Marmara’da denizanası yoğunluğu balıkçılığı ve turizmi zorluyor

Marmara Denizi’nde artan denizanası yoğunluğu hem balıkçıları hem vatandaşın cebini tehdit ediyor. Uzmanlar ekosistem ve turizm için de büyük risk uyarısı yapıyor.
Marmara Denizi son yıllarda müsilaj ile boğuşurken şimdi de denizanası istilasıyla karşı karşıya. Özellikle Gemlik Körfezi’nde artan yoğunluk balıkçıların ağlarını dolduruyor, avlanmayı neredeyse imkânsız hale getiriyor. Uzmanlar, bu durumun yalnızca balıkçıların ekmeğini değil, vatandaşın sofrasını da doğrudan etkileyeceğini belirtiyor. Balık azalacak, fiyatlar yükselecek.
Balıkçılık sezonu kötü başladı
Denizlerde yeni av sezonu 1 Eylül’de başladı. Balıkçılar “Vira Bismillah” diyerek denize açıldı. Ancak bereket umuduyla başlayan sezonu denizanaları gölgeledi. Balıkçılar ağlarını denize bıraksa da ağlardan çıkan şey çoğunlukla balık değil, iri denizanaları oldu. Bu durum hem zaman hem de maliyet kaybına yol açıyor. Balıkçılar ağlarını temizlemek için ekstra mesai harcarken, balık azlığı fiyatlara doğrudan yansıyor.
Denizanalarının balıklar üzerindeki etkisi
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurçin Killi, denizanalarının balık popülasyonu üzerindeki “çifte baskısına” dikkat çekti. Denizanaları hem balıkların beslendiği zooplanktonları tüketiyor hem de doğrudan balık yumurtaları ve larvalarını yiyerek nesilleri tehdit ediyor. Bu durum özellikle pelajik balık türlerinde, yani lüfer, palamut, hamsi ve istavritte ciddi kayıplara yol açıyor. Dip balıkları ise görece daha az etkileniyor.
Müsilaj ve denizanası birleşince risk büyüyor
Killi, Marmara Denizi’nde müsilajın oksijen seviyesini düşürdüğünü, denizanalarının ise yüzeyde adeta ikinci bir bariyer oluşturduğunu belirtiyor. Bu iki faktör birleştiğinde balık ölümlerinin artması kaçınılmaz hale geliyor. Uzmanlar, ekosistemin ciddi tehdit altında olduğunu ve bu durumun uzun vadede balık çeşitliliğini yok edebileceğini ifade ediyor.
İnsan faktörü en büyük etken
Denizanalarının artışında doğrudan insan faaliyetlerinin etkili olduğuna vurgu yapılıyor. Aşırı kirlilik, denizlere yapılan atık deşarjları, kıyı yapılaşmaları ve aşırı avcılık bu canlıların çoğalmasına zemin hazırlıyor. Büyük balık türlerinin aşırı avcılıkla yok edilmesi, denizanalarının ekosistemde üst basamağa çıkmasına neden oluyor. Bu nedenle uzmanlar sürdürülebilir balıkçılık, kaçak avcılığın önlenmesi ve kıyıların korunması gerektiğini hatırlatıyor.
Balık fiyatları el yakacak
Gemlik Su Ürünleri Başkan Vekili Kadir Aksu, denizanası yoğunluğunun balık fiyatlarını doğrudan artıracağını söyledi. Geçen yıl lüferin kilosunun 1500 liraya, palamutun çiftinin 800 liraya kadar çıktığını hatırlatan Aksu, bu yıl tabloda daha da kötüleşme olabileceğini belirtti. “Balık azaldıkça fiyat artacak, vatandaşın sofrası etkilenecek” sözleriyle uyardı. Hamsi ve istavrit gibi sofraların vazgeçilmez balıklarının bu yıl çok daha pahalıya satılması bekleniyor.
Turizm ve sağlık için de tehdit
Denizanası yoğunluğu yalnızca balıkçıları değil, turizmi de etkiliyor. Tatil bölgelerinde geçmişte yaşanan örneklerde denizanaları yüzünden turistlerin tatillerini yarıda bıraktığı, rezervasyonların iptal edildiği biliniyor. Ayrıca bazı türlerin orta derecede yakıcı özellikleri var. Bu da insan sağlığı için risk oluşturuyor. Uzmanlar özellikle alerjik bünyelerin denizanası temasında ciddi sağlık sorunları yaşayabileceğini söylüyor. Denize girilmemesi uyarısı yapılırken, temas halinde bölgenin deniz suyu ve kumla temizlenmesi gerektiği, tatlı suyun ise kullanılmaması gerektiği belirtiliyor.
Ekosistem çöküşü riski
Uzmanlara göre Marmara Denizi’nde yaşanan denizanası artışı, bir ekosistem çöküşünün işareti. İnsan eliyle yaratılan kirlilik, müsilaj ve aşırı avcılık bu süreci hızlandırıyor. Önlem alınmadığı takdirde hem balıkçılık ekonomisi hem de turizm geri dönülmez bir zarara uğrayabilir. “Bu canlıları aslında biz kendimiz çoğaltıyoruz” diyen uzmanlar, denizlerin korunmasının kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.