Volkan Akı: Sürdürülebilirliğin kaynağı yeni inovasyonlar

Ekonomim yazarı Volkan Akı, ‘Sürdürülebilir Gıda’ zirvesinde yönettiği panelden yaptığı aktarımlarda “Sürdürülebilirliğin kaynağı yeni inovasyonlar” ifadelerine yer verdi.
Ekonomim yazarı Volkan Akı, ‘Gıda için zaman daralıyor, inovasyonlar tek çıkış yolu’ başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Akı yazısında ‘Sürdürülebilir Gıda’ zirvesinde gıdada inovasyonun tartışıldığı bir paneli yönettiğini kaydederek panelden aktarımlarını paylaştı.
İklim krizinin gıda ürünlerini tehlikeye soktuğunu kaydeden Akı, çözümün yeni inovasyonlar yaratmak olduğunu belirtti.
Akı şunları söyledi:
“ARTAN GIDA İHTİYACI KRİTİK”
“Danışman Ayşe Ayşin Işıkgece yine panellerden birinde artan gıda ihtiyacına dikkat çekerken, “2050 yılında bugünden yüzde 60 daha fazla gıdaya, yüzde 15 daha fazla suya ihtiyacımız var”. Tespitini yapıyordu. İklim değişikliğinin gıdanın üretimine de sekte vurduğunu kabul edersek, ortaya çok endişeli bir tablo çıkıyor. Üstelik kirlenmelerle sağlıklı gıda miktarı da düşüyor. Tiryaki Agro CEO’su Süleyman Tiryakioğlu da panelde tarımda iyileştirme, gıda da verimlilik ve sağlık, enerjide de yeşil enerjinin ön plana çıktığını söylüyor. Özellikle teknoloji tabanında Tiryakioğlu bu konuda çözümlerin yakın gelecekte oluşabileceğini de vurguluyordu. Tabii her dalda farklı gelişmeler var. Örneğin gıdada yapay gıdalar, yapay et gibi, karbon salınımına etkisini azaltma açısından önemli değişimleri gözlemlemeye başladık.
Panelde yer alan Prof. Dr. Meral Kılıç Akyılmaz, konunun multidisipliner yaklaşım gerektirdiğini ve eğitimin, bilinçlenmenin önemine vurgu yapıyordu. Toplum ve bireylerin bilinçlenmesinin önemi çok yüksek. Çünkü evet toprağı düzeltici çalışmalar yapmalıyız ama önce buna zarar veren insanı da düzeltmeliyiz. Akyılmaz, yapay et gibi hedefl erin henüz uzak olduğunu, sağlıklı beslenme için öncelikle et-süt üretiminde iyileşmelere ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapıyordu. Palsgaard Türkiye Genel Müdürü Eymen Baltaşı Çırağıloğlu, ise konunun bir ekosistem yaratma olduğunu katkı maddeleri ve emülgatörler üreten Palsgaard’ın kendisinin inovasyondan doğduğunu vurguluyor. 100 yıldır bu konuda çalıştıklarını belirtiyordu. Kısaca inovasyon tarihin bu çağında hızlanarak devam ediyor. Aromsa Yönetim Kurlu Üyesi ve GMY Melis Yasa Aytaman, ise Ar Ge’ye en çok yatırım yapan ilk 3 şirketten biri olduklarını aroma üretimi konusunda hep daha iyisini daha farklısını yakalamaya çalıştıklarını söylüyordu. Yeni koşullar içinde, Ar Ge yatırımlarıyla kendi üretimlerini de daha verimli yaparak, toplam bir anlayış içinde olduklarını vurguluyordu.
“ÇOK HIZLI HAREKET ETMEK GEREKİYOR”
Kısaca özetlemek gerekirse gıdada da diğer alanlarda da sürdürebilirliğin kaynağı gerçekten yeni inovasyonlar. Bunun büyük bölümü teknolojiden geliyor. Belki insanın bozduğunu yine insanın yarattığı teknoloji tamir edecek. Ama ortaya çıkan en önemli gerçek çok hızlı olmak zorundayız. Önümüzde bunun için çalışabileceğimiz uzun yıllar yok 2050 dediğimiz çok yakın bir tarih. Ülker Gıda CEO’su Mete Buyurgan da tam bu konuya dikkat çekiyordu: “Gıda sektörü tarımdan ayrı değil tarladan tüketiciye zinciri en başından en sonuna yönetmek gerekiyor. Dünya Ekonomik Forum’u iklim değişikliğini en büyük küresel risk ilan etti. Dünya nüfusu 10 milyara gidiyor. Bu nüfusu beslemek için gıda üretimi yüzde 70 artması gerekiyor. İklim değişikliği uzak bir kavram gibi görünüyordu ama artık Türkiye’de de yaşanmaya başladı. Buğdaylar ekimde yağmur alamıyor. Bu yıl nisan ve mayısta eğer yağmurlar olmasaydı. Büyük bir krizle karşılaşabilirdik. Durum o kadar kapımızda. Ülkemizin önde gelen bir şirketinin üst düzey yöneticisi olarak yüzde 80 şirketlerimizin de bu konularda hazırlığı yok. Örneğin karbon izi ve vergilendirilmesi yaklaşıyor. Şirketlerimizde çalışma yok”