Tunca Bengin yazdı: CHP-İYİ Parti ‘savaşında’ yeni cephe
Milliyet yazarı Tunca Bengin, İYİ Parti ile CHP arasında son dönemde artan gerilimi yazdı. Yazısında “CHP-İYİ Parti ‘savaşında’ yeni cephe” başlığını kullandı.
CHP ile İYİ Parti arasındaki gerilim, son milletvekili geçişiyle farklı bir boyut kazandı. Milliyet Gazetesi Yazarı Tunca Bengin, bu gerilimi gündemine aldı. “CHP-İYİ Parti ‘savaşında’ yeni cephe” başlığı altında konuyu derinlemesine analiz etti. Karşılıklı açıklamaları aktararak gelinen son durumu aktardı. İki parti içinde gerilimin nasıl yankılandığını anlattı.
Tunca Bengin’in yazısı şöyle;
CHP-İYİ Parti ‘savaşında’ yeni cephe
İYİ partinin kurulduğu günden beri CHP ile ilişkileri genelde iyiydi... Hem ortak iktidar hedefi hem de birbirlerine destek anlamında oldukça yakın hısımdılar. Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyordu... Hatta emanet milletvekilleri bile alınıp verildi. Siyasette pek alışık olunmayan ahde vefa muhabbetleri dillerinden düşmüyordu. Ta ki son Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylık krizine dek... Sandıkta alınan yenilginin ardından İYİ Parti’nin yerel seçimlere hür ve müstakil girme kararı üzerine iki parti arasındaki gerilimle beraber de hısımlık hepten hasımlığa dönüştü. Her iki parti bağlamında hem kendi içlerinde hem de partiler arasında herkes birbirine keskin muhalif(!) oldu… Hatta birbirlerinin iç işlerine müdahale anlamında, partisine yönelik kurumsal bir operasyondan söz eden İYİ Parti’nin eski lideri Akşener’in deyimiyle CHP ile İYİ Parti arasında yaşananlar bir savaş haliydi… Şimdilerde ise o görüntü daha başka bir boyuta evrilmiş durumda. Bir süreden beri İYİ partiden transferler gerçekleşiyor CHP’ye. Grup kürsüsünde katılımlar oluyor, rozetler takılıyor... Önceki günkü son grup toplantısında da İYİ partiden istifa eden Antalya Milletvekili Aykut Kaya “baba ocağına döndüm” sözleriyle bu seriye dahil oldu... Bunun devam devam edeceği yönünde mesajlar ve bir beklenti de söz konusu… Dolayısıyla her iki parti arasında şimdilerde yaşananlara işte o savaşın yeni bir cephesi de denilebilir. Yeni komutanlar, yeni taktikler ve milletvekili transferi odaklı yeni bir muharebe alanı olarak...
O nedenle her iki tarafın karargahları arasında yoğun sözlü atışlarda oldukça sert bir şekilde devam ediyor. Transferlere tepki gösteren İYİ parti karargahı, vekilleri ayartmakla suçladığı CHP’yi siyasi tarihimizdeki “Güneş Motel” benzetmesiyle eleştiriyor:
“Meclis’te siyasi ahlakla ilgili önerileri kendi milletvekilleri tarafından konuşulurken, siyasi ahlakla bağdaşmayan uygulamalara imza atmaya çalışmak kabul edilemez.”
CHP’liler ise bunların siyasette doğal olduğu havasındalar. Yerel seçimlerden birinci parti çıktıklarını, dolayısıyla CHP’ye birçok kesimden yönelimi normal bir gelişme diye yorumluyorlar… Duyulan rahatsızlıklar konusunda da “İstifa tek taraflıdır. İstifa eden milletvekillerinin partinin ideolojisine uyma ve partiyle uyumlu bir siyaset gütmeye kararı vermeleri durumunda CHP olarak kapımız herkese açıktır” diyorlar...
Yani devam iradesi de söz konusu...
Ama aynı CHP çatısı altında bunu çok yanlış bulanlar da var. Bu partilerin kendi aralarındaki transferlerin sağlıklı bir şey olmadığını savunuyorlar. İYİ parti gibi bir yapıya CHP’nin ihtiyacı olduğunu belirterek, bu sürecin iki parti arasındaki ilişkiler için tam bir kırılma noktası olabileceğini söylüyorlar. Böyle düşünen dün konuştuğum CHP’nin önde gelen bir bir isminin tespitleri şöyleydi mesela:
“Cumhur İttifakının iki tabanı var, biri muhafazakarlar diğeri milliyetçiler. Sizin her iki partideki tabanı, seçmeni daha rahat alabilmenizin yolu bu iki sosyolojiye de uygun İYİ parti var şu anda. Geçmişte İYİ partinin kuruluş amacı da aslında buydu. Ama sanki biraz İYİ partide bu dönem daha böyle bir konforlu alan çizerek CHP tabanına hitap etti. Sonuçta da bu tür kritik seçimlerde seçmen çok ciddi siyasal mühendislik yaptığı için götürdü yine oyunu CHP’ye verdi. Şimdi CHP’nin İYİ partiyi devre dışı bırakmama gibi bir de sorumluluğu var. Çünkü CHP’nin, İYİ partiye ihtiyacı var.”
Ortaklık çoktan bitmedi mi?
“Ortaklık bitti diyemezler. Günün sonunda siz 2017 yılından itibaren bu sistemin ve iktidarın karşısında bir duruş sergilemişsiniz. Arada bir dönem hayır ben tek başıma gireceğim deseniz de o seçmeni kontrol edemezsiniz. Seçmen doğru kararını alır. Ama bu böyle oldu diye biz İYİ partiyi gözden çıkaralım tavrı içinde olamayız CHP olarak. İYİ partiyi mutlaka koruyup kollamalıyız...”
Niye?
“Ortaklık dediğimiz sistemin karşısında beraber hareket etme durumu. Ama bu transferler nedeniyle İYİ parti CHP’ye öfkelenir. CHP’nin bu tavrı İYİ partiyi başka bir tarafa itebilir ya da zorlar? Bu da çok tehlikeli...İYİ Parti’nin içini boşaltacağım derken karşı tarafın ekmeğine yağ sürebilirsin yani...”
Kısacası hem olası yeni transferler ve transfer aşılarının tabanda tutup tutmayacağı tartışmaları daha ön planda olsa da bu aşıların ciddi anlamda yan etki riskleri de oldukça yüksek...
Özel ile Dervişoğlu arasındaki son dakika telefon diyaloğunun bu atmosfere neler getireceğini ise göreceğiz...