Güllü'nün oğlu Tuğberk'ten kan donduran ifade! "Nişanlısı için yapmış olabilir"
Güllü olarak bilinen şarkıcı Gül Tut’un ölüm dosyasında, oğlu Tuğberk Yağız Gülter’in savcılığa verdiği uzun ifade. Güvenlik kamerası kayıtları, malkata detayı ve “kaçma planı” iddialarıyla birlikte soruşturmanın kritik başlıklarını yeniden gündeme taşıdı
Güllü adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut’un ölümüyle ilgili soruşturmada, oğlu Tuğberk Yağız Gülter’in Yalova Adliyesi’nde verdiği yaklaşık 5 saatlik ifade öne çıktı; Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu hakkında verilen adli kararlar da dosyanın seyrini belirleyen başlıklar arasında yer aldı. Çınarcık’ta yaşanan olayın ardından güvenlik kameraları, ses kayıtları, “kasten öldürme” suçlaması ve gündeme gelen “kaçma planı” iddiaları soruşturma dosyasında tartışılan konular olarak yansıdı.
‘Güllü’ olarak tanınan şarkıcı Gül Tut, 26 Eylül’de Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi’nde bulunan 6 katlı binadaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından yürütülen soruşturmada teknik ve fiziki takip sonrası, daha önce alınan ifadelerinde farklı konuştuğu belirtilen kızı Tuğyan Ülkem Gülter ile arkadaşı Sultan Nur Ulu, bavullarla gittikleri İstanbul’da polis tarafından yakalanıp Yalova’ya getirildi.
Tuğyan Ülkem Gülter Tutuklandı
Soruşturma kapsamında Tuğyan Ülkem Gülter “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklanırken, Sultan Nur Ulu hakkında ev hapsi kararı verildi. Dosyada, şarkıcı Gül Tut’un ölümüyle ilgili iddiaların yanı sıra olay sonrasında kamuoyuna yansıyan “intihar” tartışması ve buna ilişkin yapılan açıklama da yer aldı.

Oğlu Tuğberk Yağız Gülter Savcılığa 5 Saat İfade Verdi
Şarkıcı Güllü’nün ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında şikayetçi sıfatıyla ifadeye çağrılan oğlu Tuğberk Yağız Gülter, avukatıyla birlikte Yalova Adliyesi’ne geldi ve savcılığa yaklaşık 5 saat ifade verdi. İfadesinde olay gecesi İstanbul’da olduğunu belirten Gülter, gece saatlerinde ablasının kendisini arayıp çığlık atarak “annem düştü, annem öldü diyorlar” dediğini, telefonu kapatıp “manevi babam” olarak tanımladığı Emrah Erkut’u aradığını anlattı. Yolda kaybolduğunu, alt katta oturan “Murat” isimli komşusunu aradığını, annesinin hayatta olup olmadığını sorduğunu; komşusunun önce “buraya gelmen lazım” dediğini, tekrar sorduğunda ise “başın sağ olsun” cevabını verdiğini aktardı.
“Ben evdeki kameraları online izleyebiliyordum” diyen Tuğberk Yağız Gülter, yoldayken karakol amiri ve emniyet amiri tarafından arandığını; güvenlik kameralarının hafıza kartlarının olup olmadığının ve nasıl alınacağının sorulduğunu, kendisinin de hafıza kartlarının nasıl çıkarılacağını tarif ettiğini söyledi. Hastaneye vardığında telefonunu görevlilere verdiğini, hafıza kartları çıkarılmadıysa telefon üzerinden geriye dönük izleme yapılabileceğini belirttiğini aktaran Gülter, annesinin evinde kayıt yapabilen 5 kamera bulunduğunu, kendisinin toplam 10 kamera aldığını; iki tanesini kendi evine taktığını, annesinin evinde 5 kameranın takılı olduğunu, bazı kameraların atıl durumda kaldığını ve bir kameranın kırılmış olabileceğini ifade etti.
“Ablamın Yanına Gittiğimde Baygındı”
İfadesinde, Tuğyan Ülkem Gülter’in yanına gittiğinde ablasının baygın olduğunu, ayıldığında kendisine “annem yoğun bakımda dediler, hâlâ orada olduğunu söyle” dediğini, kendisinin ise “başımız sağ olsun” dediğini anlattı. Bu söz üzerine ablasının çığlık atar gibi olup tekrar bayıldığını aktaran Gülter, annesi ile Tuğyan arasında sık sık tartışmalar olduğunu ancak bu tartışmaların fiziksel şiddete dönüşmediğini söyledi. Annesinin düzenli alkol aldığını dile getiren Tuğberk Yağız Gülter, market siparişlerinde 12 ya da 24 bira siparişi verildiğini hatırladığını belirtti.
Sultan Nur Ulu, Çiğdem E. ve Dosyada Anılan İlişkiler
Sultan Nur Ulu’yu fiziksel olarak ilk kez olaydan sonra gördüğünü söyleyen Gülter, telefonda konuşmalar sırasında isminin geçtiğini; annesinin “Sultan ve ablan birlikte oturuyoruz, bize emanet” gibi ifadelerle bahsettiğini aktardı. İfadesinde, eski menajer ve asistan olarak anılan Çiğdem E. ile tanışıklığının üniversite yıllarına dayandığını, bir tartışma sonrası Çiğdem E.’nin kendisini arayıp annesinin çok üzüldüğünü söylediğini, sonrasında annesiyle Çiğdem E.’nin yakınlaştığını, birlikte işletme yürüttüklerini anlattı. Ayrıca annesinin birlikte yaşadığı İlker Karaman isimli kişiden ve geçmişte adı geçen “Erdoğan” adlı bir kişiden söz ederek, bu döneme dair hatırladıklarını ifade etti; annesinin özel ilişkileriyle ilgili ayrıntılarla ilgilenmediğini belirtti.
Yalova Devlet Hastanesi’ne gittiğinde Sultan’ın ablasının yanında olduğunu, morg gerçeğini öğrendikten sonra yanına bazı kişilerin geldiğini ve “annenin intihar ettiği söyleniyor, açıklama yapman gerekiyor” dediklerini aktaran Tuğberk Yağız Gülter, kendisinin “siz bir şeyler yazın” dediğini, yazılan metni okuduğunu ve video çekildiğini söyledi.

“Anahtarım Yoktu, Eve Camdan Girdim”
Eve girmek için anahtarı olmadığını belirten Gülter, ablasının evden hiçbir şey almadan çıktığını, polislerin olay yeri incelemesinden sonra kapıyı çekip gittiğini, şifreli kapı nedeniyle çilingir çağıramadığını düşündüğünü anlattı. Komşusunun terasından geçerek camı kırıp içeri girdiğini söyleyen Tuğberk Yağız Gülter, içeride salonda yarısına kadar dolu bir şarap bardağı gördüğünü, evde dua okunacağı için içkilerin kaldırılmasını istediğini ve bazı eşyaları mutfağa taşıdığını aktardı.
Annesinin odasında küçük bir kasa olduğunu ancak kilit ve kolunun bozuk olduğu için para ya da altın saklamadığını söyleyen Gülter, annesinin bilezikleri genelde kolunda taşıdığını ifade etti. Evden aldığı eşyanın, kasanın içindeki yeşil sırt çantası olduğunu; çantanın içinde çeşitli evraklar, şarkı sözleri ve telif haklarına ilişkin belgeler bulunduğunu, ayrıca 250 TL gördüğünü ancak almadığını belirtti.
Ses Kaydı ve “Hadi Görüşürüz” İfadesi
Ev içi güvenlik kamera görüntüsü ve ses kaydıyla ilgili bölümde Tuğberk Yağız Gülter, olaydan saniyeler önce duyulduğu aktarılan “Hadi görüşürüz” sözünü annesinin söylemiş olabileceğini düşündüğünü ancak net olmadığını söyledi. Bazı cümlelerin annesine, bazı cümlelerin ablası Tuğyan’a ait olduğunu düşündüğünü aktaran Gülter, duyduğu sözlerin bir kısmını tek tek anlattı; son bölümdeki “hadi görüşürüz” ifadesinin kime ait olduğundan emin olamadığını dile getirdi.
İfadesinde malkata müziğine de değinen Gülter, annesi sahnedeyken kendini kaybedecek gibi olduğunda bu müziği açıp birkaç figür yaptırdıklarını anlattı. Annesinin camlardan ve yükseklikten korktuğunu, geçmişte camın üzerine düşüp kolunu kestiğini, bu yüzden açık camdan ürktüğünü söyledi. O gece annesinin cam kenarında olmasının üç sebebi olabileceğini belirten Tuğberk Yağız Gülter, birinci ihtimalin açık camı kapatmak, ikinci ihtimalin “kelebek gibi küçük bir böceği” camdan alıp atmak, üçüncü ihtimalin ise birinin annesini camın bulunduğu yere götürmüş olması olduğunu ifade etti.
"Kervan için annemi öldürebilir"
Ablasının eski nişanlısı olarak anılan “Kervan” hakkında annesinin nefret ettiğini söylediğini aktaran Gülter, bu ismin aile içi tartışmalarda geçtiğini, geçmişte yaşandığı anlatılan olaylara değinerek ablasının ilişki dinamikleri nedeniyle “her şeyi yapabilir” düşüncesini dile getirdi. “Vebal almak istemiyorum” ifadesini kullanan Tuğberk Yağız Gülter, yine de dosyadaki iddialar ve anlatımlar üzerinden şüphelerinin oluşup kaybolduğunu, videolardaki üzüntü hali nedeniyle başlangıçta böyle bir ihtimali düşünmediğini; ancak süreçte ortaya atılan iddialar ve dosyada yer aldığı aktarılan beyanlar nedeniyle “yapmışsa da şikayetçiyim” dediğini söyledi.
Sultan Nur Ulu ile olay günü ve taziye sürecinde görüştüğünü belirten Gülter, uyuşturucu testi için saç verme konusunun konuşulduğunu, Sultan’ın saç vermekten çekindiğini; annesinin ölümünden 2-3 gün önce uyuşturucu kullandığını kendisine söylediğini aktardı. Ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in geçmişte uyuşturucu kullandığını annesinden bildiğini, ablasının bıraktığını söylediğini ancak “çok yalan söyleyen biri” olduğunu da ifade etti. Ayrıca medyaya düştüğünü söylediği ses kaydı üzerinden “Gürcistan, Fransa” ifadeleriyle gündeme gelen kaçma planı iddiasını ablasına sorduğunu, ablasının böyle bir plan olmadığını, ses kayıtlarının kesilip biçildiğini söylediğini ve kendisinin de telefonunu incelemeye hazır olduğunu belirtti.