MB’nin sürpriz faiz kararı nasıl okunmalı, düşüş ne zaman gerçekleşecek? Al Ain Türkçe Özel

Merkez Bankası’nın faizi sabit bırakmasına yönelik değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaşan Ekonomist Muhammet Bayram, “Yüksek faizin maliyeti vatandaşa yansıyor” dedi. Bayram, temmuz itibarıyla faiz indirimi beklediğini söyledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Haziran ayı toplantısında beklentilere paralel olarak politika faizini yüzde 46 seviyesinde sabit tuttu. Kurul, enflasyonda mayıs ayında başlayan düşüş eğiliminin sürdüğünü belirterek, dezenflasyon süreci için sıkı para politikasının korunacağını açıkladı.
Açıklamada, yurt içi talepteki yavaşlama, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin para politikası açısından olumlu sinyaller verdiği vurgulandı.
Kurul, politika faizinin, dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılık düzeyinde belirleneceğini belirtti. TCMB, küresel ticarette korumacılık eğilimleri ve jeopolitik riskleri yakından izlediklerini ifade etti. Bu kapsamda, fiyat istikrarı sağlanana kadar mevcut sıkı duruşun korunacağı ve gerekirse tüm para politikası araçlarının devreye alınabileceği bildirildi.
“FAİZ ENFLASYONUN SEBEBİDİR”
Ekonomist Muhammet Bayram, Merkez Bankası’nın sürpriz faiz kararına yönelik değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaştı. Kararın iş dünyası ve hanehalkı için yorucu etkileri olacağını söyleyen Bayram, “Reel sektör yüksek faiz ortamında zorlanmaya başlamış hane halkı da ötelenen ihtiyaçlardan kaynaklı olarak yorulmuştu. Her zaman söylediğimiz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız da bahsettiği üzere faiz enflasyonun sebebidir. Çünkü yükselen faizle birlikte yüksek faiz maliyetini yani bu da yüzde 60 beşlere varan bir maliyet, mal fiyatlarına bu maliyeti koyan reel sektör tarafından faiz kaynaklı enflasyon oluşturulmakta. Görüldü ki Türkiye iç taleple büyüyen bir ülke olduğu için yüksek gelir düzeyindeki kişiler Harcamalarını azaltmadı nitekim yüksek fiyatlarla birlikte harcamalar rakamsal olarak daha da arttı” dedi.
Yüksek faiz maliyetinin reel sektöre, vatandaşa ve devlet borçlanmasına yansıdığını söyleyen Bayram, “Yüksek faizin sadece Merkez Bankası’na rezerv biriktirme amacıyla kullanılması enflasyonla mücadeleye artık bu noktadan sonra sekteye uğratmakta. Merkez Bankası Açıklamış olduğu karar metinlerinde enflasyon ana eğiliminde belirgin ve kalıcı iyileşmenin gözlendiğini belirtmiş ancak İsrail İran kaynaklı savaşla birlikte brent petrolde varilde 10 dolardan fazla oluşan artışla petrol fiyatlarındaki artışın enflasyonist etkisini düşünerek faizi düşürmemiştir. Böylelikle reel sektörün ve hane halkının faiz maliyeti artarak harcama maliyeti de artmıştır. Faizlerin düşmeyeceği algısıyla birlikte Maalesef reel sektörde para bulamama olgusundan kaynaklı Konkordato ve iflas süreçleri maalesef yaşanmaktadır” ifadelerini kullandı.
“PETROLDEKİ ARTIŞ ENFLASYONİST ETKİ OLUŞTURACAK”
“Ancak bu şirketlerle birlikte diğer sağlam şirketlerde bu ekonomik döngüden etkilenmekte” diyen Bayram şunları söyledi:
“Brent petrolün artması maalesef gıda fiyatları başta olmak üzere ulaşım ve diğer sektörlerde enflasyonist bir etki oluşturacaktır. Ayrıca söz konusu artış ülkemizin cari açığının artırmakta buna bağlı döviz açığını da artırmaktadır Merkez Bankası bu sıkı duruşunu bu minvalde düşünmüş ve faizi sabit bırakmıştır.
Muhammet Bayram
Ancak bu dönem sonrasında temmuz ayından başlamak üzere her bir para politikası kurulu toplantısında faiz indirimi geleceğini düşünüyorum. Çünkü ağırlıklı ortama faiz maliyetleri yüzde 46’lara kadar indi ve bununla birlikte TR faizleri yüzde 47’ye kadar geriledi aslında piyasa faizi daha düşükten fiyatlanmakta. En azından Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 46 sabit bırakmakla birlikte gecelik borç verme faizi olan yüzde 49’luk oranın yüzde 46’ya çekilmesini beklerdik. Söz konusu gecelik faiz koridoru makası açılmakta birlikte reel faize dönmesi bankaların elinde rahatlatacağından daha rahat finansman plasmanı gerçekleştirecektir. Ancak yeni bir faiz kararı gelmeden gecelik koridor daraltılabilir, bununla birlikte Merkez Bankası’nın bankalara koymuş olduğu aylık TL büyüme hedeflerinin ortadan kaldırılarak faiz oranı ne olursa olsun reel kökleri fonlaması ile birlikte sorunlar bir nebze ortadan kalkacaktır. Yani Merkez Bankası bankalar üzerindeki piyasanın kredilerle fazla fonlanmasını engellemezse yüksek faizin getirdiği diğer etkiler bertaraf edilecektir. Bahsetmiş olduğum gibi temmuz ayı ile birlikte her bir dönemde jumbo faiz indirimlerini beklemekteyim. Faiz indirimi vatandaşın ev ve araba alabilmesini kolaylaştıracak. Yüksek faiz ortamında ödeyemedi ya da borçlandığı kredi kartı ekstrelerini düşük faizden ödemesini sağlayacak ve üreterek enflasyonun düşmesini gerçekleştirecektir”