Erdoğan'ın Mısır Ziyareti: Uzmanlar, yeni dönemi Al-Ain News’e analiz etti
Mısır ve Türkiye, ikili ilişkilerde "yeni bir sayfa" açma arzusunu dile getirdi. Bu birçok konuda önemli gelişmelerin yaşanacağını ortaya koyuyor.
Al-Ain News'in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Mısır'a yaptığı ziyaretin sonuçlarına ilişkin görüş aldığı uzmanların genel manşeti, 'Farklılıkları Bir Kenara Bırakalım ve Ortak Noktalarımıza Odaklanalım' cümlesi oldu.
Uzmanlar, ziyaretin ilişkilerde yeni bir dönemi başlatmasının yanı sıra, iki cumhurbaşkanının zirvesinden en büyük kazananın Orta Doğu bölgesi olduğunda hemfikir. Ziyaret sonuçlarının, politikalarda bölgesel istikrara hizmet edecek şekilde değişime işaret ettiğine inanıyorlar.
Ziyaretin ayrıca, İki taraf arasındaki kazanımları ve faydaları artırmanın yanı sıra, Libya'daki durum ve Filistin meselesi gibi birçok krizin çözümüne de katkıda bulunduğunu görüyor.
FARKLILIKLARI BİR KENARA BIRAKMAK
Son dönemde Mısır ve Türkiye, ilişkilerini geliştirmeye odaklanarak, tartışmalı konulardan uzak durma, bunları bir kenara bırakma veya belki daha sonra ele alma konusunda istekli bir yaklaşım sergiledi.
Kahire'deki Al-Ahram Siyasi Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Mohamed Fayez Farhat'a göre, Mısırlı ve Türk liderler arasındaki ortak basın toplantısında bu eğilim açıkça ortaya çıktı.
Farahat, Al-Ain News'e verdiği röportajda, iki ülke arasındaki bu yolu "çok akılcı bir yaklaşım" olarak nitelendirdi.
"Tartışmalı konuları olan ve ilişkileri geliştirme isteği olan herhangi iki ülke için, uzlaşma konularına odaklanılması doğaldır. Bu anlaşmazlıklar, ortak bir fikir birliğine varılıncaya kadar iki ülkenin dışişleri bakanları veya yetkilileri düzeyinde tartışılmaya devam edilebilir” dedi.
Farahat, karşılıklı anlayışa dayalı konularda ne kadar çok ilişki gelişirse, bunun tartışmalı konularda fikir birliğine o kadar çok yansıyacağını ve bu nedenle ortak çıkarlara ve fikir birliği konularına odaklanmanın ve ilişkileri derinleştirmenin önemli olduğunu vurguluyor.
Bunun, tüm tutarsızlıkların ve çelişkilerin üstesinden gelebilecek bilinçli bir yaklaşım olduğunu belirtiyor.
Farahat, bu işbirliğinin, Orta Doğu'daki mevcut kutuplaşmanın sona erdirilmesi ve daha istikrarlı ilişkilerin kurulması yönünde bir yönelim ışığında, bölge ve Arap ülkeleriyle ilişkilere olumlu yansıyacağını söyledi.
ORTAK ZORLUKLAR
Türk siyasi analisti Yusuf Katiboğlu ise Mısır ve Türkiye'nin bölgedeki iki büyük ülke olduğuna ve ister Libya dosyasında ister İhvan ve diğer çetrefilli dosyalarda büyük ortak zorluklarla karşı karşıya olduğuna inanıyor.
Katiboğlu, Al-Ain News'e, Erdoğan'ın ziyaretinin birçok diyalog kanalına ve engelleri aşma çabalarına kapı açtığını söyledi.
Uzmana göre, "Ziyaret, bir tarafın diğer tarafa taviz vermesi fikrinden ziyade ortak çıkarlar çerçevesinde gerçekleşen ilişkilerde geçmişe ve anlaşmazlığa yeni bir sayfa açmak anlamına geliyor." ciddi bölgesel tehditlerin varlığı ışığında karşılıklı fayda ve stratejik ilişkileri güçlendiriyor.
Katipoğlu, "Erdoğan, Ankara'nın Kahire ile ikili işbirliğini geliştirmeye ilgi gösterdiğine vurgu yaparken, özellikle Filistin dosyasında bölgesel güvenlik ve istikrarın birinci öncelik olduğunu belirtti. Gazze Şeridi'nin boşaltılmasını reddederek, halkı yerinden etme çabalarını eleştirdi ve kapsamlı, kalıcı bir ateşkes için destek verme taahhüdünde bulundu." dedi.
FİLİSTİN DOSYASI
Filistin dosyası, Sisi ile Erdoğan arasındaki ortak konferansta öne çıktı. Gazze halkını yerinden etme planına karşı çıkma konusunda mutabakatlarını teyit ettiler ve Filistin halkını desteklemek için ortak eylemden bahsettiler.
Önümüzdeki dönemde iki ülke arasında önemli bir yakınlaşma noktası olacak olan Gazze'nin yeniden inşası konusuna da değinildi.
Eski Filistin Müzakere Bakanı Dr. Hassan Asfour, Al-Ain News'e verdiği röportajda, Mısır ve Türkiye'nin bölgedeki etkisi ve statüsü nedeniyle aralarındaki büyük yakınlaşmanın umut verici olduğunu söyledi. Ayrıca, mevcut savaşın dinamiklerinin sadece bu döneme özgü olmadığını, savaş sonrasında bile değiştirilebileceğini vurguladı.
Asfour, bunun Mısır'ın Filistin'le tarihi ilişkilere sahip olmasından kaynaklandığını, Türkiye'nin ise geçtiğimiz dönemde bölgeyle ilişkilerini yeniden kurma yönündeki hırsı ve yöneliminden kaynaklandığını ekledi.
Eski Filistinli bakan, Kahire ve Ankara'nın, diğer Arap ülkeleriyle işbirliği içinde, Filistin'in durumu ve gelecekte yapılacak müzakereler konusunda siyasi olarak ne olacağı konusunda ağırlık oluşturabileceğini vurguladı.
LİBYA DOSYASI
Mısırlı ve Türk liderler, Kahire ile Ankara arasındaki en belirgin anlaşmazlık alanlarından biri olan Libya krizine değindi.
Ancak ortak konferansta "Sisi" ile "Erdoğan" arasındaki ifadeler hemen hemen aynıydı; Libya topraklarının birliğinin korunması, siyasi çözüm yolunun desteklenmesi ve Doğu Akdeniz konusunda varılan mutabakatın memnuniyetle karşılanması konusuna vurgu yapıldı.
İki cumhurbaşkanının bu dosyaya ilişkin açıklamalarını yorumlayan eski Libya Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Dr. Salama Al-Ghawil, Mısır ile Türkiye arasındaki bu şekilde yakınlaşmanın “Libya krizine doğrudan etki edeceğine” inanıyor.
Al-Ain News'e konuşan Al-Ghawil, bu yakınlaşmanın Libya halkının özlemlerini gerçekleştiren yeni bir Libya hükümetinin oluşmasına yönelik beklentilerini dile getirerek, Ankara ve Kahire'den "Libyalıların kendi ülkelerine ulaşmalarına yardımcı olmalarını" ve Libya'nın geleceği için uygun bir hükümetin kurulmasına destek vermelerini talep etti.