BOTAŞ eski Genel Müdürü'nden ‘Gaz Zirvesi’ yorumu: Umarım iç piyasadaki reklama yönelik değildir
Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in açıklamalarını Al Ain Türkçe’den Alev Olgay’a değerlendiren BOTAŞ eski Genel Müdürü Gökhan Yardım, Karadeniz gazı ve İstanbul’da düzenlenecek Gaz Zirvesi ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez dün “Enerjide Türkiye Yüzyılı Zirvesi’nde konuştu.
Burada yaptığı açıklamalarda “Karadeniz gazı şu anki rezerviyle 30 yıllık ihtiyacımızı karşılayacak büyüklükte. Yeni keşiflerle inşallah bu süre daha da uzayacak” diyen Dönmez, “Bu müjdelerin devamı geldikçe ve dünyadaki fiyat oynaklığı azalmaya başladıkça bunları indirim olarak vatandaşlarımıza da yansıtacağız. Fiyatlardaki düşüş seyrederse mart ayı içerisinde bir indirim olabilir” ifadelerini kullandı.
Bakan Dönmez, "İstanbul'da 14-15 Şubat'ta İstanbul Gas Summit'te Orta Doğu, Akdeniz, Hazar, Orta Asya'nın kaynak ülkeleri ve Avrupa'nın tüketici ülkelerini buluşturacağız." açıklamasında bulundu.
İstanbul’da düzenlenecek Gaz Zirvesi ile ilgili Enerji Bakanlığı’ndan Al Ain Türkçe’ye ulaşan bilgilendirme metninde şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul Gaz Zirvesi” 14-15 Şubat 2023 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenecektir. Ana teması “Doğal Gaz Sektöründe Yeni Dinamikler” olan Zirve “Geleceği Birlikte Güvence Altına Almak” mottosuyla gerçekleştirilecektir.
Zirve’ye; Akdeniz, Balkanlar, Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Uzak Doğu’dan Enerjiden sorumlu Bakanlar davet edilmiştir.
Enerji Bakanlarının yanı sıra zirvenin; kamu, kurum ve kuruluşların üst düzey temsilcilerini, uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcilerini ve yurt içi ve yurt dışı özel sektör üst düzey temsilcilerini bir araya getirmesi beklenmektedir. İlgili uluslararası kuruluşların başkanları ve sektörün önde gelen şirketlerinin CEO/Başkanları da davet edilmiştir.
Zirvede düzenlenecek Bakanlar Oturumlarında, son dönemde küresel ölçekte yaşanan gelişmelerin enerji sektörüne etkileri, arz-talep kapsamında yaşanan gelişmeler ve yükselen fiyatlar kapsamında küresel ve bölgesel arz güvenliği konuları ele alınacaktır. Zirvenin ülkelerin bir araya gelerek görüş alışverişi yapması ve işbirliği fırsatlarını değerlendirmesine olanak tanıması ve önemli bir diyalog platformu oluşturması öngörülmektedir.
Ayrıca, Gaz Piyasalarının Küreselleşmesi, Bölgesel Ticaret: Vizyon ve Potansiyeller, Mega Enerji Projeleri, Artan LNG ticareti, Bir Geçiş Yakıtı Olarak Doğal Gaz temalı CEO oturumlarının gerçekleştirilmesi ve sektörde yaşanan gelişmeler, engel ve fırsatların ele alınması öngörülmektedir.
Enerji Bakanı’nın 'Enerjide Türkiye Yüzyılı Zirvesi'nde yaptığı açıklamaları Al Ain Türkçe’den Alev Olgay’a değerlendiren BOTAŞ eski Genel Müdürü Gökhan Yardım hem Karadeniz gazı ile ilgili hem de İstanbul’da düzenlenecek Gaz Zirvesi ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz gazının ilk fazının mart ayında devreye gireceğini söyledi. Mart ayına yetişir mi? Kısa zamanda sisteme bağlanması mümkün mü?
Sayın Bakan mart ayında devreye giriyor dedi ama Sayın Bakan’dan sonra konuşan TPAO Genel Müdürü Sayın Melih Han Bilgin ise Sakarya Gaz Sahası birinci fazı sisteme 25-30 Mart arasında gaz almayı planladıklarını ifade etti. Mart ayının sonunda bir tören yapılacak ve Sakarya gazı geldi denilecek ama ilk fazın devreye alınması ise 30 Ağustos 2023 olarak ifade edildi.
Dönmez, "Karadeniz’de deniz tabanına yerleştirilecek toplam 42 ünitenin 33’ünü deniz tabanına indirdik. Ocak ayı başlarında da nihai etütlerine başladık. “ ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar bize hangi aşamada olduğumuzu gösteriyor?
Bu, biraz önce söylediğim tarihlere uygun olarak gidildiğini gösteriyor. İlk etapta bir doğal gaz gelecek ama ilk fazın tamamlanması için çalışmalar devam edecek.
Bu işin bir de maliyeti var. Geliştirme maliyetleri çok yüksek değil mi?
Türkiye Petrolleri Sakarya Gaz Sahası’nın devreye girmesi, oradaki sondaj ve sahanın geliştirilmesi için bütün kamu kuruluşları gibi yatırım programına koyup orada ona uygun olarak para harcaması gerekiyor ama yıl içerisinde yatırım programınızı revize edebiliyorsunuz. 2020 yılında Sakarya Doğal Gaz Sahası Geliştirme Projesi ücreti olarak yatırım programına girmiş ve baktığımızda 2020 yılından itibaren projenin toplam tutarı sürekli artmış. En son 2022 yılı Yatırım Programı toplam olarak 6,2 milyar dolarmış fakat 15 gün önce 2023 Yatırım Programı yayımlandı ve bu yatırım tutarı da 9 milyar 617 milyon dolara yükseldi.
Maliyet neden artıyor?
Yeni sahalar bulunduğu için maliyetin arttığını düşünüyorum ancak bunu TPAO yönetiminin yanıtlaması gerekiyor. Bir de şu var; Türkiye Petrolleri, bir kamu kuruluşu olduğu için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa uygun bir şekilde ihalelerini yapması lazım. Ancak 23 Ekim 2003 yılı tarihindeki bir Kamu İhale Kurumunun yazısına göre denizde gerçekleştirilecek arama, sondaj, üretim, taşıma faaliyetleri ve bununla ilgili yapılacak her türlü mal ve hizmet alımları Kamu İhale Kanunu kapsamının dışında tutulmuş. Burada Türkiye Petrolleri’nin kendisinin bir ihale yönetmeliği var. Mal ve hizmet alım ihalesi bu yönetmeliğe göre ve ön yeterlilik vererek yapılıyor. Sanıyorum bu usuller içerisinde yapmış ama bunun detaylarını Sayıştay’ın incelemesi gerekir.
Bu kadar derin denizlerde yapılan arama, üretim ve sondaj faaliyetleri çok pahalı. Üstelik şuna da dikkat etmemiz gerekiyor; maliyetin 9 milyarı bulacağı söyleniyor ve bu yatırım 2025 yılına kadar devam edecek. Belki önümüzdeki yıllarda TPAO 9 milyarın da üzerine çıkmak isteyecek. Bu yatırımlar büyük yatırımlardır ama bu gemiler Türkiye Petrolleri’nin gemileridir. Bunu gözden kaçırmayalım. Hesabın yapılması ve onun denetlenmesi işin ayrı bir boyutu fakat bu yerli bir gaz ve 700 milyar metreküpten bahsedilen çok önemli miktarda bir gaz olduğu için yatırımın büyüklüğüne bakmadan, bu gazın çıkarılması ve milli ekonomiye mutlaka katkılarının sağlanması lazım.
Hedefin referans gaz fiyatının belirlendiği gaz ticaret merkezi haline gelmek olduğu söyleniyor. Türkiye gaz ticaret merkezi olma yolunda ilerliyor mu?
Yerli gazın çıkarılması Türkiye’nin bir gaz merkezi olmasına mutlaka bir katkı sağlar ama ‘biz gaz merkezi olacağız’ derken, Türkiye’ye farklı kaynaklardan farklı tedarikçilerden doğal gazın gelip, Türkiye’den günlük haftalık, aylık ve yıllık olarak fiyatların belirlenip, alıcılarla ve satıcılarla bir araya gelip fiyatları netleştirip, doğal gazı aldıktan sonra bunu kendi ülkelerine serbestçe götürmelerini kastedilmelidir.
Sadece bir kamu kuruluşunun çeşitli ülkelerden doğal gazı alması, Türkiye’ye getirmesi ondan sonra da bunu yine kendisinin boru hatlarını kullanarak çıkartması ve satması doğal gaz merkezi olmak anlamına gelmez.
Enerji Bakanı, Umman’dan yıllık 1,4 milyar metreküplük gaz tedarik edileceğini ve anlaşmanın 10 yıl geçerli olacağını söyledi. Nasıl okumak gerekir bu anlaşmayı?
Umman’daki ülkenin ihtiyacı için yapılmış bir anlaşmadır. 2021 yılı sonunda Nijerya ile yaptığımız 1,3 milyar metreküplük anlaşma sona erdi. Yeni bir anlaşma yapmadık. 2022’de daha fazla spot LNG aldık. Bunu da eleştirdik, fiyatlar da çok artmıştı. Şimdi dikkat ederseniz Umman’daki miktar 1,4 milyar metreküp yani Nijerya LNG’sine yakın bir miktar. Bence Nijerya’nın karşılığı olarak Umman anlaşması yapıldı ama bu gaz 2025’te girecek.
Anlaşmanın detaylarını da bilmiyoruz. Anlaşma ‘FOB’ mu yapıldı yoksa ‘CIF’ mi? Uzun dönemli anlaşmalarda normalde petrol fiyatlarına baz edilir. Petrol fiyatlarına mı baz edildi yoksa dünya spot fiyatlarına mı baz edildi? Bunları bilmiyoruz. Çünkü Umman’a baktığımızda Umman’ın şimdiye kadarki pazarı Uzak Doğu’ydu. Çin’e, Japonya’ya, Kore’ye LNG satıyordu. Oralarda farklı referanslar var. O referanslara mı baz edildi yoksa Avrupa referanslarına mı baz edildi bilmiyoruz. Fiyat formülleri, fiyatlar gizli olur bu normaldir. Bazının ne olduğunu bilmediğimiz için değerlendirme de yapamıyoruz. ‘CIF’ mi yapıldı ‘FOB’ mu yapıldı bunu bilmekte fayda var çünkü ‘CIF’ yapıldıysa satıcı bu gazı Türkiye’deki LNG tesislerine kadar getirmekle yükümlüdür. Bu gaz sanıyorum Mısır’daki Süveyş Kanalı’ndan geçerek Türkiye’ye geliyor. Süveyş Kanalı’nda olacak riskler satıcının uhdesinde olur. BOTAŞ için gemi buldun bulmadın gibi herhangi bir problem de olmaz. BOTAŞ şimdiye kadarki anlaşmalarını, ‘gaz Türkiye’ye kadar getirilecek’ şekilinde yapmıştır umarım bu anlaşmada öyle yapılmıştır.
Eğer ‘FOB’ olursa bir de ayrıca taşıyıcı bulmamız ve anlaşma yapmamız gerekiyor. Onun da ekstra bir maliyeti olur.
Türkiye 2020 yılında Katar, Sudan ve Kızıl Deniz’deki Somali’den sonra Basra Körfezi’nde Umman’la da deniz üssü anlaşması yaptı. Türkiye açısından Umman’dan LNG almak farklı bir konseptte olabilir.
İstanbul’da 14-15 Şubat tarihlerinde İstanbul Gas Summit düzenlenecek. Gaz Zirvesi’nin Türkiye’de yapılmasının önemi nedir? “İstanbul, enerjinin de başkenti, yeni merkezi olacak” sözlerini Bakan Dönmez bu bağlamda söylemiş olabilir mi? Bu zirve Bakan’ın söylemine katkı sunar mı?
Ülkeler ne düşünüyorlar onu görmek açısından bu toplantının yapılmasını elbette olumlu ve önemli buluyorum. İstanbul’da 1991 yılında biz de Sovyetler Birliği parçalandıktan sonra böyle çok geniş bir toplantı yapmıştık. Biz gaz merkezi olmak istiyoruz. Alıcıların ve satıcıların burada ticaret yapabilecek altyapımızın kurulduğunu görmeleri, bu altyapının işleyişini görmeleri ve güven duymaları gerekiyor.
Ayrıca Bakan’ın dünkü açıklamalarından anladığım kadarıyla Türkiye’de iki tane fiyat olacak. Biri iç piyasaya yönelik gaz referans fiyatı diğeri de dış piyasaya dönük bir fiyat olacak. Belki İstanbul gaz fiyatı denebilir, ben öyle algıladım.
En başta Balkan ülkeleri ve Avrupa ülkelerinin bu gazı almaya istekli olmaları lazım. Ben kişisel olarak Bulgaristan’ın, Makedonya’nın, Bosna Hersek’in hatta Ukrayna’nın da böyle bir merkezden gaz alma isteğinde olduğu kanısındayım. Daha ötelere, Avusturya’ya, Almanya’ya kadar gitmek çok daha iyi olur tabi ama o ülkeler ne düşünürler onu zamanla görürüz.
İlk etapta daha küçük alıcılarla sistemi kurup, sistemin güvenilir, kamunun, ikili ilişkilerin etkisinin olmadığı, tamamıyla bağımsız bir EPİAŞ’ın ve bağımsız bir EPDK’nın olduğunu, kurallarının iyi çalıştığını ve bağımsızlığına gölge düşürmeden, hukukun güvenilir olduğunu gösterip bütün alıcıların ve satıcıların güvenini kazanmak gerektiğine inanıyorum.
Piyasada işlem yapmak isteyen firmalar, devletler ne düşünüyorlar bunları görmek açısından bu toplantı önemli ve umarım başarılı olur. İç piyasadaki reklama değil de umarım amaca yönelik bir toplantı olur.