucundan memnun kalmayıp tüm sahneyi bozabilecek silahlara sahip olan güçler, bu sonucu sabote etmeye çalışacaklardır.
Bu üç senaryo, seçimlerin nasıl korunacağı ve bütünlüğün nasıl sağlanacağı konusunda birçok soruyu gündeme getiriyor. Aynı zamanda, deneyimler ışığında, bölünmüş toplumlarda çatışmayı önleyecek bir mekanizma olarak seçimlerin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı merak konusu. Bütün bunların göz ardı edilmemesi gerekiyor.