İsrail-İran Savaşı Petrol Fiyatlarını Fırlattı! Küresel Enflasyon Alarmı

İsrail-İran gerilimi Hürmüz Boğazı üzerinden dünya enerji dengesini tehdit ediyor; artan petrol fiyatları plastikten enflasyona kadar zincirleme ekonomik risk yaratıyor.
İsrail ile İran arasındaki gerilim, karşılıklı söylemlerden doğrudan sıcak çatışmaya dönüşerek küresel enerji ve emtia piyasalarını altüst etti. Tarafların gerçekleştirdiği füze saldırıları nedeniyle yüzlerce sivil hayatını kaybederken, bölgede tansiyon her geçen gün daha da yükseliyor. Bu jeopolitik belirsizlik, yatırımcıların risk algısını tırmandırırken, enerji ve ham madde fiyatlamaları üzerinde baskı yaratıyor.
Hürmüz Boğazı’nın olası bir kapanması, yalnızca askeri değil ekonomik anlamda da derin sonuçlar doğurabilir. Dünya petrol ticaretinin yaklaşık üçte biri bu dar geçitten sağlanırken, olası bir sevkiyat kesintisi petrol, doğal gaz ve plastik sanayii başta olmak üzere pek çok sektörde zincirleme tahribat yaratma potansiyeline sahip. Uzmanlar, artan enerji maliyetlerinin enflasyonist baskıyı derinleştireceği uyarısında bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta Brent petrolün varil fiyatı, bölgedeki çatışmaların etkisiyle %11,1 artarak 73,7 dolara kadar yükseldi. Bu oran, 3 Ekim 2022’den bu yana görülen en büyük haftalık yükseliş olarak kayıtlara geçti. Avrupa enerji borsalarında da hareketlilik dikkat çekti; Hollanda merkezli TTF’de doğal gaz fiyatları %3,2 primle 39,1 avroya yükseldi.
Almanya Merkez Bankası Başkanı Joachim Nagel, İsrail-İran savaşının yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda ekonomik görünüm üzerinde ciddi riskler taşıdığını vurguladı. Frankfurt’ta düzenlenen Avro Finans Zirvesi’nde konuşan Nagel, enerji fiyatlarındaki sert yükselişin küresel makroekonomik dengeleri bozabileceğine dikkat çekti.
1973’teki Yom Kippur Savaşı sırasında OPEC üyesi Arap ülkelerinin ABD ve Avrupa’ya karşı başlattığı petrol ambargosu, fiyatların %400 artmasına neden olmuş ve dünya ekonomilerinde derin sarsıntılar yaratmıştı. Bugünkü tabloda Hürmüz Boğazı’nda yaşanabilecek bir kriz, benzer sonuçları doğurma potansiyeli taşıyor.
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, DÜNYA Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, Hürmüz Boğazı’ndaki krizin plastik sektörünü doğrudan etkileyeceğini belirtti. Petrol fiyatlarındaki ani yükselişin, temel ham madde olan nafta fiyatlarını artırarak üretim maliyetlerinde sert sıçramalara yol açacağını söyledi. Karadeniz, özellikle KOBİ’lerin ciddi maliyet baskısı altında kalacağını, hem iç pazarda talep daralması hem de ihracatta rekabet gücü kaybı yaşanacağını ifade etti.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), ABD ve Çin’den gelen zayıf petrol talebi nedeniyle 2024 yılına dair küresel petrol talep artışı öngörüsünü günlük 21 bin varil azaltarak 720 bin varil olarak revize etti. OECD ülkelerinde talebin günlük 100 bin varil azalması beklenirken, OECD dışı ülkelerde günlük 820 bin varil artış öngörülüyor. 2025 için ise petrol talebinin günlük 740 bin varil artması bekleniyor.
IEA’nın raporuna göre, küresel petrol arzı mayıs ayında önceki aya göre günlük 320 bin varil artarak 104 milyon 960 bin varile yükseldi. OPEC’in ham petrol arzı 250 bin varil artışla 27 milyon 760 bin varile çıktı. OPEC dışı üreticilerin ise günlük petrol arzı 70 bin varil artarak 71 milyon 570 bin varil seviyesine ulaştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İsrail-İran geriliminin petrol arzında geçici dalgalanmalara yol açabileceğini belirtirken, Türkiye'nin doğalgaz tedarikinde sorun yaşamadığını ifade etti. Bayraktar, “İran’dan doğal gaz alıyoruz ama petrol almıyoruz,” dedi. Ayrıca, Türkiye’nin ham petrol ihtiyacının yaklaşık %8’inin Gabar sahasından karşılandığını hatırlattı.