Erkan: Türkiye-Mısır yakınlaşması, enerji merkezi hedefine önemli bir adım / Al Ain Türkçe Özel
Türkiye-Mısır ilişkileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kahire ziyaretiyle zirveye ulaştı. Enerji Uzmanı Dr. Anıl Çağlar Erkan, bölgedeki ziyaretin enerji dengelerine yansımalarını Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, özellikle Doğu Akdeniz’deki enerji denklemlerini altüst etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretiyle zirveye ulaşan ilişkiler, özellikle enerji konusunda önemli sonuçlar doğuracak. Konuyu Enerji Uzmanı Dr. Anıl Çağlar Erkan’la konuştuk.
Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşma, Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgeleri ve Akdeniz’in enerji dengelerini nasıl etkileyecek?
Çağın değişen koşulları, Türkiye’nin birçok alanda atılım yapabilmesi için başta çevre ülkeleriyle ilişkilerin restore edilmesi olmak üzere bir takım diplomatik adımlar atmasını zorunlu hale getirmektedir. Nitekim uluslararası siyasette dostluklar ve düşmanlıklar daimi değildir. Dolayısıyla devletler uluslararası siyasetteki pozisyonlarını ve dış politikalarını çağın değişen koşullarına uyumlu hale getirmek zorundadır. Şüphesiz aynı durum Türkiye için de geçerlidir.
Bu doğrultuda son yaşanan gelişmeler Türkiye’nin başta yakın çevre olmak üzere küresel siyasetteki gelişmeleri yakından takip ettiğine işaret etmektedir. Hatta bu kapsamda Türkiye’nin dış politikasının proaktif niteliğinin artık tartışma konusu olmadığının altını çizmek gerekmektedir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirmiş olduğu Mısır ziyaretini bir nevi Türk Dış Politikası’nın proaktif niteliğinin bir gereği olarak değerlendirmek mümkündür.
Mısır ziyareti Türkiye’nin başta Orta Doğu olmak üzere Doğu Akdeniz’e yeniden dikkat kesildiğine işaret etmektedir. Bu doğrultuda Türkiye’nin bölgeyle ilgili beklentilerinin olumlu sonuçlar vermesi açısından atılan ilk adımlardan birisinin Mısır olması şaşırtıcı değildir. Unutmamak gerekir ki Afrika, Akdeniz, Arabistan ve Bilâdüşşâm havzalarını buluşturan sıra dışı konumuyla; 100 milyonu çoktan aşan ve ciddi bir kısmı da dünyanın dört bir yanına dağılmış bulunan nüfus gücüyle Mısır, Arap dünyasının en büyük ülkelerinin başında geliyor.
Bununla birlikte Arap dünyasının amiral gemisi olarak nitelendirilen Mısır’la ilişkilerin geliştirilmesi, Orta Doğu’ya yönelim açısından Türkiye için son derece önemlidir.
Türkiye ve Mısır’ı yakınlaştıran başlıca etken; iki tarafın birlikte yapacağı işlerin, tartışmalı hususlardan çok daha fazla olmasıdır. Doğu Akdeniz’deki anlaşmazlıkların önemli ölçüde azaltılması ve başta enerji olmak üzere daha birçok alandaki işleri bu kapsamda ele almak mümkündür.
Türkiye ve Mısır ilişkilerindeki normalleşme adımları en başta Doğu Akdeniz’de yaşanan tartışmaları önemli ölçüde azaltacaktır. Zira Doğu Akdeniz’de yaşanan anlaşmazlıkların kaynağı kıyıdaş devletler arasındaki ayrılıklar olduğu göz önüne alındığında, iki taraf arasındaki yakınlaşmanın anlaşmazlıkların çözümüne olumlu yönde katkı yapması kaçınılmazdır.
Yunan basınında Türkiye-Mısır yakınlaşması endişeyle karşılandı. Enerji konusunda Türkiye ile Mısır’ın işbirliği yapacağı yazıldı. Yunanistan endişelerinde haklı mı? Türkiye-Mısır işbirliği, Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının ekonomiye kazandırılması konusunda neler getirebilir?
Yunanistan’ın endişe duyması doğal. Çünkü Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşme sürecine girmesine neden olan ilk adımların atılması bile Yunanistan’ın hiç istemeyeceği bir durumdur. En başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır ziyareti, Yunanistan’ın yıllarca çabaladığı girişimlerinden bir bölümünün olumsuz etkilenmesi bir bölümünün de çöpe atıldığı anlamına gelmektedir.
Yunanistan’ın olumsuz etkilenen girişimlerinin başında Akdeniz’deki deniz yetki alanları ve sınırların belirlenmesi gibi önemli bir alanda Türkiye’yi yalnızlaştırma çabaları gelmektedir. Bilindiği üzere önceki yıllarda enerji konusu ağırlıklı olmak üzere birçok konu üzerinde tartışmalar yaşanmış, Türkiye bu tartışmalarda bilhassa Yunanistan’ın çabalarıyla yalnız bırakılmıştı. Bununla birlikte aynı dönemde Yunanistan, Mısır, İsrail ve Rum kesimiyle bir blok oluşturarak kendince bir zafer elde etmişti. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır ziyaretiyle birlikte Yunanistan artık Türkiye istemeden oyunun bitmeyeceğini açık bir şekilde anlamaya başlamıştır.
Türkiye ve Mısır ilişkilerinde atılan normalleşme adımlarının Yunanistan açısından bir diğer önemli etkisi bir takım girişimlerin çöpe atılmasına kesin gözüyle bakılmaya başlamasıdır. Çöpe atılması giderek kaçınılmaz hale gelen girişimlerin başında EastMed projesi gelmektedir. Öyle ki söz konusu proje Yunanistan’ın halen daha sıkı sıkı sarıldığı ve gerçekleşmesi ümit ettiği bir nevi rüyasıdır. Ancak Yunanistan’ın bu ısrarlı tutumuna rağmen daha ilk baştan ölü doğduğu dile getirilen proje, öncelikle Ukrayna-Rusya arasındaki çatışmaların boru hatlarına olan güvensizliği körüklemesi ve artan maliyetlerle tartışılır hale gelmişti. Bu bağlamda Ankara-Kahire yakınlaşmasının, uygulanabilirliği ciddi tartışma konusu olan EastMed projesinin tabutuna son çivilerden birisini çaktığını söyleyebiliriz.
Bunun yanı sıra yapılan açıklamalar tarafların ortak enerji projelerindeki odaklanılacak alanların LNG, nükleer ve yenilenebilir enerji olduğu yönündedir. Enerji alanında atılacak bu adımlar doğrudan tarafların ekonomilerine olumlu yönde yansıması kaçınılmazdır. Ancak daha da önemlisi, Türkiye-Mısır yakınlaşması, Türkiye’nin enerji merkezi olmak gayesinde önemli bir adımın daha atılması anlamına geliyor.