Erdoğan Astana'da | Türk dünyası bayrağını taşıyanlara yol göstermeliyiz
Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi’nin 10’uncu Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türk dünyası bayrağını taşıyanlara yol göstermeliyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi’nin 10’uncu Zirvesi’nde açıklamalarda bulundu.
Türk dünyasına ilişkin dayanışma mesajları veren Erdoğan, “Küresel sınamalarla mücadelemizde en önemli gücümüz Türk dünyasının birlik, beraberlik ve dayanışmasıdır. Bu hakikati son dönemde karşılaştığımız pek çok hadisede gördük, görüyoruz. Can Azerbaycan vatan muharebesinin ardından Karabağ'da 30 yıldır süregelen işgale tamamen son verdi. Bu tarihi başarıdan büyük bir gurur ve sevinç duyuyoruz. Böylece bölgemizde kalıcı barışa bir adım daha yaklaşmış olduk. Açılan fırsat penceresinin değerlendirilmesi en büyük arzumuzdur. Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi mühimdir. Azerbaycan'ın batı bölgeleri ile Nahçıvan'ı birbirine bağlayacak ulaştırma hattının hayata geçirilmesi de büyük önem taşıyor. Hattın açılması tüm bölge ülkelerinin refahına ciddi katkı sağlayacağı gibi Türkiye'yi de ata yurdumuz olan Orta Asya'ya bağlayacaktır. Bu sürecin başarıyla tamamlanması için Türk dünyası olarak Azerbaycan'a olan desteğimizi sürdürmeliyiz. Türk dünyası bayrağını taşıyanlara yol göstermeliyiz” dedi.
“ULUSLARARASI BARIŞ KONFERASI İÇİN ZEMİN OLUŞTURMA ÇABALARIMIZ SÜRÜYOR”
Konuşmasında 7 Ekim’de başlayan Filistin-İsrail çatışmalarına da değinen Erdoğan, ateşkes çağrısını yineledi.
“Gazze'de tam 28 gündür insanlığa karşı suç işlenmektedir” diyen Erdoğan, “Türkiye olarak ilkeli ve insani bir duruş sergiledik. Önceliğimiz insani ateşkesin süratle tesis edilmesidir. Müslüman, Hristiyan veya Yahudi fark etmeksizin herkesin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalar üzerinde de çalışıyoruz. Uluslararası Barış Konferansı için zemin oluşturma çalışmalarımız da sürüyor. Türk Devletleri Teşkilatı olarak sergileyeceğimiz duruş da diğer kuruluşlara örnek teşkil edecektir. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın enerji, gıda, ulaştırma gibi alanlardaki yansımaları tüm dünyayı olumsuz etkiliyor. Türkiye olarak adil barışın tesisi yönündeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. Afganistan’da sürdürülebilir barışın tesisi, tüm kıtada kalıcı güvenliğe hizmet edecektir. Türk Devleti Teşkilatı üyeleri olarak Afganistan’daki mevcut yönetime eşgüdüm içerisinde vereceğimiz mesajlar önemlidir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan şunları kaydetti:
“6 Şubat'ta yaşadığımız asrın felaketi depremlerin akabinde sergilediğiniz dayanışmayı unutmamız mümkün değildir. 16 Mart'ta Ankara'da düzenlediğimiz olağanüstü zirvede tüm dünya bu dayanışmaya şahit olmuştur. Ankara'da aldığımız kararla Türk Devletleri Teşkilatı sivil koruma mekanizmasının kurulması için önemli bir adım atmıştık. Gerekli süreçleri bir an önce tamamlayarak mekanizmanın hayata geçirilmesinde fayda görüyoruz. Türkiye, teşkilatımızın bugüne kadar elde ettiği başarıların devamı için gayretlerine devam ediyor. Nahçıvan Anlaşması'nda değişiklik yapılmasına ilişkin protokol meclisimiz tarafından Türk Devletleri İşbirliği Günü olan 3 Ekim tarihinde kabul edildi. 1 Kasım itibarıyla protokolün iç onay sürecini tamamladık. Tüm üye ülkelerin protokolün bir an evvel hayata geçirilmesi için gerekli adımları atmaya davet ediyorum. Başta ticaret ve ekonomi, enerji ve ulaştırma olmak üzere muhtelif iş birliği alanlarında mevcut potansiyelimiz bize çok daha fazlasını Vaad ediyor.
“TÜRK YATIRIM FONU’NUN FAALİYETLERİNE BAŞLAMASINI İSTİYORUZ”
Ankara'daki olağanüstü zirvede kuruluş anlaşmasını imzaladığımız İstanbul merkezli Türk Yatırım Fonu'nun faaliyetlerine bir an evvel başlamasını istiyoruz. Bununla ilgili anlaşma da önceki gün parlamentomuzda kabul edildi. Mega enerji ve ulaşım alt yapısı projeleri Türk Devletleri arasında her zaman temel ve önemli bir iş birliği alanı oldu. Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattı Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı ve Trans Anadolu boru hattı bunun somut örnekleridir. Hazar doğalgazının Türkiye'ye ve Avrupa'ya taşınması hem Türk devletlerinin refahına hem de Avrupa'nın enerji güvenliğine katkı yapacaktır”