Ürdün'de Müslüman Kardeşler’in Yasaklanmasının Tüm Ayrıntıları

Ürdün makamları tarafından alınan yeni kararla, “Müslüman Kardeşler” olarak bilinen yapının tüm faaliyetleri yasaklandı ve fikirlerinin yayılması, yasalara aykırı olduğu ve hukuki sorumluluk doğurduğu gerekçesiyle engellendi.
Bu karar, Filistinli Hamas Hareketi’nin “kaos planı” olarak medyada bilinen davada suçlanan kişilerin serbest bırakılması yönündeki çağrısından bir gün sonra geldi. Geçtiğimiz hafta, Ürdün makamları 16 kişiyi, “ulusal güvenliği hedef alan planlara katılmak, kaos çıkarmak ve ülkede maddi tahribat yaratmak” suçlamalarıyla itham etmişti.
O dönem yayımlanan resmi açıklamaya göre, söz konusu planlar; yerli araçlarla roket üretimi, yasa dışı amaçlarla yurtdışından getirilen ekipmanlar, patlayıcı ve ateşli silah bulundurma, kullanılmaya hazır roketlerin gizlenmesi, insansız hava aracı (İHA) üretim projeleri ve ülke içinde kişilerin eğitilip yurt dışına gönderilerek özel eğitim almalarını da içeriyordu.
Ürdün'de Müslüman Kardeşler’e Yönelik Yasak Detayları
Ürdün İçişleri Bakanı Mazen el-Farayeh, "lağvedilmiş Müslüman Kardeşler" olarak anılan yapının tüm faaliyetlerinin yasaklandığını ve bu yapıya dair her türlü faaliyetin hukuka aykırı sayılarak cezai sorumluluk gerektirdiğini duyurdu.
Bakan el-Farayeh, örgütün taşınabilir ve taşınmaz tüm mal varlıklarına el konulması için görevlendirilen tasfiye komitesinin çalışmalarının hızlandırılacağını da belirtti.
Ayrıca bakan, “lağvedilmiş Müslüman Kardeşler” örgütüne üyeliğin yasaklandığını, bu yapının fikirlerinin tanıtımının da cezai sorumluluk doğuracağını açıkça vurguladı.
El-Farayeh, söz konusu örgütün Ürdün’ün herhangi bir yerinde kullandığı tüm merkez ve ofislerin — başka taraflarla ortak kullanılsa dahi — kapatılmasına karar verildiğini ve bu merkezleri açık tutmanın yasal sorumluluk doğuracağını açıkladı.
Bakan, siyasi partiler, medya kuruluşları, sosyal medya kullanıcıları, sivil toplum kuruluşları ve diğer tüm kişi ya da kurumların bu yapı ve uzantılarıyla herhangi bir ilişki kurmasının ya da içerik yayımlamasının da yasal işlemle karşılaşacağını ifade etti.
El-Farayeh, bu örgüt veya ilişkili faaliyetlerle suç bağlantısı tespit edilen kişi ya da kurumlara karşı, yargı süreci çerçevesinde gerekli tüm yasal adımların atılacağını da belirtti.
Bakan ayrıca, geçtiğimiz hafta planların ortaya çıkarıldığı gün, örgütün merkezlerinden çok sayıda belgeyi kaçırma ve imha etme girişiminde bulunduğunu da açıkladı. Bu belgeler, yapının faaliyetlerini ve şüpheli bağlantılarını gizlemeye yönelikti.
İçişleri Bakanı, kamuoyuna yaptığı açıklamada, geçtiğimiz hafta ulusal güvenliği hedef alan davaların açıklanmasının ardından, örgüt liderlerinden birinin oğlunun ve beraberindekilerin güvenlik güçleri ve hassas bölgeleri hedef almak üzere patlayıcı üretip test ettiğinin belirlendiğini de duyurdu.
El-Farayeh, alınan tüm bu kararların, toplumun güvenliğini sağlama, kamu düzenini koruma ve siyasi alanda yozlaşmayı önleme amacıyla alındığını, aynı zamanda ülkenin istikrarı ve huzuru için atılmış gerekli adımlar olduğunu belirtti.
Devletin Temel Prensibi: Yasalara Bağlı Siyasi Katılım
Bakan, Ürdün devletinin tarih boyunca tüm vatandaşlarına parti kurma, dernekleşme, görüş beyan etme ve siyasi faaliyetlerde bulunma özgürlüğü tanıdığını hatırlatarak, buna rağmen, “lağvedilmiş Müslüman Kardeşler” örgütüne mensup unsurların karanlıkta faaliyet yürüttüklerinin ve istikrarı sarsıcı, güvenlik ve ulusal birliği tehdit edici eylemler içine girdiklerinin kesinleşmiş yargı kararlarıyla sabit olduğunu söyledi.
Açıklamasında, şehirler arası taşınan patlayıcılar ve silahların, yerleşim bölgelerinde depolandığını, başkent civarında roket üretimi ve gizleme işlemleri yapıldığını, içeride ve dışarıda kişilerin eğitilip örgüt adına devşirildiğini de ifade eden bakan, bu faaliyetlerin hiçbir devlet tarafından kabul edilemeyeceğini vurguladı.
El-Farayeh, bu örgütün faaliyetlerinin devam etmesinin, toplumun bütünlüğünü tehdit ettiğini, vatandaşların hayatını riske attığını ve devletin mevcut bölgesel ve küresel zorluklara rağmen güvenliği koruma ve kalkınma hedeflerini sekteye uğratabileceğini ifade etti.
Özgürlük Evet, Ama Yasalar Çerçevesinde
Bakan açıklamasının sonunda, hükümetin tüm vatandaşların düşünce ve ifade özgürlüğünü yasal çerçevede güvence altına aldığını ve sorumlu siyasi faaliyetlerin desteklendiğini söyledi. Ancak bu özgürlüklerin, kanun dışına çıkmadan ve ülkenin istikrarını tehlikeye atmadan kullanılması gerektiğini, özellikle şu dönemde, Ürdün halkının beklentilerini karşılamak adına tüm çabaların birleşmesi gerektiğini vurguladı.
Çift Yüzlü Meşruiyet
Yıllar boyunca bu yapı, Ürdün’de hayır faaliyetleri kılıfıyla çalıştı, toplumun sosyal ve siyasi yapısına nüfuz etti, parlamentoda ve sivil toplumda kendine yer edindi.
Ancak bu meşruiyetin arkasında farklı bir yüz vardı. “Al-Ain News”un eriştiği gizli bir Amerikan diplomatik telgrafında, örgütün ve siyasi partisinin çift başlı yapısına dikkat çekilmişti. Telgrafta, karar alma mekanizmalarının, uluslararası yapıya sahip bir Şura Konseyi tarafından yönlendirildiği belirtiliyordu.
Aynı belge, Müslüman Kardeşler’in, Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları gibi hassas meseleleri, Ürdün halkının sempatisini kazanmak ve onları siyasi olarak örgütlemek için nasıl kullandığını da gözler önüne seriyordu.