Ekonomist Remzi Özdemir AL-AIN Türkçe'ye konuştu: Enflasyon rakamlarında büyük çelişki var!
TÜİK verilerine göre ekim ayında tüketici fiyat endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 85.51 arttı. Enflasyon böylece 24 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Ekonomist Remzi Özdemir açıklanan rakamları AL-AIN Türkçe’den Alev Olgay’a değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz ay enflasyon rakamları henüz açıklanmadan yalnızca birkaç gün önce ‘enflasyonu hızla düşürme kabiliyetine sahibiz’ demişti ama TÜİK’e göre enflasyon yükselmeye devam ediyor.
Ekim artışı yüzde 3,54 olurken, geçen ay yüzde 83,45 olan enflasyon da yüzde 85,51’e çıktı.
Böylece yine 24 yılın rekoru kırıldı. Ekonomistler ve muhalefet bir kez daha TÜİK rakamlarını eleştirdi.
Bağımsız Araştırma Grubu ENAG ve İstanbul Ticaret Odası’nın rakamları ise TÜİK rakamının çok üzerinde…
İstanbul Ticaret Odası (İTO) sadece İstanbul’un yıllık enflasyonunu yüzde 108 olarak açıklarken, ENAG’a göre 185,34, TÜİK’e göre ise yüzde 85,51 oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan enflasyonun üstesinden geleceğiz, Maliye Bakanı Nebati enflasyon belasından kurtulacağız dese de bu vaat ekonomistlere göre hiç inandırıcı değil.
“Bir birey olarak benim yaşantıma yansıyan enflasyonu yüzde 100’ün üzerinde hissediyorum” diyen Ekonomist Remzi Özdemir açıklanan enflasyon rakamlarını AL-AIN Türkçe’den Alev Olgay’a değerlendirdi.
TÜİK’e göre enflasyon yüzde 85.51 olarak gerçekleşti, öncelikle beklediğiniz rakamlar mıydı?
Bütün dünyada enflasyonla mücadele ve para politikası görevi Merkez Bankalarındadır. Ancak bizde görünüşe göre bu görevi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) üstlenmiş. Türk parasının değerini korumak enflasyonla mücadelenin esas görevi olan Merkez Bankası bu görevi yapmıyor. Durum böyle olunca TÜİK bu işi kağıt üzerinde yapıyor.
Türkiye’de fiyat artışı son bir yılda 85.51 olarak açıkladı. Bu bırakın inandırıcılığını gerçekliği bile tartışılacak bir veri bile değil. Türkiye’de yurt içi üretici fiyatları yine TÜİK’e göre, yüzde 157 artmış. Üretici daha yüksek maliyete üretiyor ama piyasaya yarı fiyatına mı veriyor? Ya da Türkiye’deki üreticiler bu işi hayrına mı yapıyor? Elbette üretici ile tüketici arasında bir fark olur ama bu rakam büyük çelişki.
ENAG ise 185.34 olarak açıkladı yıllık enflasyonu halkın enflasyonu ENAG’a mı TÜİK’e mi yakın?
ENAG enflasyon verisi daha henüz rüştünü ispat etmiş değil. Çünkü enflasyon verisinde kullanılan veriler ve yöntemler henüz net değil. Bu nedenle kabul etmesek de TÜİK verisini baz almamız gerekiyor. Burada sorun İstanbul enflasyonu veya ENAG verisi değil. TÜİK’in inandırıcı olmayan verisi. Yani günlük hayatımızı etkileyen ürünlerdeki fiyat artışı ile alakası yok. 1 litre sütün fiyatı eğer 4 liradan 15 liraya gelmiş ise siz mecburen bütçenizi eriten enflasyonu dikkate almalısınız. Bir birey olarak benim yaşantıma yansıyan enflasyonu yüzde 100’ün üzerinde hissediyorum.
Bakan Nebati ‘enflasyon belasından kurtulacağız’ dedi geçtiğimiz gün peki süreç ve rakamlar neyi gösteriyor enflasyondan kurtulmak mümkün mü?
Amerika, İngiltere, Norveç, Kanada ve daha 52 ülkenin tüm ekonomi yönetimi bu işi bilmiyor sadece Türkiye’deki AKP’li ekonomi yönetimi işi biliyor??? Bu mu yani? Dünyanın bütün iktisatçıları enflasyonla mücadelenin en etkili yöntemi olarak faiz artışı ön görüyor ama Türkiye onlar yanlış biliyor diyor. İktisat ilminin dışında bir yöntemle mi Türkiye’yi enflasyon belasından kurtaracaklar. Merkez Bankası geçen yıl eylül ayında faiz indirimine başladı. Faizler 19 iken, enflasyonda yüzde 19’du. Bugün faizler 10.5 ama resmi enflasyon yüzde 85.5. Demek ki, sizin kullandığınız yöntem yanlış ve kurtarayım derken daha da kötü yapıyorsunuz.
FED dün faiz artırımına gitti Türkiye'ye yansımaları ne olur?
FED’in üzerinde çok baskı vardı. Birleşmiş Milletler, İMF gibi kuruluşların yanı sıra ABD’de bazı senatörler FED’in faiz artışını yavaşlatmasını talep ettiler. Bu yönde de bir eğilim doğdu. Ancak dün akşam gördük ki, FED hiçbir şeyden etkilenmiyor ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadele için FED silahını etkili bir şekilde kullanacak. Ultra şahin politikası dün dünya para birimlerini olumsuz etkiliyor. Türkiye’yi de etkiliyor ama biz sadece dolar alış ve satış tabelasına baktığımız için bunu görmüyoruz. Çünkü o tabelaya arka kapı operasyonlarıyla müdahale var. Bakın bankalara… Son bir haftada sendikasyon kredilerini çeviremiyor. Yüzde 60 seviyesinde kalıyor. Geçen yıl libor artı 2.5’dan alınan sendikasyonların sadece yüzde 60’ını libor artı 4 faizle zor yenilediler. Üstelik bu bankalar öyle sıradan bir bir kuruluşlar değil. Arkalarında dev holdinglerin olduğu güçlü bankalar.
Bu nedenle FED’in bu faiz kararı Türkiye’yi özellikle borç çevirme konusunda ciddi etkileyecektir. Türkiye’nin kısa vade dış borcunun 185 milyar olduğunu unutmamak lazım.
Önceden FED faiz arttırınca dolara etkisi anında oluyordu şimdi zamana mı yayıldı bunun sebebi nedir?
Bunun nedeni son derece açık.
Birinci neden: Türkiye artık kapalı devre bir ekonomi. Türk lirası kullanan Londra’daki yatırım şirketleri artık bunu tamamen bıraktı. Yani bir iki küçük fonun dışında kimse TL ile iş yapmıyor. Yani Türkiye’den çıkacak bir yabancı kalmadı. Devlet İç Borçlanma da 500 milyon doların bile altına düştü. Borsada ise payları yüzde 30 ve her geçen gün daha da satıyorlar.
İkinci neden dövize yönelecek tasarrufun neredeyse tamamına yakınının kur korumalı hesaplarda olması. Şu anda bu hesaplarda 1.4 trilyon lira var. Bu çözülmeden dolara yönelme biraz zor olur. Ancak, şu andaki tabela döviz kur olayını da fazla sürdüremeyecekler. Çünkü büyük bir dolar kıtlığı sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı etkileyecek. Gerek cari açık, gerekse dış borçlar nedeniyle dışardan döviz rahat bulunamayacağı için iç piyasadan temine gidilecek ve bu da talebi arttıracak. Talebin arttığı yerde siz kurları tutamazsınız.