Yusuf Tekin'den Turhan Çömez'e: Bedeli ağır olacak

İYİ Partili Turhan Çömez’in Liselere Geçiş Sistemi ile ilgili iddialarına yanıt veren Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Çocuklarımız üzerinden bunu yaptığınızda bedeli, faturası çok ağır olacak” dedi.
Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınavın sonuçları ve eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez’in sınavla ilgili iddialarına da yanıt verdi.
“O milletvekili arkadaşımız 'sadece bu imam hatip ortaokulunda 39 öğrenci tam puan almış' diyor. Nerede 39 öğrenci?” diyerek Çömez’i eleştiren Tekin, “Bursa'da 20 öğrencimiz (tam puan yapan) var. Bu tür dediğim gibi normal siyasi münakaşalarda siyasi arenada konuşulur, bununla ilgili yargı süreçleri yürür vesaire ama çocuklarımız üzerinden bunu yapmayalım. Çocuklarımız üzerinden bunu yaptığımızda bunun bedeli, faturası çok ağır olacak. Hatırlarsanız 15 Temmuz'da ilgili en ciddi konulardan bir tanesi okullar, dershaneler ve sınavlar üzerinden yürüyen bir süreçti. Tam bunun yıldönümünde böyle bir şeyi yapmanın kimseye faydası yok. Biz hep beraber çocuklarımızın hukukunu koruyalım” ifadelerini kullandı.
SORU KİTAPÇIKLARI ÖNCEDEN PAYLAŞILDI MI?
LGS kapsamındaki merkezi sınavda soru kitapçıklarının önceden paylaşılıp paylaşılmadığına ilişkin soru üzerine Tekin, sınavın yapıldığı gün bu tartışmaların kamuoyuna düştüğünü belirtti. Hemen gerekli inceleme ve araştırmaları yaptıklarının altını çizen Tekin, saat 10.45'te biten sözel oturumun soruları hakkında soruşturma açılan birisi tarafından fotoğraflanarak saat 11.57'de paylaşıldığını söyledi.
İYİ Partili Turhan Çömez
Paylaşılan PDF materyallerini incelediklerini aktaran Tekin, "Bir kere bizim PDF materyalimiz değil. Yani soruların çalındığı iddiası külliyen yalan. Böyle bir olay yok. Yayınlanan PDF görüntüsü, sınav saat 10.45'te bitiyor, saat 11.57'de yayınlanmış. Buradan sınavın güvenliğiyle ilgili bir iddiayı ileri sürmek hangi mantık çerçevesinde yapılıyor bilmiyorum. Bakanlığımızın çok geniş bir bilişim altyapısı var ve bu altyapı bu türden analizleri yapabilir. Yani anomali tespit edildiğinde bu anomalileri görebilecek bizim uygulamalarımız var. Ortada herhangi bir konunun yani çocuklarımızın sınav güvenliğini risk altına atacak, onları rahatsız edecek herhangi bir çalınma ya da benzeri şeyin olmadığını açıkladık” dedi.
Tekin, "Bu kadar açıklama yaptıktan sonra beni üzen şey şu; İnsanlar siyaset yapabilirler. Siyaset yaparken de kişisel olarak şahsımızla ilgili ya da siyasi rakipleriyle ilgili eleştirilerde bulunmaları çok doğaldır, iftira atarlar, hakaret yaparlar. Bunlar hepsi yargı süreçleri ve siyasi nezaket içerisinde değerlendirilmesi gereken şeyler. Defaten açıklama yapmamıza rağmen bu konuda herhangi bir probleminiz varsa yargı organlarına başvurun, biz orada tekrar kendimizi değerlendirelim, görelim. Bu kadar açıklama yapmamıza rağmen bu şekilde çocuklarımızı demoralize edecek, onların hukuksuzluğu, kendilerine yönelik bir haksızlık yapıldığına dair onlara bir algı oluşturabilecek bu tür şeyleri yapmalarından gerçekten çok rahatsız oluyorum. Bir baba olarak, bir insan olarak rahatsızım, bunu yapmamaları gerekiyor” diye konuştu.
Söz konusu durumlara sebebiyet verecek uygulamalar yapan kişilerle ilgili hukuki işlemler başlatıldığını aktaran Tekin, "Okuldaki 29 kişiyle ilgili soruşturma açıldı. Ama dediğim gibi nihayetinde soruşturma süreci devam ediyor. Biz idari soruşturma yaparız. İdari soruşturma neticesinde ilgiliye disiplin cezası uygulayabiliriz. Disiplin cezası ve idari soruşturmanın sonucunda da eğer ceza davası açılmasını gerektiren bir durum varsa ceza davası da açılır ve ilgililer en ağır şekilde cezalandırılır." diye konuştu.
"PROJE OKULLARINI YENİDEN DEĞERLENDİRDİK"
Soruların zor olduğu yönündeki söylemlere de değinen Tekin, öğrenciler nezdinde böyle bir düşüncenin bulunmadığını kendilerine soruları kolay bulduklarını ilettiklerini söyledi. Bu tür iddia ve görüşlerin farklı amaçlarla ortaya atıldığını ifade eden Tekin, proje okullarının ikiye ayrılışı ile ilgili soru üzerine "proje okulu" kavramının 2014'te ortaya atıldığını hatırlatarak bu okulların işleyişini anlattı.
Bakan Tekin, "Okullarımızda çalışan öğretmen arkadaşlarımız, idareci arkadaşlarımız, bizim yaklaşık 70 bine yakın okulumuz içerisinde eğer kendi farkını hissettirecekleri bir şeyler yapmak istiyorlarsa bir imkan oluşturmak üzere proje okulu diye bir kavram ürettik. Yani siz bir okulda idarecisiniz ya da öğretmensiniz, bir proje uygulamak istiyorsunuz. Bu proje bir prosedür dahilinde Bakanlık tarafından onaylanırsa eğer, bu projeyi hayata geçirmek üzere, ki bu projenin pedagojik boyutu, akademik boyutu, ilçe, il, ilgili genel müdürlük ve Bakanlık nezdinde değerlendirildikten sonra okula, okul müdürümüze, öğretmenlerimiz açısından bu projeyi hayata geçirebilecekleri, ayrıcalıklar tanımak üzere kurgulandı bu. Kolaylaştırıcı, farkını hissettirebileceği, yenilikleri hayata geçirebileceği şeyler. Dolayısıyla biz proje okul mantığını böyle kurgulamıştık. Gelişen süre içerisinde, bu mantıktan biraz uzaklaşıldığını gördüğümüz için tekrar aynı mantığa oturtmak üzere proje okullarını yeniden değerlendirdik. Hem uygulanan projeyle ilgili, projenin kabul aşamasıyla ilgili süreçleri, hem projenin niteliği ve akademik boyutu hem de projenin, süre, bu süre içerisinde, projenin uygulandığı süre içerisinde izleme metodolojisiyle ilgili yönetmeliğe hükümler koyduk. Bazı yerlerde de özellikle meslek liselerimizde, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, okullarımızla iş birliği yapmak istiyorlar. Bu iş birliğini kolaylaştıracak adımlar attık” diye konuştu.
ZORUNLU EĞİTİMİN SON 4 YILINA YÖNELİK REVİZYON GÜNDEMİ
"12 yıllık zorunlu eğitimin son 4 yılına yönelik bir revizyona gidileceği konuşuluyor, bu adımla ilgili neler söylersiniz, tartışmalarda hangi formül ön plana çıkıyor?" şeklindeki soruya Tekin, şu yanıtı verdi:
"12 yıllık zorunlu eğitimle ilgili şu anda kamuoyunda bir tartışma yürüdüğünü görüyoruz. Bizim Bakanlık'taki ilgili arkadaşlar bu konuyu izliyorlar, değerlendiriyorlar. Bu konuda entelektüeller, akademisyenler, sivil toplum örgütleri, meslek birlikleri, iş dünyası, değişik açıklamalar yaptı. Lehinde açıklamalar yapan var, aleyhinde açıklamalar yapanlar var. Lehinde açıklama yapanlardan önerisi olanlar var. Biz bütün bunları değerlendireceğiz. Nihayetinde bu, Bakanlık olarak tek başımıza bizim vereceğimiz bir karar değil, bu bir yasal düzenleme konusu”