Sıcaklık artışı önlenemezse dünyayı neler bekliyor? / Al Ain Türkçe Özel
Dünya iklim değişikliğinin etkilerini daha net bir şekilde görmeye başladı. Peki alınan tedbirler fayda vermez de sıcaklık artışı önlenemezse dünyayı neler bekliyor? İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros bu soruyu Al Ain Türkçe için cevapladı.
Dünya yine kavruluyor, temmuz ayında 3 kez en yüksek sıcaklık rekoru kırılmıştı. Türkiye’de elektrik tüketim rekoru kırıldı. İran’da sıcak nedeniyle iki kez kamu kuruluşları tatil edildi. İklim değişikliği ve küresel ısınma artık kendini net olarak ortaya koyuyor. Dünya iklim değişikliğinde daha neleri görecek? Sıcaklık artışını sınırlamada başarısız olunursa neler olacak? Al Ain Türkçe bu soruların cevabını araştırdı. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, bu konuda çarpıcı bilgiler verdi. Sıcaklık artışının durdurulamaması durumunda dünyayı bekleyenleri sıraladı.
Üreticilere yeşil dönüşüm çağrısı
Temmuzda sıcaklık rekorları kırıldı. Prof. Dr. Hüseyin Toros, öncelikle bu konudaki bilgileri paylaştı. Bu noktada Türk sanayicilere de bir çağrısı vardı;
“Yıllardır uyarılar yapılıyor. İklim senaryoları var. Eğer belli alanlarda ciddi çalışmalar yapılmazsa, küresel anlamda fosil yakıtları bırakmazsak, küresel ölçekte birçok ülkeyi farklı farklı tehditler bekliyor. Bunlardan biri sıcak hava dalgaları. Dünya sıcaklığı bu yıl 22 Temmuz’da rekor kırdı 17,16 oldu. Normalin 2 derece üzerine çıktı. 21 temmuzda 17.09, 6 Temmuz’da 17,08’lu dereceleri gördük. Bunlar rekor sıcaklık değerleri. Sıcak hava dalgaları güney Avrupa’da binlerce insanın ölümüne neden oldu. Çünkü her insanın bir konfor alanı var. Sıcaklık arttıkça konfor alanından çıkılıyor ve yaşam farklılaşıyor. Yaşlı kişiler ve hastalar bu olumsuzluklardan daha fazla etkileniyor. Güney Avrupa, Karadeniz çevresindeki ülkeler, Orta Asya ülkeleri ve İran da olumsuz etkilenen ülkeler arasında. Çünkü Afrika ve Arap bölgesindeki insanlar yüksek sıcaklıklara büyük oranda alışık. Bu nedenle onlarda sıcağın etkisi sınırlı oluyor.
2023’te küresel ölçekte sıcaklık 1,45 derece daha yüksek gerçekleşti. Tüm çabalar 2030’a kadar bu artışı iki dereceğin altına tutmak. Onun için Paris İklim Anlaşması’na Avrupa çok ciddi destek veriyor. 1 trilyon euro bütçe ayırdı. Avrupa’ya giren ürünlerin yeşil üretim ürünü olması teşvik ediliyor. Türk sanayiciler de bu imkanlardan yararlanarak bu olumsuzluklardan daha az etkilenmek için yeşil dönüşümü hızlandırmalı. Şimdiden çözüm üretilirse ileriki dönemde oluşacak olumsuzlukları daha rahat göğüsleyebiliriz.”
Sıcaklık artışı önlenemezse neler olur?
Dünya sıcaklık artışını durdurmayı başaramazsa bir kıyamet senaryosuyla karşı karşıya kalabilir. Prof. Dr. Hüseyin Toros, iklim değişikliğiyle mücadelede başarısız olunması durumunda yakın dönemde yaşanacakları şöyle anlatıyor;
“Sıcak hava dalgaları daha fazla insanı rahatsız edecek. Daha fazla orman yangınları göreceğiz. Çıkan yangınları söndürmek daha zor olacak. Ekstrem hava olayları (taşkınlar, seller) gelişmiş ülkelerde bile görülmeye başlayacak. Sayısı ve şiddeti ve sürekliliği artacak. Okyanusların su seviyesi yükselmeye devam ediyor. Dünyanın birçok kenti tehdit altına girecek. Sıcaklık bir derece arttığı zaman su yüzeylerindeki buharlaşma yüzde 7 artıyor. Daha çok buharlaşma daha şiddetli yağışların meydana gelme riskini beraberinde getirecek. Bu yağışlar Kanada, Avrupa, Akdeniz gibi bölgelerde daha çok etkili olacak. Kısa sürede şiddetli yağmurlar görülecek. Okyanus bölgelerinde kasırgaların şiddeti artacak. Çünkü kasırganın şiddetiyle okyanus yüzeyinin sıcaklığıyla doğru orantılı. Bu nedenle okyanusta oluşan kasırgalar karaya girdiğinde daha çok yıkıma neden olacak.
Sıcaklık kuraklığı beraberinde getirecek. Gıda üretimi azalacak. Yeraltı suları tehlikeli hale gelecek. Sıcaklık artışıyla bazı bitkilerin nesli tükenecek. Bu noktada israfa parantez açmak gerekiyor. Şu an üretilen gıdanın üçte biri çöpe gidiyor. Yani israfla mücadele çok önemli bir nokta. İsrafla etkin mücadele, önümüzdeki dönem için etkili bir tedbir olur. Bunu varlık yönetimi gibi düşünmek gerekiyor.
Sıcaklık artışıyla birlikte dezavantajlı gruptaki insanların (yaşlı, engelli, hasta) sıkıntıları daha da artacak, ölümler çoğalacak. Sağlık maliyetleri yükselecek. Üretimde iş gücü verimliliği düşecek.
Onun için tüm insanlık bu riskleri ortadan kaldırmak için çalışmak zorunda. Belli şeylerden fedakarlıklar yapmak zorunda.”