NATO zirvesi ve NATO-Türkiye ilişkilerinin geleceği / Al Ain Türkçe Özel
NATO Liderler Zirvesi ABD’nin Washington kentinde gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı zirvenin görünen ve görünmeyen gündemleriyle Türkiye-NATO ilişkilerinin geleceğini, Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı ile konuştuk.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımcısı olduğu NATO’nun 75. Yıl Liderler Zirvesi ABD’nin başkenti Washington’da gerçekleştiriliyor. Zirvenin gündeminde kritik konular var. Bu konuların dünya dengelerine yansımaları olacak. NATO-Türkiye ilişkilerinin geleceği, ilişkilerdeki Rusya faktörü de konunun bir başka boyutu. Tüm bu konuları Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Celal Kazdağlı’nın Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar şöyle;
NATO’NUN 75. YIL ZİRVESİNDE NELER KONUŞULACAK?
ABD’deki NATO Zirvesi konusunda beklentileriniz nedir? Zirvenin görünen ve görünmeyen gündemlerinde ne gibi gelişmeler yaşanabilir?
“Washington’da yapılacak olan NATO’nun 75. Yıl Zirvesi’nde iki temel konu var. İsrail’in Gazze saldırısı, Rusya-Ukrayna savaşı ile Karadeniz’in güvenliği. NATO’nun esasen İsrail’in Gazze saldırısı konusunda yapabileceği bir şey yok. Şu ana kadar zaten devreye girmedi. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO’nun meseleyi ele almasını ve Filistin’in yanında yer almasını istiyor.
Zirvenin ana konusu Rusya-Ukrayna savaşı. Burada asıl konusu NATO bugüne kadar kurumsal olarak Ukrayna’ya destek vermedi. İlk defa kurumsal olarak Ukrayna’ya destek vermesi tartışılıyor. Bu da iki şekilde olacak koordineli silah yardımı ve askeri eğitim... Bunu da Trump’ın ABD başkanı olması durumunda ABD’nin Ukrayna’ya yardımı sekteye uğrayabilir ihtimaline alternatif olarak yapacak.
NATO Zirvesi öncesi iki ilginç olay gerçekleşti. Birincisi Rusya, Ukrayna kentlerine saldırı düzenledi. Bu NATO’ya doğrudan bir mesajdı. Çünkü NATO’nun gündeminde Ukrayna’yı NATO üyesi yapacak adımların atılıp atılmaması da var. Rusya bunu savaş sebebi sayacağını bu saldırıyla söylemiş oldu. İkinci gelişme Macaristan Başbakanı ve aynı zamanda AB dönem başkanı Viktor Orban’ın Kiev ve Moskova’yı ziyaret etmesiydi... Ama Viktor Orban’ın asıl sürprizi Pekin’e gitmesi oldu. Washington’a Pekin’den geçiyor. Çin’de “Barış Misyonu 3.0: Pekin” mesajını paylaştı. Bu ziyaretler NATO’da konuşulacaktır.
Gönül isterdi ki bu ziyaretleri Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapabilsin ve Çin-Rusya-Ukrayna arasında bir barış sürecinin bir parçası olabilsin... Olmadı, bu işi Orban üstlendi. Aslında Orban ve Erdoğan’ın izlediği politika hep paralellik arz etti. Hem Rusya hem Batı ilişkileri açısından bu böyle oldu. Orban, hem Batı ve AB ile içinde yer alıp hem bunlarla mücadele ederek, ihtiyaç duyulduğunda dünyanın gündemine oturmuş bir meselenin çözümünde arabulucu misyonunu üstlenebileceğini göstermiş oldu. NATO’nun asli unsurlarından biri olarak Türkiye’nin, bu misyonu Macaristan’a kaptırmış olması kayıptır ve üzücü bir tablodur.”
TÜRKİYE-NATO İLİŞKİLERİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE NASIL GELİŞİR?
Türkiye’nin NATO ile ilişkilerinde önümüzdeki dönemde neler yaşanabilir? İlişkilerin yönü ne olur?
“Türkiye-NATO ilişkilerinde önümüzdeki dönemde bir sıkıntı yaşanacağını zannetmiyorum. Tam tersi Türkiye içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan çıkışın yolunu Batı ile ilişkileri düzeltmek olarak belirlemiş görünüyor. Türkiye’nin Batı ile ilişkilerindeki en sağlam nokta NATO olarak görünüyor. Önümüzdeki süreçte ilişkilerde sıkıntı yaşanmayacağını hatta ilişkilerin daha da pekişmesini bekliyorum. NATO, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini sağlamlaştıran bir şemsiye rolü üstlenecektir.”
TÜRKİYE-NATO-RUSYA DENKLEMİNDE SON DURUM...
Rusya ile NATO ilişkileri oldukça gergin. Ancak son dönemde bir soğukluk olsa da Türkiye-Rusya ilişkileri devam ediyor. Bu konuda beklentiler neler?
“Son dönemde Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkileri çok sağlıklı ilerlemiyor. Görüşmeler devam ediyor ama eski sıcaklık yok. Astana’daki Putin-Erdoğan görüşmesinde de bu konuda çok bir şey değişmedi. Türkiye giderek Rusya’dan uzaklaşıp yüzünü daha çok Batı’ya çevirmiş görünüyor. Şimdilik ilişkinin devam etmesinin en önemli nedeni iki ülkenin karşılıklı olarak birbirine ihtiyacı... Rusya hala Batı’nın ekonomik yaptırımlarına karşı Türkiye’yi bir çözüm aracı olarak kullanıyor. Türkiye de içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan çıkmak için Rusya’nın doğal kaynaklarından yararlanmayı sürdürüyor. Türkiye Rusya ile Batı bloku arasında her iki tarafın ihtiyaç duyduğu ilişkinin moderatörlüğünü başarıyla yapabilirdi. Bir dönem bu gerçekleşir gibi oldu ancak bu rolü son dönemde Orban’a kaptırmak üzere...”