BAE-Türkiye Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması neler getirecek? /Al Ain Türkçe Özel
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emir Kudubeş, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye arasında bugün yürürlüğe giren Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nı Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması bugün devreye girdi. Anlaşma, ticaret ve yatırımı teşvik etmeyi, yüksek katma değerli hizmet sektörlerini geliştirmeyi ve ikili ticaret hacmini 5 yıl içinde 25 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Anlaşmaya ilişkin vergi istisnaları da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Anlaşmanın önemini ve detayları Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emir Kudubeş’le konuştuk.
Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye ile BAE arasında ticaret ve yatırım alanlarında nasıl bir değişim öngörülüyor? Özellikle mal ticaretinde pazara girişin kolaylaştırılması ve ikili ticaret hacminin 5 yıl içinde 25 milyar dolara yükseltilmesi planları ile ilgili öngörünüz nedir?
Öncelikle bir anlaşma iki tarafa da yarıyorsa üzerine konuşmaya değer aksi durumda sadece bir tarafın avantajı ile sonuçlanıyorsa bu anlaşma değil bir tarafın imtiyazı oluyor. Buradaki anlaşma iki tarafa da yarıyor. Kapsamı, iki ülke ekonomik ilişkilerinde yeni bir döneme geçilmesini açıkça ifade ediyor.
Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması, Abu Dabi'de 3 Mart'ta imzalandı. İç onay mekanizmalarının ardından 27 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlanan anlaşma, 1 Eylülden itibaren de resmen yürürlüğe girdi.
Anlaşmaların iki tarafa neler getirdiğini ayrı ayrı inceleyelim. Önce Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafına bakalım. BAE Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 2022 yılında yaklaşık 508 milyar dolar. Genelde Suudi Arabistan, Irak, Umman, İran’a ihracat yapan BAE, Çin, Hindistan, ABD, Japonya, Almanya’dan da ithalat yaparak 2021 yılında yaklaşık 25 milyar dolarlık dış ticaret fazlası vermiştir.
1996 yılından beri Dünya Ticaret Örgütü üyesi olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin ekonomik potansiyeli çok yüksek. Bölgenin en önde gelen ülkelerinin başında. Verdiği dış ticaret fazlası da bunun göstergesi.
İşin Türkiye tarafına bakarsak; BAE Türkiye’nin en çok ihracat ve ithalat yaptığımız ilk 20 ülke arasında. Bunun yanında Türkiye’nin mutlak suretle yeni pazarlara ihtiyacı vardır. Bu noktada BAE Türkiye için çok önemli ve geniş bir pazar. Türkiye’nin mevcut ihracat potansiyeli de buna uygun.
Bu açıdan iki ülkenin arz ve talebinin uyumlu olduğu noktalarda yine iki tarafın kazançlı çıkacağı bir ticaret oluşacak.
Özetle 5 yıl içinde 25 milyar dolarlık hacmi ulaşılamayacak bir hedef değil. Çünkü söz konusu anlaşma sadece mal alım satımını değil, hizmet ticareti, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ticaretlerini kolaylaştırıcı tedbirler, kamu alımları, fikri mülkiyet hakları, ticaret önlemleri ve diğer düzenleyici kuralları kapsıyor.
Türkiye'nin BAE menşeli bazı tarım ve sanayi ürünlerine vergi istisnası getirmesi, Türkiye'nin iç pazarda hangi sektörleri etkileyecek? Bu vergi istisnasının uzun dönemde Türkiye'nin ekonomisine ve dış ticaretine olan etkileri neler olabilir?
Anlaşmaya göre BAE Menşeli Bazı Tarım Ürünlerinin İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Karar uyarınca, yumurta, tavuk, sebze, kurutulmuş sebze, baklagiller, hurma, un, bitkisel yağ, makarna, kakao, çikolata gibi ürünlere yönelik sıfır ithalat vergisiyle belirli miktarlar için tarife kontenjanı açıldı. Bu ürünlerin ithalatında, talep toplama yöntemi ve beyanname sırasına göre tahsis yöntemleri uygulanacak. Yani söz konusu ürünler kontenjan dahilinde gümrük vergisi olmadan ülkeye girebilecek. Buradaki amacın söz konusu temel gıda maddelerini vergi muafiyeti ile yurt içi tüketiciye daha ucuza ulaşmasını sağlamak ve yaşanan gıda enflasyonunu baskılamak olduğunu tahmin ediyorum.
Türkiye’nin hali hazırda en çok ihraç ettiği ürünlere bakarsak tarım sektöründe büyük çapta olumsuz bir etki olacağını sanmıyorum. Daha çok kıymetli taşlar/metaller, makinalar, Elektrikli cihazlar sattığımız için esas ivmelenmenin burada ve bu alanlarla iltisaklı sektörlerde olmasını bekliyorum. Özellikle katma değeri yüksek alanlarda hem ticaret hem de işbirlikleri ile olumlu gelişmeler art arda gelecektir.
BAE’den başlıca ithal ürünlerimiz ise altın, alüminyum, mücevherat, petrol yağları, kimyasal maddeler ve demir. Burada da özellikle enerji alanında ve bazı hammadde teminlerinde yaşanan yüksek maliyetlerin düşürülmesinin amaçlandığını düşünüyorum. Özellikle katma değeri yüksek sektörler üzerinden ihracatımızı yapar, petrol vb. enerji ihtiyacımızı da daha uygun fiyatlarla karşılarsak o zaman anlaşma iki taraf için de daha işlevli hale gelir. Çünkü hangi sektöre elinizi atsanız mevcut dışa bağımlılık nedeniyle en büyük maliyet kalemlerinin başında enerji gelir.
Sonuç olarak burada esas amaç ikili ilişkilerin geliştirilmesi. Çünkü BAE ile aramızdaki ticarette herhangi bir ambargo ya da başka bir kısıt yok. Yani şu an 8 – 10 milyar dolar olan söz konusu ticaretin daha yüksek seviyelere çıkması için gerekli olan unsurların başında ikili diyalogların arttırılması geliyor.