Mehmet Şimşek ekonomi politikasını savundu: "enflasyon ne olurdu diye soran yok"
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir etkinlikte yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Plan'ın başarılı bir şekilde ilerlediğini söyleyerek, bu politikalar benimsenmese enflasyonla mücadelenin mümkün olmayacağını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Para Dergisi tarafından düzenlenen “Para Sohbetleri” kapsamında yaptığı kapsamlı açıklamalarda, küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisi açısından 2025 görünümünü değerlendirdi. Özellikle Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde Türkiye’nin stratejik önemini vurgulayan Şimşek, enflasyonla mücadeledeki kararlılıktan bütçe disiplininin gerekliliğine, emtia fiyatlarının küresel seyrinden ticarette korumacılık eğilimlerine kadar pek çok konuda dikkat çekici mesajlar verdi. Küresel ekonomi 2025 görünümü üzerinde dururken kısa vadeli trendlerin Türkiye ekonomisi için olumlu olduğuna, uzun vadede ise yapısal sorunlara karşın Türkiye’nin halen ciddi avantajlara sahip bulunduğuna işaret etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin ana ticaret ortakları olan Avrupa Birliği, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya pazarlarındaki ekonomik canlanmanın ihracatı destekleyeceğini belirtti. Dünyada enflasyonun genel anlamda düşme trendinde olmasının küresel finansal koşulları yumuşattığına dikkat çeken Şimşek, 2025’te Türkiye ekonomisini destekleyecek bir küresel ortam öngördüklerini söyledi. Mevcut jeopolitik gelişmeler ve ticarette korumacılık riskleri olsa bile Türkiye’nin artan stratejik önemiyle bu süreçten avantajlı çıkacağını vurguladı.
Küresel ekonomide en önemli sorunlardan birinin yüksek borçluluk olduğunun altını çizen Mehmet Şimşek, küresel borcun dünya milli gelirinin üç katını aştığını, faiz oranları yükseldiğinde bunun birçok ülke için daha büyük bir sorun haline gelebildiğini anlattı. Buna karşın Türkiye’nin toplam borçlulukta ve kamu borcunda gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranla avantajlı konumda olduğunu belirten Şimşek, gelişmekte olan ülkelere kıyasla Türkiye’nin kamu borcunun çok düşük seviyelerde seyrettiğini ve bu sayede bütçe disiplini avantajının korunabildiğini dile getirdi.
Bakan Şimşek, ticarette korumacılık riskinin yükseliş trendinde olduğunu ancak Türkiye’nin Avrupa Birliği başta olmak üzere toplam 54 ülkeyle serbest ticaret anlaşmaları kapsamında ticaret yaptığını söyledi. İhracatın yüzde 62’sinin kurala dayalı serbest ticaret çerçevesinde gerçekleşmesinin Türkiye’yi bu korumacı eğilimlere karşı görece daha dirençli hale getirdiğini kaydetti. Kısa vadeli dünya ekonomisinin Türkiye’nin lehine işlediğini ifade eden Şimşek, ticaret ortaklarıyla dost ilişkilerin ve var olan serbest ticaret anlaşmalarının ihracatı güçlendireceğini aktardı.
Türkiye’nin demografik avantajına da değinen Hazine ve Maliye Bakanı, dünya nüfusunun hızla yaşlanmasıyla birlikte Türkiye’nin çalışma çağındaki nüfusu hâlâ artan ender ekonomiler arasında kaldığını, kadın iş gücüne katılım oranını OECD ortalamasına çıkarmak için reformlar planladıklarını açıkladı. Özellikle yapay zeka hazırlık endeksi, yeşil dönüşüm ve savunma sanayi alanlarında yapılan çalışmalarla verimliliği ve rekabet gücünü artırmaya odaklandıklarını belirten Şimşek, uzun vadede küresel kırılmalara rağmen Türkiye’nin avantajlı konumunu koruyacağına inandıklarını söyledi.
OVP’nin temel amacını “sürdürülebilir yüksek büyüme ve gelir dağılımındaki adalet” olarak özetleyen Mehmet Şimşek, enflasyonu kalıcı şekilde düşürerek makro finansal istikrarı ve bütçe disiplinini sağlamanın öncelikleri arasında olduğunu kaydetti. Kısa sürede atılan adımlar neticesinde Türkiye’de cari açığın GSYH’ye oranla gerilediğini, neredeyse yüzde 1’in altına indiğini açıkladı. Güney sınırlarındaki gelişmeler olmasa bu seneyi sıfıra yakın cari açıkla kapatmış olabileceklerini belirten Şimşek, aldıkları tedbirlerle ihracat ve imalat sanayisi performansının korunmaya devam ettiğini söyledi.
CDS (kredi risk primi) seviyelerinde görülen düşüşe dikkat çeken Hazine ve Maliye Bakanı, bu iyileşmenin Türkiye’nin borçlanma maliyetlerine olumlu yansıyacağını aktardı. 5 yıllık kredi risk primlerindeki düşüş sayesinde önümüzdeki beş yılda dış borç faiz ödemelerinde yıllık 7 milyar dolarlık tasarruf beklediklerine işaret eden Şimşek, kur korumalı mevduatta yaşanan gerilemenin ve Türk lirası mevduatının artış trendine girmesinin de programın başarısını teyit ettiğini vurguladı.
Türkiye’de enflasyonun halen yüksek olduğunu ancak düşme trendine girdiğini anlatan Şimşek, 2022’de yaklaşık yüzde 64 olan yıl sonu enflasyonunun bu yıl yüzde 44-45 düzeyine inmesini beklediklerini söyledi. Para politikası ve maliye politikasının koordinasyonuyla dezenflasyon sürecinin devam edeceğini, 2025’te bütçe açığını yüzde 3 civarına çekerek enflasyona kalıcı bir destek vereceklerini belirtti. “Bu program uygulanmasaydı enflasyon şu an nerelerde olurdu?” sorusunun da göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Şimşek, yüksek enflasyonun giderilmesinin biraz zaman alacağını ancak yıl sonuna kadar öngörülen düzeltmelerin büyük kısmının gerçekleşeceğini bildirdi.
Mehmet Şimşek, enflasyonla mücadelede arz yönlü politikaların önemine dikkat çekerek, gıda arzını ve konut arzını artıracak adımların sürece katkı sağlayacağını anlattı. Özellikle deprem bölgesinde yapılacak 450 bin konut inşasının, Yarısı Bizden Kampanyası’nın ve kentsel dönüşüm girişimlerinin orta vadede enflasyon baskılarını azaltmada etkili olacağını kaydetti. Tarım ve gıda lojistiğini destekleyecek önlemleri de uygulamaya devam edeceklerini söyledi.
Reel ekonominin bir yılda 1 milyon kişiye istihdam sağladığını dile getiren Hazine ve Maliye Bakanı, uyguladıkları programın bünyeyi sağlamlaştıracağı ve finansman olanaklarını genişleteceği görüşünde. Türkiye’nin ihracat potansiyelini desteklemek için ilave teşviklerin yolda olduğunu belirten Şimşek, savunma sanayisi başta olmak üzere orta-yüksek ve yüksek teknoloji üretiminde önemli teşvikler verildiğini aktardı. Yeşil dönüşüm projelerinin zaruret haline geldiğini söyleyen Şimşek, enerji bağımsızlığının Türkiye açısından stratejik bir hedef olduğunu da tekrarladı.
İnşaat sektörünü değerlendiren Bakan, gerek Türkiye’deki kentsel dönüşüm hamleleri gerekse küresel ölçekte artan altyapı harcamaları sayesinde sektörün önümüzdeki dönemde yeni fırsatlar yakalayacağını belirtti. “Enflasyon düştükçe ipotekli ve kredili konut piyasası canlanacak, en zorlu dönemi geride bıraktık.” diyen Şimşek, turizm başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok alanda büyüme potansiyelinin devam ettiğine inandığını ifade etti.
Türkiye ekonomisi için uzun vadede küresel zorlukların bulunmasına rağmen yapısal reformlar, stratejik önem ve rekabet gücündeki artış sayesinde olumsuzlukları bertaraf edebileceklerine işaret eden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, OVP’nin hedeflerine ulaşmak için bütçe disiplininden ödün vermeden kararlılıkla ilerleyeceklerini söyledi. Böylelikle büyüme potansiyelini sürekli kılacaklarını, enflasyonu düşürürken istihdamı artıracaklarını ve makro finansal istikrarı koruyarak Türkiye’ye daha aydınlık bir ekonomik gelecek inşa etmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.