Nazlı Sarp yazdı: Kalkınma Yolu Projesi'nde çift taraflı strateji yürütülüyor
Dünya gazetesi yazarı Nazlı Sarp, Kalkınma Yolu Projesi ile birlikte PKK karşıtı operasyonun iç içe geçmesinin sınır güvenliğimiz açısından da önemli olduğunu kaydederek “Çift taraflı bir strateji yürütüldüğü söylenebilir” dedi.
Dünya gazetesi yazarı Nazlı Sarp, Kalkınma Yolu Projesi’ne ilişkin detayları kaleme aldı. Sarp, “Kalkınma Yolu Projesi: Yeni rotanın stratejik hamlesi” başlıklı yazısında projenin, PKK karşıtı operasyonlarla iç içe geçtiğini kaydetti.
Yazısında Al Ain Türkçe’nin yaptığı alıntıya da yer veren Sarp, Irak'tan Türkiye'ye uzanan kara ve demir yolu ile bu kapsamda inşa edilecek limanlar ve kentleri barındıran Kalkınma Yolu Projesi, iklim değişikliği ve jeopolitik tansiyon nedeniyle alternatif geçiş noktalarının oldukça önem kazandığı bir zamana denk gelmiş bulunmaktadır” dedi.
Sarp yazısında şunları kaydetti:
Önemli küresel geçiş noktalarına bakıldığında Atlantik ve Pasifik Okyanuslarını birbirine bağlayan Panama Kanalı’nda küresel iklim değişikliği nedeniyle geçiş sorunları yaşanmış olduğu görülüyor. Kanalın civarındaki su havzalarının her geçen gün kuruması, derinliği azaltarak mevcut geçiş kapasitesini geçtiğimiz yılsonunda yüzde 30 seviyesine düşürmüştü.
Bir diğer önemli geçiş noktası olan Süveyş Kanalı’ndaki sorunsa tamamen jeopolitik gerginliklerden kaynaklanıyor. 2021’de karaya oturan EverGiven gemisi petrol fiyatlarını sıçratarak, orta çapta bir tedarik krizine neden olmuştu ve bu durumun bu defa bölgedeki gerginliklerle şimdilik kısmen etkili de olsa ortaya çıkmış olduğu görülüyor.
KALKINMA YOLU PROJESİ’NDE TÜRKİYE’NİN ÇİFT TARAFLI STRATEJİSİ VE RİSKLER
Geçtiğimiz hafta Irak, Türkiye, Katar ve BAE arasında Kalkınma Yolu Projesi'nde iş birliğine ilişkin 4'lü mutabakat zaptı imzalandı. Öncelikli olarak iş birliğinin Körfez ülkeleri tarafına da genişlemiş olması önemli bir avantajdı. Irak tarafında İpek Yolu olarak adlandırılan proje 1200 km uzunluğundaki kara ve demir yolunu Büyük Faw Limanı’na bağlamakta olup, Türkiye sınırına kadar olan bölümün maliyeti 17 milyar dolar olarak belirlenmiştir. 2025 yılında hayata geçmesi planlanan projeyle Ümit Burnu'ndan yaklaşık 45 günde, Kızıldeniz'den ise yaklaşık 35 günde yapılan nakliyelerin 25 güne inmesi planlanmakta olup, maliyetler açısından oldukça cezbedici görünmektedir. Söz konusu projeyle birlikte PKK karşıtı operasyonun iç içe geçmesi sınır güvenliğimiz açısından da önemli olup, burada çift taraflı bir strateji yürütüldüğü söylenebilir. Diğer taraftan İran’ın menfaatlerinin bölge ülkeleriyle çatışması ve bölgede PKK’nın yanı sıra farklı terör örgütlerinin de risklerinin mevcut olması, İsrail Filistin arasındaki savaşın devamı ve ilerlemesi gibi unsurlar bölgenin riskini arttırdığından sigorta maliyetlerine de yansıyacaktır”