Kahve içmenin sırrı: Genetik haritanız neden sizi kahve tutkunu yapıyor?
Western Üniversitesi Schulich Tıp ve Diş Hekimliği Okulu ile California San Diego Üniversitesi tarafından yürütülen ortak araştırma, kahve tüketiminin genetik bir bileşenini ortaya çıkardı.
Neuropsychopharmacology dergisinde yayınlanan bulgular, kalıtsal genetik varyantların bireyin tüketeceği kahve miktarını önemli ölçüde etkilediğini öne sürüyor.
Araştırmacılar, Birleşik Krallık Biobank'ta yer alan 130 binden fazla ABD'li katılımcı ve 334.649 Birleşik Krallık sakininin genetik verilerini kullanarak genom çapında bir ilişkilendirme çalışması gerçekleştirdi.
Araştırmacılar, kahve tüketimiyle ilişkili genetik bölgeleri belirlemeyi başardılar. Bu durum, kahve içme alışkanlıklarının genetik bir etkisi olduğunu gösterdi. Ayrıca kahve tüketimi ile obezite ve uyuşturucu kullanımı gibi bazı sağlık sonuçları arasında pozitif genetik ilişkiler buldular. Ancak bun neden-sonuç ilişkisi olduğu anlamına gelmiyor. Yalnızca genetik bir ilişki bulundu.
Kahve tüketimi ile anksiyete, bipolar bozukluk ve depresyon gibi psikiyatrik durumlar arasındaki genetik ilişkilerde ABD ve İngiltere veri setleri arasında farklı modeller gözlemlendi.
Schulich Tıp ve Diş Hekimliği'nde baş araştırmacı ve doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Hayley Thorpe, "Bu çalışma, kahve tüketimi üzerindeki genetik etkilerin karmaşıklığını ve potansiyel sağlık etkilerini vurgulamaktadır. Bulgularımız, etkinin anlaşılması için genetik yatkınlığın önemini ortaya koymaktadır. Kahvenin sağlığa faydalı olabileceğini gösteriyoruz." şeklinde konuştu.
Çalışma, kahve tüketiminin genetik temellerine ilişkin yeni bilgiler sunarken, aynı zamanda ABD ve İngiltere popülasyonlarında gözlemlenen farklı ilişkilerin çevresel faktörlerin - örneğin çay veya kahve tercihi gibi - önemli bir rol oynayabileceğini ortaya koyuyor.
Araştırma ekibi, farklı popülasyonlarda kahve tüketimi ile genetik faktörler arasındaki karmaşık ilişkiyi ve bu ilişkinin sağlık sonuçları üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için ek çalışmaların yapılması gerektiğini vurguluyor.