Demir Kubbe'nin İsrail’e Bir Gecede Maliyeti 287 Milyon Dolar

İsrail’in hava savunma sistemi, İran’dan gelen art arda füze ve İHA saldırılarıyla zorlanıyor. Hem askeri hem ekonomik anlamda yük artarken, savunma kapasitesinin sürdürülebilirliği tartışma konusu olmaya başladı.
İsrail merkezli Haaretz gazetesi, İran’dan art arda gelen balistik füze saldırılarının, ülkenin hava savunma altyapısında ciddi bir baskı yarattığını yazdı. Haberde, Gazze’ye yönelik askeri operasyonların ardından başlayan tehdit dalgasının, özellikle İran kaynaklı füzelerle birlikte yeni bir boyut kazandığı belirtiliyor.
Sadece askeri açıdan değil, ekonomik olarak da yıpratıcı etkiler yaratan bu süreçte, İsrail’in savunma sistemlerinin yükü giderek artıyor.
Yayımlanan değerlendirmeye göre, İran’dan fırlatılan yüzlerce balistik füzenin büyük bölümü havada durdurulsa da, bazıları doğrudan İsrail topraklarına ulaştı. Saldırılar can kayıplarına ve ciddi altyapı hasarlarına yol açtı.
Ancak dikkat çeken asıl veri, yalnızca bir gecelik füze saldırısını önlemek için harcanan savunma maliyetinin 287 milyon doları bulması. Uzmanlara göre bu rakam, yalnızca taktik değil, stratejik anlamda da yıpratıcı bir eşiği işaret ediyor.
İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI) CEO’su Boaz Levy, saldırıların yoğunluğunun hızla arttığını söyledi. “Nisan’da 100, Ekim’de 200 füze gördük. Bugün çok daha büyük, dalga dalga gelen saldırılarla karşı karşıyayız,” diyen Levy, savunma kapasitesinin bu düzeyde uzun süre sürdürülebilir olmadığını ima etti.
Levy’ye göre, savunmanın ana yükünü Arrow 2 ve Arrow 3 sistemleri taşıyor. Buna ek olarak, ABD tarafından sağlanan THAAD platformları ve bölgede konuşlu Amerikan destroyerlerinden ateşlenen SM-3 füzeleri de kullanılıyor.
İsrail kaynaklarına göre Arrow 3 yüzde 90’lık bir başarı sağlarken, THAAD sistemlerinin etkisi yüzde 40’ın üzerine çıkamıyor. Levy, “David’s Sling sistemimiz de var ama bu ölçekteki saldırılarda asıl dayanağımız Arrow’lar” diyerek savunmanın kırılgan yönüne dikkat çekti.
İsrail ekonomi gazetesi Globes, hava savunmasının mali boyutuna odaklandı. Demir Kubbe sisteminin bir roketi durdurma maliyeti yaklaşık 30 bin dolar. David’s Sling için bu rakam 700 bin dolara, Arrow 2 için 1,5 milyon dolara, Arrow 3 içinse 2 milyon dolara çıkıyor.
İran’dan gelen saldırılar, bu maliyetleri kalıcı bir ekonomik yük haline getiriyor. Uzmanlar, “teknolojik caydırıcılığın ekonomik sürdürülebilirliği” konusunun artık daha sık masaya geldiğini belirtiyor.
İsrail Hükümeti Basın Ofisi’nin paylaştığı verilere göre, 13 Haziran’dan bu yana İran 400’den fazla balistik füze ve yüzlerce insansız hava aracı fırlattı. Bu saldırıların 35’i doğrudan İsrail topraklarına isabet etti. Özellikle sivil bölgelerin hedef alınması, ülke genelinde alarm seviyesini yükseltti.
İsrail’in hava savunma mimarisi, yıllardır dört katmandan oluşuyor. Kısa menzil için Demir Kubbe, orta menzilde David’s Sling, yüksek irtifa ve uzun menzil için Arrow 2 ve Arrow 3 sistemleri. Bu mimariyi, ABD yapımı THAAD sistemleri ve bölgedeki Amerikan unsurları tamamlıyor.
Ancak bu yapı, İran’ın mevcut saldırı kapasitesiyle ilk kez bu ölçekte test ediliyor.
İsrail’in 13 Haziran’da İran’a yönelik başlattığı geniş çaplı hava operasyonları, özellikle nükleer tesisler ve komuta zinciri hedef alınarak düzenlendi. Tahran, Genelkurmay Başkanı da dahil olmak üzere üst düzey kayıplar verdi. 9 nükleer bilim insanının öldüğü bildirildi. İran’ın misillemesinde ise 24 İsrailli hayatını kaybetti.