“Sen ne yangınlar gördün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası!”
Dünya yazarı Burcu Kösem’in gündeminde Merkez Bankası’ndaki görev değişimi vardı. Değişikliğin perde arkasını ve iç ve dış piyasaların tepkisini analiz etti.
Merkez Bankası Başkanlık görevindeki değişim tüm ekonomi camiasının gündeminde. Dünya Gazetesi yazarı Burcu Kösem de bu değişikliğin geride bıraktığı soruları sordu. Bu sorulara cevaplar aradı.
Burcu Kösem’in yazısı şöyle;
Sen ne yangınlar gördün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası!
TCMB’de son yıllardaki başkan değişikliklerine bakılacak olursa; görevde kalma süresinin giderek azaldığı ve bunun bu defa politika değişikliği için olmasa da bankanın kurumsal itibarı açısından olumlu görünmediğini vurgulamak isterim.
Yine bir cuma akşamı ve yine bir TCMB başkanının görevinden affını istemesi… Türk halkı olarak son 5 yılda bünyemiz çok daha radikal kopuşlara bağışıklık kazandığından mı, yoksa bu defa arkasından bir politika değişikliği gelmeyecek olmasından mı bilemiyorum; şahsen ben bu defa cuma gecesini rahat geçirdiğimi itiraf etmeliyim.
22 Ocak tarihli “TCMB’ye bu defa da özel hayat üzerinden algı operasyonu” başlıklı yazımda TCMB eski Başkanı Erkan’a ilişkin ortaya atılan iddiaları ve olaya bakış açımı anlatmıştım. Zaten kendisi de görevinden affını istediğini bildirdiği yazısında özetle itibar suikastine uğradığını dile getiriyor.
Dolayısıyla ortaya net bir şahsi neden olgusu da konulmuş oluyor. Sanırım ortaya atılan iddiaların gerçek olup olmadığı da bu vesileyle bilinmezlikler listesine eklenecek. Belki de burada doğru olanı Sayın Erkan’ın kamuoyunun önüne çıkarak bu iddialarla ki; eğer doğru değilse yüzleşmesiydi. Hem böylelikle başında olduğu kurumun da itibarını korumuş olacaktı.
Erkan’ın ayrılışında farklı bir sebep söz konusu olabilir mi?
Diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanının üstü kapalı, yani Sayın Erkan’ın ismini zikretmeden, “Bir bardak suda fırtına koparmaya çalışıyorlar” sözüyle söylentiler de yatışmış gibiydi… İşte tam bu noktada zihnim karışıyor.
Olayı baştan sona irdelediğimde bu gidiş sadece itibar suikastine bağlı bir gidiş değil diyorum kendi kendime. Sayın Cumhurbaşkanının ve Sayın Şimşek’in kanıtlanmamış iddialar üzerinden böyle bir gidişe müsaade etmeyeceklerini, bu gidişin arkasında açıklanmayan/ açıklanamayan daha farklı bir sebep olduğunu düşünüyorum nedense? Sonuç olarak, sebebini henüz tam bilemediğimiz, ‘görevden affını isteme’ ile ilgili bize de hayırlı olsun demekten başka çare kalmadı…
Gelelim eski deyimle istifa yeni söylemle görevden affın kamuoyunda nasıl yankılandığına
Sayın Erkan’ın istifa paylaşımının ardından hızlı bir biçimde Sayın Şimşek’ten açıklama geldi. Bu açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomi ekibine ve uygulanan programa desteği ve güveninin tam olduğunun altı çizildi ve: "Merkez Bankası eski Başkanı Sayın Hafize Gaye Erkan'ın aldığı karar şahsidir ve kendi takdirleridir. Aldığı bu kararı saygıyla karşılıyorum" ifadesi ile kararın şahsi olduğu vurgulandı. Ardından Sayın Şimşek, yeni Merkez Bankası Başkanının da kendi önerisiyle atanacağının bilgisini verdi.
Fatih Karahan olumlu karşılandı
Yine çok geçmeden TC Resmi Gazete’de Sayın Erkan’ın görevden alındığı, yerine TCMB Başkan Yardımcısı Fatih Karahan’ın getirildiği açıklaması yapıldı. Buradaki görevden alınma ifadesi ise bu defa Sayın Erkan’ın istifa mı ettiği yoksa görevinden azledildiği mi konusunda kafa karışıklığı yarattı. Bu da kamuoyunda bir polemik konusu haline getirilse de; Sayın Karahan’ın göreve getirilmesi ve öncesinde ekonomi yönetiminin kamuoyuyla paylaşımları bir infiale yol açmadı hatta ekonomistlerin büyük bölümü tarafından destek buldu diyebilirim.
TCMB’deki başkan değişikliğinin dış basındaki yansımalarına gelecek olursam;
Financial Times’ta “Kendisine karşı kampanya başlatıldığına işaret eden TCMB Başkanı istifa etti” başlıklı yazıda Erkan için “Eski bir Goldman Sachs bankacısı olan Erkan, Erdoğan'ın mayıs ayında yeniden seçilmesinin ardından başlayan kapsamlı ekonomi politikası revizyonunun ana mimarlarından biri oldu ve son on yılda Türkiye piyasalarını büyük ölçüde terk eden yabancı yatırımcılar tarafından geniş çapta alkışlandı” diye yorum yapılırken; göreve getirilen yeni başkanla da ekonominin rotasının aynı kalacağına dair görüş ise “Karahan'ın Temmuz 2023'te başkan yardımcılığına atanmasının ardından Merkez Bankası Başkanlığına getirilmesi, Cumhurbaşkanının geçmişte olduğu gibi ekonomi politikasında aniden rota değiştireceği yönündeki korkuların azalmasına yardımcı olacak” şeklinde ifade edilmiş.
Forbes Middle East’de kendine yer bulan haberde; iddialar kısmında Erkan’ın Ahmet Hakan röportajının Cumhurbaşkanı’nı kızdırdığı ifade edilirken; arka planda yürütülen yüksek faiz politikası ve yüksek enflasyona da değinilmiş.
WSJ: “Türkiye'nin Merkez Bankası Başkanı, bir yıldan kısa bir süre görevde kaldıktan sonra cuma günü geç saatlerde istifa etti; bu, son yıllarda bir dizi ekonomik krize maruz kalan dünyanın büyük ekonomilerinden birindeki son türbülansa işaret ediyor” ifadeleri kullanılmış.
JPMorgan yayımladığı notta, “Ani lider değişiklikleri yatırımcılar açısından rahatsızlık yaratırken, yeni TCMB Başkanı'nı enflasyonun düşürülmesi ve Türk Lirası açısından olumlu görüyoruz. Artık son PPK açıklamasındaki güvercin eğiliminin tersine dönmesi muhtemel. Önümüzdeki perşembe günü TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın TCMB Enflasyon Raporu Basın toplantısında ileriye yönelik şahin bir yönlendirme yapmasını bekliyoruz” şeklindeki açıklaması aslında yeni Başkan Karahan’la daha şahin bir para politikası beklendiğini ortaya koyuyor.
Mevcut politikaların devamına ilişkin endişe yok
Yabancı basında yer alan haberlerden hareketle, genel olarak bir şok havasının hakim olduğunu ama buna rağmen mevcut politikaların devamına ilişkin çok az şüphe duyulduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Ancak TCMB’de son yıllardaki başkan değişikliklerine bakılacak olursa da; görevde kalma süresinin giderek azaldığı ve bunun bu defa politika değişikliği için olmasa da bankanın kurumsal itibarı açısından olumlu görünmediğini de vurgulamak isterim.
Son olarak yeni Başkan Sayın Karahan’ın TCMB’ye gelişiyle ilgili ilk kulis bilgisini benim paylaştığımdan hareketle eski bir NY Fed ekonomisti olmasının yabancı yatırım bankaları nezdinde de olumlu karşılandığı belirtir, kendisine görevinde başarılar dilerim.
DÜŞÜNDÜREN SORULAR
1 ‘Söz uçar yazı kalır’ cümlesi midir, ‘söz’ü bu kadar değersizleştiren?
2 Kurt kışı geçirdi ve yediği ayazı da unutmadı! E şimdi ne olacak?
3 Arkadan sıkılan 3 kurşun en çok da güveni öldürmedi mi?