Türkiye'nin dört bir yanından protesto sesleri! Kadın cinayetlerine son
Son günlerde yaşanan kadın cinayetleri vatandaşları isyan noktasına getirdi. Türkiye'nin dört bir yanından protesto sesleri yükselirken, herkes artık kadına şiddetin son bulmasını istiyor.
İstanbul’da Semih Çelik isimli saldırganın, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’i katletmesi, Türkiye genelinde geniş yankı uyandırmaya devam ediyor. Kadın cinayetlerinin sonu gelmeyen acıları ve kadınların yaşam hakkının hiçe sayılması, ülkenin dört bir yanında binlerce insanı sokaklara döktü. İstanbul, İzmir, Eskişehir ve Diyarbakır gibi büyük kentlerde gerçekleştirilen protestolarda, kadına yönelik şiddet ve bu şiddetin faillerinin cezasız kalmasına karşı büyük tepki gösterildi. Protestocular, "Kadın cinayetleri politiktir" diyerek, yasal düzenlemelerin yetersizliğine dikkat çekti.
İstanbul Medipol Üniversitesi öğrencileri, Medya ve Görsel Sanatlar Bölümü 2. sınıf öğrencisi olan Ayşenur Halil'in öldürülmesine sessiz kalmadı. Ayşenur’un arkadaşları, ellerinde taşıdıkları "Sesini duyuramamış tüm kadınlar için buradayız", "Yaşamak istiyoruz" ve "Korkuya teslim olmayacağız" yazılı pankartlarla adalet çağrısında bulundu. Ayşenur Halil, İkbal Uzuner ve şiddete maruz kalan tüm kadınlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunan öğrenciler, toplumun bu büyük yara karşısında sessiz kalmaması gerektiğini vurguladı. Türkiye genelinde yankı bulan bu mesaj, sosyal medyada da geniş yer buldu.
Boğaziçi Üniversitesi: “Barikata Yüklen” Sloganları Yükseldi
İstanbul’da yapılan protestoların bir diğer adresi ise Boğaziçi Üniversitesi oldu. Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner için toplanan öğrenciler, kampüste bir yürüyüş düzenlemek istediler. Ancak, protestocuların karşısına çıkan polis ve özel güvenlik barikatı tepki çekti. Öğrenciler, “barikata yüklen” sloganlarıyla duruma karşı seslerini yükseltirken, kısa süreli gerginliğin ardından barikat kaldırıldı ve yürüyüş gerçekleştirildi. Üniversitelerde yükselen bu sesler, kadın cinayetlerinin eğitim kurumlarındaki gençler tarafından da güçlü bir şekilde sahiplenildiğini gösteriyor.
İkbal Uzuner’in Öldürüldüğü Yerde Protesto: “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”
Kadın cinayetlerine karşı en güçlü tepki gösteren gruplardan biri de CHP'li gençler ve kadınlar oldu. Edirnekapı Surları önünde toplanan protestocular, ellerinde kırmızı karanfillerle, hem İkbal Uzuner hem de Ayşenur Halil için anma düzenledi. "Kadınları ve çocukları koruyamayan bu düzeni değiştireceğiz" diyen protestocular, İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması çağrısında bulundu. Ayrıca, cinayetlere karşı sessiz kalınmaması gerektiğini ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin devam edeceğini belirttiler.
Eskişehir ve Diyarbakır: “Bu Erkek Düzenini Kabul Etmiyoruz”
Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi öğrencileri, kadın cinayetlerine ve şiddete karşı kampüsten şehir merkezine kadar bir yürüyüş gerçekleştirdi. Protestocular, cezasızlık politikasına dikkat çekerek, faillerin hak ettiği cezayı alması gerektiğini vurguladı. Diyarbakır’da ise sivil toplum kuruluşları ve DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo’nun katıldığı yürüyüşte, erkek egemen düzenin yarattığı şiddet döngüsüne karşı sert açıklamalar yapıldı. Cupolo, "Faillerin şiddet geçmişi biliniyor, ancak kadınlar korunmuyor" diyerek devletin bu konudaki sorumluluğuna işaret etti.
İzmir: “Kadın Cinayetleri Artık Cins Kırımı”
Kadın cinayetlerine karşı bir diğer güçlü ses ise İzmir Barosu'ndan geldi. Baro Başkan Yardımcısı Zöhre Dalkıran, yasaların uygulanmamasına ve yetkililerin duyarsız kalmasına karşı sert eleştirilerde bulundu. Son bir hafta içinde 10 kadının öldürüldüğüne dikkat çeken Dalkıran, bu cinayetlerin artık münferit olaylar olmaktan çıktığını ve bir "cins kırımı" olduğunu söyledi. Baro’nun bu açıklamaları, kadınların yaşam hakları için verilen mücadelenin ne kadar acil ve önemli olduğunun bir kez daha altını çizdi.
İstanbul Sözleşmesi’nin Uygulanması İçin Toplumsal Baskı Artıyor
Protestoların en büyük mesajı, İstanbul Sözleşmesi’nin yaşamsal öneme sahip olduğuydu. Kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçebilmek için İstanbul Sözleşmesi’nin eksiksiz bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulandı. Kadın cinayetleri ile mücadelede yasal düzenlemelerin yetersiz kalması, toplumun her kesiminden gelen tepkilerle daha da görünür hale geldi.