Karbon emisyonunu azaltmak neden önemli? Dr. Hişem İsa Al-Ain News’e anlattı...
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi'nin eski bir yetkilisi olan Dr. Hişem İsa, karbon emisyonlarını azaltmanın önemini anlattı. Al-Ain News’ın sorularını cevaplayan Dr. Hişem İsa, konunun tüm yönlerine ilişkin önemli bilgiler verdi.
Emisyonları azaltma fikri ne zaman ortaya çıktı?
Karbon emisyonlarının azaltılmasına dair düşünce uzun bir süreç boyunca 1992'den 2015'e kadar oluştu. Ancak 1997 yılı bu çerçevede önemli bir dönüm noktası oldu. Gelişmiş ülkelerin emisyonları 1990'da hesaplanan emisyonların yüzde 5,5'i oranında azaltmaya katkısını belirleyen Kyoto Protokolü kabul edildi.
Örneğin Fransa'yı ele alalım, diyelim ki 1990 yılındaki emisyonları 100 milyon tondu, o zaman 94,5 milyon tona düşürmeleri gerekiyor.
2015'ten önce, karbon emisyonlarının azaltılmasına dair taahhütler sadece gelişmiş ülkelerin sorumluluğundaydı. Ancak Paris Anlaşması, sözleşmenin yolunu değiştirdi ve karbon emisyonlarının azaltılmasına her ülkenin katkıda bulunması gerektiğini belirtti.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) sorumlulukları belirlemiştir. Buna göre gelişmiş ülkeler emisyonları azaltmakla yükümlüdür. Ancak gelişmekte olan ülkeler ise emisyonları gönüllü olarak azaltır ancak yükümlü değil. Yani mümkün olduğunca emisyonlarını azaltmaya katkıda bulunurlar. Ayrıca gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere bu emisyonları azaltma konusunda yardımcı olmak için yeterli finansmanı sağlamak zorundadır.
Mısır, emisyonlarını azaltma konusunda taahhütte bulunmuş ülkelerden biri mi?
Evet, Mısır Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkılarını sunmuş ve 2030 yılına kadar emisyonlarını 90 milyon ton azaltma taahhüdünde bulunmuştur. Bu azaltma, ulaşım, petrol ve elektrik sektörlerinde gerçekleşecektir. Yeni teknolojilerin kullanımı, elektrik ve enerji tüketimini yönlendiren mekanizmalar ve yenilenebilir enerji santrallerinin kurulması yoluyla bu azaltma gerçekleştirilecektir. Bu, ülkelerin emisyonları azaltmak için kullandığı yöntemlerden biridir.
Karbon fiyatlandırması emisyonları azaltmada yardımcı olur mu?
Karbon fiyatlandırması iki şekilde gerçekleştirilebilir: karbon vergisi ve karbon ticareti. Her birinin kendi avantajları ve dezavantajları vardır, şimdi bunları açıklayalım.
Karbon vergisi, sektörlerin kendi emisyonları üzerine uygulanan bir vergidir. Örneğin, Fabrika X adında bir sanayi tesisi düşünün, yılda 100 ton emisyon salması izin verilmiş olsun, ancak aslında 120 ton emisyon salmaktadır, yani izin verilen sınırın üzerinde 20 ton fazladan emisyon salmaktadır. Bu durumda Fabrika X, fazladan bu 20 ton emisyon için bir vergi ödemek zorunda kalacaktır. Devlet, bu vergileri topladıktan sonra emisyonları azaltma projeleri için kullanır.
Karbon vergisinin avantajlarından biri, fabrikaları çevre dostu bir yaklaşım benimsemeye teşvik etmesidir. Ancak dezavantajı, sonucun ters olabileceğidir ve fabrikalar vergiyi tüketiciye yansıtarak fiyatları artırabilirler.
Örneğin, diyelim ki ton balığı kutusu 20 Cüneyh, ancak 24 Cüneyh’ten satılıyor ve bu 4 Cüneyh fark ekstra bir vergi olarak tüketiciye yansıtılıyor. Bu durumda fabrika zarar etmez ve emisyon sınırının üzerinde fazla emisyon salmaya devam edebilir.
Karbon ticaretine gelince, bir örnek üzerinden açıklayalım: Fabrika (X) 120 ton emisyon salıyor, ancak sadece 100 ton izin veriliyor ve emisyonları azaltması gerekiyor. Ancak azaltma maliyetinin yüksek olacağını fark ederse, Fabrika (X) 20 ton fazla emisyon için fabrika (Y) ile anlaşma yapabilir. Fabrika (Y) sadece 80 ton emisyon salıyor ve izin verilen 20 ton kapasiteye sahip, bu durumda Fabrika (Y) 20 ton emisyon hakkını Fabrika (X)'e satarak kazanç elde eder.
Karbon piyasaları, arz ve talep kuvvetlerine dayalı olarak çalışır, karbon vergisi gibi zorunlu bir sistem değildir, ancak bazı dezavantajları vardır.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin emisyon azaltma çabalarını finanse ederken kendi azaltma çabalarında yetersiz kalabilirler. Bu nedenle karbon azaltma mekanizmasının düzenlenmesi ve her ülkenin emisyonlarını azaltma çabalarını göstermesi önemlidir. Eğer izin verilen sınırı aşamıyorsa, diğer gelişmekte olan ülkelerden karbon kredilerini satın alabilir.
Temiz Kalkınma Mekanizması nasıl çalışır?
Temiz Kalkınma Mekanizması, Kyoto Protokolü'ne ait bir mekanizmadır ve gelişmiş ülkelerin yüzde 5,5 oranında emisyon azaltma yükümlülüğü taşıdığı dönemde, ülkelerin kendi başlarına azaltma çabaları göstermelerine veya diğer ülkelerle emisyon ticareti veya gelişmekte olan ülkelerde emisyon azaltmaları yapmalarına imkan verirdi.
Örneğin, birkaç yıl önce, Abu Kır fabrikası İskenderiye'de bir Avusturya şirketiyle bir anlaşma yaptı. Anlaşma, Avusturya şirketinin Abu Kır fabrikasına çevre dostu ileri teknoloji sağlaması ve emisyonları yüzde 99 oranında azaltmasına izin veriyordu. Bu da fabrikanın büyük bir karbon kredisine sahip olmasını sağlar.
Anlaşma şöyleydi: Avusturya şirketi, fabrikaya çevre dostu teknolojiyi sağladığı için belirli bir oranda karbon kredisine sahip olacaktı ve kalan kısmı fabrika satabilirdi. Bu durumda, Avusturya şirketi iklim hedeflerini finanse ederek gelişmekte olan bir ülkedeki fabrikadan faydalandı ve Abu Kır fabrikası çevre dostu teknoloji ile kazanç sağladı.