Ekonomide kurtuluş reçetesi ne? Al Ain Türkçe Özel
Türkiye’de ikinci tur seçim öncesi Merkez Bankası rezervleri ekside. Kur ve faizde çifte fiyatlama var. Seçim sonrası bu tablo nasıl düzelir? Ekonomist Ramazan Çınar, Al Ain Türkçe Özel’e değerlendirdi.
Merkez Bankası'nın net rezervi, 2002 yılından bu yana ilk defa eksiye düştü. 19 Mayıs haftasında eksi 0,2 milyar dolara geriledi. Bu durum ikinci tur öncesi piyasalarda endişeye neden oldu. Diken üstündeki piyasalar hem çifte kur hem çifte faiz durumunu yaşıyor. Hem kurda hem de faiz seviyesinde Merkez Bankası ile piyasalar arasındaki makas açılmış durumda.
Piyasalarla Merkez Bankası’nın rezervlerinin eksiye düşmesini, döviz ve faiz cephesindeki makasın açılmasını, bu durumun piyasaya yansımalarını, seçim sonrası piyasaları neyin beklediğini Ekonomist Ramazan Çınar, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Merkez Bankası’nın rezervlerinin eksiye düşmesi ne anlama geliyor ve nasıl bir sürecin sonucu?
Rezerv, Merkez Bankası’nın kasasında tuttuğu altın ve dövizi ifade ediyor. Bunlar ekonominin dinamikleri. Ekonomik sarsıntılara karşı ekonominizin daha sağlam durmasını sağlar. Naci Ağbal ve Lütfi Elvan’ın gidişinden sonra faiz indirimi kararlarının ardından rezervler erimeye başladı. Hem altın hem döviz rezervleri azaldı. Aslında altında 2-3 yıldır bir artış vardı. Ama dövizdeki artışı önlemek için bunlar da kullanıldı. Rezerv kötü günlerde kullanacağımız bir silahımızdı maalesef oradaki kurşunumuz giderek azaldı.
Rezervin eksiye düşmesi ve ikinci tur seçimi öncesi piyasa nasıl vaziyet aldı?
Hükümet yakın zamana kadar kurun yukarı gitmemesi için mücadele ediyordu. Ama bugün Merkez Bankası’nın tablolarında 20 lira görüldü. Serbest piyasada daha yüksek rakamlar var, makas açıldı. Merkez Bankası’nın belirlediği kur gerçek değil, piyasadaki kur daha gerçeğe yakın.
Peki kur seçim sonrası ne olacak?
Kim kazanırsa kazansın kurda yukarı yönlü hareket olacak. Şu an olması gereken seviyeler buraların üstünde. Merkez Bankası baskıladığı için piyasa seçim sonrası bir tepki verecek. Baskılanmasa 23 bandında olacak kur bu durumda seçim sonrası 25’i görebilir. Bu bir günde olmayacak ama kademe kademe oraya doğru gidecek. Merkez Bankası ile serbest piyasa arasındaki makas yukarıda bir yerde birleşecek. Ama belirli bir süre daha bu çift kurun devam etmesini bekliyorum.
Türkiye’yi seçimden sonra nasıl bir ekonomi bekliyor?
Kimin kazandığından bağımsız olarak söylüyorum, ekonominin yönünü kadro ve politika belirleyecek. Kim kazanırsa kazansın, ekonominin başında kimin olacağı, hangi politikaların izleneceği ana etken... Önemli olan nokta bu.
Hükümet kazanırsa ne olur?
Hükümet kazanırsa bu politikaları değiştirip değiştirmeyeceği önemli. Mehmet Şimşek gibi bir ismin gelmesi, piyasayla uyumlu politikaların izlenmesi gibi bir durum gerçekleşirse kurda ciddi sıçramalar görmeyiz. Ama mevcut politikalar devam ederse kurda bir ralli hareketi görmemiz mümkün.
Politika değişikliği ve doğru isimlerle belirsizlik ortadan kaldırılır, piyasaya uyumlu politikalar izlenirse, turizm gelirleri de hükümetin elini güçlendirirse bir, bir buçuk ayda ekonomide bir dengelenme görebiliriz.
Muhalefet kazanırsa ne olur?
Muhalefet kazanırsa bir ekip belirlendi. Merkez Bankası bağımsız hale getirilirse, piyasayla uyumlu politikalar izlenirse, önce kurda yukarı yönlü bir hareket görürüz. Faizler kademeli olarak yükseltilir. Bu durumda bir stabilite yakalanabilir.
Bu noktada muhalefetin önündeki en büyük risk Meclis çoğunluğunun Cumhur İttifakı’nda olması olacak. Çünkü bütçede ciddi bir açık var. Revizyon gerekiyor. Bu da Meclis çoğunluğu gerektiriyor. Bütçe konusunda Meclis’te sıkıntı yaşanması piyasaya olumsuz yansıyacaktır. Aynı şekilde kanuni düzenleme gereken her kararda karşılarına bu durum çıkacaktır. Meclis’le hükümet arasındaki tablo yeni yönetimin kaderini çizecektir.
Ekonomide doğru adımlar ne olmalı? Reçeteniz nedir?
Birincisi liyakatli kadrolar. İkincisi bağımsız Merkez Bankası... Sonrasında piyasayla uyumlu şeffaf politikalar ve tüm bunların yatırımcıya doğru bir şekilde anlatılması... Yabancı yatırımcı ikna edilmeli. Firmalarımız, borsamız ucuz, işgücümüz ucuz, lokasyon açısından çok iyiyiz o yüzden yatırımcı açısından Türkiye önemli bir pazar. Önemli olan şeffaf, öngörülebilir ve sürdürülebilir politikalar. Yabancıların borsadaki payı yüzde 28’lere geriledi. Doğru politikalarla bu oranı yüzde 60-70'lere yeniden çıkabiliriz.
Kurdaki gibi faizde de bir makas oluşmuş durumda. Bu konudaki reçeteniz ne?
Merkez Bankası'nın belirlediği bir faiz oranı var. Ama bir de piyasa gerçekleri var. Piyasa Merkez Bankası’nın faizini ciddiye almıyor ve kendisi bir faiz belirliyor. Aslında gerçek olan piyasadaki faiz. MB ile piyasa arasındaki farkın kapatılması için önce MB faizi yükseltecek. Piyasa MB’nin faizinin gerçekçi olduğunu görünce o da oraya yönelecek ve makas kapanacak. Doğru kişiler ve doğru politikalarla hem dövizde hem faizde bu çifte uygulamadan kurtulabiliriz.