Sıfır emisyon... Dünyanın pragmatizme ihtiyacı var mı?
"Oil Pirce" tarafından hazırlanan bir rapor, dünyanın güvenli emisyon seviyelerine ulaşması için sıfır emisyona ulaşma yolunda pragmatizme ihtiyaç olduğunu ortaya koydu.
Rapor, Shell ve Exxon Mobil gibi diğer enerji şirketleri arasında, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirme konusunda şüpheler olduğunu belirtti.
Şirketler, toplumun gerekli fedakarlıklara karşı direnci ve maliyet endişeleri nedeniyle net sıfır hedefinin gerçekleştirilmesinin zor olduğunu ifade etti.
Aynı zamanda raporda, net sıfır emisyon yolunun aileler için yüksek maliyetleri beraberinde getirebileceği ve çevresel kaynakların yoğun kullanımını gerektireceği belirtildi.
Bu nedenle, daha gerçekçi bir yaklaşım benimsemenin yanı sıra, ucuz ve güvenilir enerji talepleri ile yeşil enerji arasında denge kurmak gerektiği vurgulandı.
MALİYETLERİN YÜKSELMESİ
Enerji dönüşümünün maliyeti konusunda şüpheler olmasına rağmen, ülkeler ucuz enerji üreten tesislerinden kar ettikleri için kapatmak konusunda acele etmiyorlar.
Materia World kitabının yazarı Ed Conway, çevresel dönüşümün maliyetinin insanlar tarafından fark edilenden daha önemli olduğunu vurguluyor.
Mali açıdan Conway, hane bütçelerine ve yaşam standartlarına verilen zararın dramatik olabileceğine dikkat çekiyor.
Net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için gereken büyük miktarda doğal kaynağın, bakır gibi hammadde türlerinin yerinde kalması gerektiği düşünülüyor.
Rapor, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefinin siyasi abartmanın ürünü olduğunu ve asil bir hedef olmasına rağmen her şeyden önce keyfi olduğunu değerlendirdi.
Çünkü büyük enerji şirketlerinden başlayan pragmatizm durumunu tersine çevirmek hükümetler, diplomatlar ve aktivistler için çok daha iyi olacaktır.
Birleşik Krallık'ta daha yeşil bir geleceğe giden yol, Londra Şehri'nin enerji şirketlerinden geçer. Halihazırda bir Avrupa yeşil finans merkezidir ve bir süre daha birinci sırada yer alacaktır.
Rapor aynı zamanda, hükümetlerin net sıfır emisyon hedeflerini bir kenara bırakıp, birkaç yıl içinde enerji karışımının neye benzeyeceğine gerçekçi bir şekilde bakmaları gerektiğini belirtiyor.
Norveç'te ise iklim aktivistlerinin çağrılarını görmezden gelerek, 17 milyar euroyu aşan yatırımlarla 19 yeni petrol ve gaz projesine onay verildi. Oslo, özellikle Ukrayna krizinden sonra Avrupa'nın enerji güvenliğine öncelik veriyor ve kıta için en büyük gaz kaynağı haline gelmiştir.