Golan Tepeleri Nedir ve Neden Bu Kadar Önemli?

İsrail’in, Golan Tepeleri'nin sınırlarını aşarak Suriye topraklarına ilerlediği iddiaları, silahlı muhalefetin Beşar Esad rejimini devirmesinin ardından dikkatleri yeniden bu bölgeye çevirdi.
Geçtiğimiz Pazar günü Esad’ın ülkeden kaçması ve ailesinin 50 yıldan fazla süren iktidarının sona ermesiyle, İsrail güçleri 1973 Savaşı sonrasında Suriye topraklarında oluşturulan silahsızlandırılmış bölgeye girdi. İsrail bunu, “sınır güvenliğini sağlamak için geçici bir önlem” olarak nitelendiriyor.
1200 kilometrekarelik bir alanı kapsayan ve aynı zamanda Lübnan’a bakan, Ürdün ile sınır komşusu olan Golan Tepeleri hakkında bilinmesi gerekenler şöyle:
Bölge Üzerindeki Anlaşmazlık Neden Kaynaklanıyor?
Golan Tepeleri, 1967’ye kadar Suriye’nin bir parçasıydı. Ancak, İsrail bu bölgenin büyük kısmını Altı Gün Savaşı sırasında işgal etti ve 1981’de ilhak etti. Ancak bu ilhak uluslararası toplum tarafından tanınmadı. Suriye ise bölgenin kontrol ettiği kısmını elinde tutmaya devam ediyor ve İsrail’den diğer kısımdan çekilmesini talep ediyor. İsrail ise güvenlik endişelerini gerekçe göstererek bu talebi reddediyor.
1973 Savaşı’nda Suriye, Golan Tepeleri’ni geri almaya çalıştı ancak başarısız oldu. İsrail ve Suriye 1974 yılında bir ateşkes anlaşması imzaladı ve o zamandan beri bölgede nispeten bir sakinlik hakim. 2000 yılında, İsrail ve Suriye arasında Golan Tepeleri’nin geri verilmesi ve bir barış anlaşması imzalanması konusunda en üst düzey görüşmeler yapıldı, ancak bu müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı.
2019 yılında, dönemin ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini tanıdığını açıkladı. Bu karar, Trump’ın 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararıyla paralel bir adım olarak değerlendirildi. Bu hamle İsrail’i memnun ederken, Filistin ve birçok Arap lideri tarafından tepkiyle karşılandı.
İsrail Neden Golan Tepeleri’ni İstiyor?
İsrail, Suriye’deki iç savaş sırasında, Golan Tepeleri’nin İsrail kasabaları ile komşu Suriye’deki çatışmalar arasında bir tampon bölge olarak kalması gerektiğini savundu. Ayrıca İsrail hükümeti, uzun süredir Esad rejiminin müttefiki olan İran’ın Suriye sınırında kalıcı bir varlık oluşturmasından ve İsrail’e yönelik saldırılar düzenleme planlarından endişe duyduğunu belirtiyor. İsrail, Esad’ın devrilmesinden önceki yıllarda İran’a ait olduğu düşünülen askeri hedeflere hava saldırıları düzenledi.
Her iki taraf da Golan Tepeleri’ndeki su kaynakları ve verimli topraklar üzerinde hak iddia ediyor.
Bölgede Kimler Yaşıyor?
İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’nde yaklaşık 55 bin kişi yaşıyor. Bunların yaklaşık 24 bini Dürzi topluluğuna mensup. Dürziler, İslam’dan ayrılan bir inanç sistemine sahip Arap azınlık olarak biliniyor. İsrail’in Golan’ı ilhak etmesinden sonra Dürzilere İsrail vatandaşlığı alma seçeneği sunuldu, ancak çoğunluğu bu teklifi reddederek Suriye vatandaşlığını korudu. Bölgede ayrıca tarım ve turizmle uğraşan yaklaşık 31 bin İsrailli yerleşimci bulunuyor.
Golan Tepeleri’nin Suriye Tarafında Kontrol Kimde?
2011’de başlayan Suriye iç savaşı öncesinde İsrail ve Suriye güçleri arasında zaman zaman gerilimler yaşanıyordu. Ancak 2014 yılında, silahlı muhalifler Suriye’nin Kuneytra eyaletini ele geçirerek Esad rejimine bağlı güçleri bölgeden çekilmeye zorladı. Aynı zamanda BM barış gücü de bölgedeki bazı noktalardan çekilmek zorunda kaldı.
2018 yazında ise Rusya’nın desteğiyle düzenlenen bir operasyonun ardından Kuneytra kenti ve çevresi tekrar Suriye hükümet güçlerinin kontrolüne geçti. Ancak bölge büyük ölçüde yıkılmıştı.
Bölgeyi Ayıran Hattın Özellikleri Neler?
Golan Tepeleri’nde, BM Gözlem Gücü, bölgede ayrışmayı sağlamak için gözlem noktaları ve kamplarda konuşlanmış durumda. İsrail ve Suriye orduları arasında yer alan ve genellikle “silahsızlandırılmış bölge” olarak adlandırılan ayrım hattı, 400 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Bu bölgeye her iki tarafın da girmesi yasaklanmış durumda.
31 Mayıs 1974’te imzalanan anlaşmaya göre, İsrail’in batıda “Alfa Hattı”nın gerisinde, Suriye’nin ise doğuda “Bravo Hattı”nın gerisinde kalması gerekiyor. Ayrıca ayrım hattının her iki tarafında 25 kilometrelik bir alan boyunca asker sayısı ve silah miktarına sınırlamalar getirilmiş durumda.
Taraflar arasındaki tek geçiş noktası, 2011’de Suriye’de iç savaş patlak verene kadar sınırlı sayıda Dürzi sivil, BM personeli ve tarım ürünleri taşımacılığı için kullanılıyordu.