Suriyelilerin dönüşünde anahtar kelime: Denge / Al Ain Türkçe Özel
Türkiye ile Suriye normalleşmesinde en önemli noktalardan biri Suriyeli sığınmacıların dönüşü. Doç. Dr. Eren Alper Yılmaz Al Ain Türkçe’ye bu konuda yapılması gerekenleri anlattı. Anahtar kelimenin ‘denge’ olduğunu söyledi.
Türkiye-Suriye normalleşmesinde karşılıklı sıcak mesajlar devam ediyor, liderler düzeyinde görüşme bekleniyor. Normalleşmenin en çetrefilli konusu olarak sığınmacıların dönüşü görülüyor. Peki Suriyeli sığınmacıların dönüşü konusunda neler yapılmalı? İki ülkeyi de sıkıntıya sokmadan bir dönüş planı oluşturmak mümkün mü? Bu konuda hangi yöntemler uygulanabilir? Al Ain Türkçe bu sorulara cevap aradı... Al Ain Türkçe’ye özel açıklamalar yapan Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Eren Alper Yılmaz bu konuda anahtar kelimenin ‘denge’ olduğunu dile getirdi. Sığınmacıların dönüşünün gönüllülük esasına göre yapılmasını, dönenler için de kalanlar için de entegrasyon süreçlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
TÜRKİYE TARİHİNDE ÖRNEĞİ YOK
Suriye’den Türkiye’ye yönelen göç dalgasının boyutu çok büyüktü. Öncelikle konunun uluslararası hukuk boyutuna bakmak gerekiyor. Doç. Dr. Eren Alper Yılmaz, bu konuda Türkiye’nin geri gönderme hakkıyla ilgili şu bilgileri veriyor;
“İlk kez bu kadar kitlesel anlamda bu kadar büyük bir göçle karşı karşıya kaldı. Daha önce Bulgaristan’dan bir göç almıştı ancak hem niteliği hem de boyutu farklıydı. Suriyelilerin Türkiye’ye gelişi Türkiye için belki de dünya için benzeri olmayan bir durum. Türkiye bu duruma geçici gözle bakıyordu, zaman içinde bu kalıcılığa doğru evrildi.
Türkiye, Suriye’den gelen sığınmacılara 1951 Cenevre sözleşmesine göre mülteci statüsü vermedi. Yerine geçici koruma statüsü verdi. Dolayısıyla uluslararası Hukuka göre Türkiye’nin Suriyelileri geri gönderme hakkı var.”
SIĞINMACILARIN DÖŞÜNÜNDE DENGEYİ SAĞLAMAK...
Türkiye-Suriye normalleşmesi yaklaşıyor. Bu konudaki en önemli noktalardan biri sığınmacıların geri gönderilmesi. Bu normalleşme konusunda iki ülkenin önüne gelecek en büyük konu sığınmacılar olacak. Peki bu konuda neler yapılabilir? Doç. Dr. Eren Alper Yılmaz bu konuda önemli olan noktanın “Denge”" olduğunu belirtiyor ve şu ifadeleri kullanıyor;
“Böylesi çok kültürlü bir sistemde sığınmacıların tamamen evlerine dönmesini beklemek bana biraz ütopik geliyor. Nasıl ki Türkler zamanında Almanya’ya ‘para biriktirip dönme’ niyetiyle gidip orada kalıcı oldularsa benzer bir süreç bugün Suriyeliler için de geçerli. Dolayısıyla sığınmacılarla ilgili politika belirlenirken onların ülkeye olan katkıları görmezden gelinmemeli. Öte yandan da toplumun hassasiyetleri ve beklentiler de gözardı edilmemeli. Sığınmacı sorunu konusunda toplumun beklentilerini ikinci plana atmak ne kadar yanlışsa, onların ülkeye olan bilhassa ekonomik katkısını görmezden gelerek yalnızca geri gönderme odaklı politikalar izlemek o kadar yanlış... Mühim olan dengeyi sağlayabilmek. Peki bu nasıl olacak? Öncelikle bu geri dönüşün gönüllü ve insan haklarına uygun yapılması gerekiyor. Bu süreçte sığınmacılara ev sahipliği yapan hedef ülke pozisyonundaki Türkiye ile menşe ülke Suriye arasındaki uzlaşmanın yanı sıra bölgesel arenada başat güç konumundaki Rusya ve İran gibi aktörlerin de sürece dahil olması şart.
İki devletin müzakere masasına oturarak Suriyelilerin geri dönüşleri esnasında güvenliklerinin sağlanması, döndükten sonra yine can ve mal güvenliklerine halel getirilmemesi, hangi bölgelere nasıl yerleştirilecekleri, yerleştirildikten sonra sağlanacak sağlık, eğitim, ulaşım, istihdam gibi temel hizmetlerin çerçevesinin çizilmesi konusunda mutabakata varılmalı.
Sığınmacıların ülkelerine geri dönüşleri ve döndükten sonra yeni bir ulus inşası için gerekli ortam, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası örgütlerin ortaya koydukları sözleşmeler doğrultusunda sağlanmalı.
Sığınmacıların güvenlik kaygılarını gidermek ve döndükten sonraki entegrasyonları sürecinde BM ve AB kurumlarının da sorumluluk alması önemli... Aynı zamanda Türkiye ve Suriye’deki sivil toplum örgütleri, iş insanları ve devlet kurumları da bu ulus inşası sürecine destek olabilirler.”
TÜRKİYE’DE KALACAK SIĞINMACILAR İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Ülkelerine dönecek olan sığınmacıların Suriye’ye entegrasyonu kadar Türkiye’de kalacak sığınmacıların entegrasyonu da önemli. Doç. Dr. Eren Alper Yılmaz, bu konudaki önerilerini de şöyle sıralıyor;
“Türkiye’de 3,1 milyon resmi kayıtlı Suriyeli var. Bu kişilerin tamamı dönmeyecektir. Dönmek istemeyen sığınmacılara uluslararası örgütlerle daha fazla iletişime geçerek ayni ve nakdi yardım yapılması, özellikle ucuz iş gücü olarak çalışan Suriyelilere karşı emek sömürüsünde bulunulmaması parlak ve nitelikli Suriyeli öğrencilere burs imkanlarının sağlanması ve yine nitelikli ve Türkiye’nin üretimine katkı sağlayabilecek olan sığınmacılara destek verilmesi entegrasyon sürecinde gerekli olan politikalardır.
Ayrıca vatandaşlık almak isteyen Suriyelilere yönelik belirlenecek kriterler ekonomik gelir düzeyinden ziyade liyakat esasına göre düzenlenmeli. Almanya ve Fransa’da olduğu gibi kişinin bir dizi eğitim sürecinden geçerek şartları yerine getirmesi halinde vatandaşlığa alınması mümkün hale getirilmeli.
Vatandaşlık standartları belirlenirken de gerek kaynak ülkelerdeki beşeri kaynağı yok etmemek gerekse de çekim etkisi yaratılmaması adına vatandaşlık sürecinin zorlayıcı ve kademeli bir yapıda olmasına dikkat edilmeli.”