Ekrem İmamoğlu’nun diploma davasında yeni tarih: 16 Şubat 2026
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu’nun, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasıyla yargılandığı dava Silivri’deki duruşmada üçüncü kez ele alındı.
Mahkeme, idari yargıdaki sürecin sonucunu beklemek üzere davayı 16 Şubat 2026’ya erteledi.
Dava Silivri’de görüldü, dosya idari mahkemenin kararını bekleyecek
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk suçlamaları nedeniyle yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasıyla açılan davada bugün üçüncü kez hakim karşısına çıktı.
Duruşma, Silivri’de bulunan Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’ndeki salonda yapıldı. Mahkeme heyeti, dosyayla bağlantılı İdare Mahkemesi sürecini dikkate alarak davayı 16 Şubat 2026 tarihine erteledi. Bu süre içinde idari yargıdaki süreç ve üniversitenin işlemleriyle ilgili gelişmelerin beklenmesi kararlaştırıldı.
İmamoğlu’ndan mahkemede ‘hakim değişikliği’ ve adalet vurgusu
Ekrem İmamoğlu, duruşmada uzun bir savunma yaparak hem kendisine yöneltilen suçlamalara hem de yargılama sürecinin işleyişine tepki gösterdi.
“Son zamanlarda yaşanan tablo bile tek başına gerçekten ibretliktir. Adımın geçtiği tüm ceza davalarında hakimlerin yeri değiştirildi. Bu çok enteresan gerçekten.” diyen İmamoğlu, “Adalet siyasete tabi değildir. Yani siz siyasete tabi misiniz? Millet adına karar vermek için mi buradasınız? Biz bunun ispatını hep beraber yapmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.
İBB’ye yönelik süren soruşturmada davaya bakacak heyetin yeniden oluşturulmasının adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu savunan İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün Türkiye duyacaktır; bütün evraklarımın, yaptığım bütün işlemlerin, sunduğum bütün belgelerin tek tek gerçek olduğunu, sahte olmadığını ispat edersem, bunu sağlarsam, siz bu baskı altında, bu atmosferde gerçekten bağımsız bir karar verebilecek misiniz?
Bilinsin ki hakim değiştirerek adalet değişmez; savcı terfi ettirilerek gerçek asla gizlenemez. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en absürt, en saçma, en uydurma davasındayız. Diplomam iptal edilerek yapılan hukuksuzluğa, bu sefil iptal kararına altlık oluşturmak için açılan davadayız.”
İmamoğlu, hakkındaki suçlamaları “iftira” ve “kumpas” olarak nitelendirerek diplomasının meşru olduğunu savundu:
“Neymiş, evrakta sahtecilik yapmışım. Tam bir iftira, kumpas, içi yalanlarla, çarpıtmalarla ve aldatmalarla dolu bir iddia. Diplomam anamın ak sütü kadar helaldir, yasaldır, meşrudur. Kimsenin hakkını yemedim, hiçbir evrakta sahtecilik yapmadım. Devletin üniversitesinin açtığı kontenjana, verdiği gazete ilanına başvurup hak kazandım.”
İlk iki duruşmada neler yaşanmıştı?
Davanın ilk duruşması 12 Eylül’de yapılmış, iddianamenin özetlendiği oturum 20 Ekim’e ertelenmişti. İkinci duruşmada ise salona izleyici olarak girmek isteyenlerle güvenlik güçleri arasında kısa süreli bir gerginlik yaşanmıştı.
O oturumda da suçlamaların siyasi olduğuna dikkat çeken Ekrem İmamoğlu, davanın içeriğinin değil, zamanlamasının ve niteliğinin siyasetten bağımsız değerlendirilemeyeceğini söylemişti. Mahkeme heyeti ikinci duruşmanın ardından dosyayı 8 Aralık tarihine ertelemiş, bugün de yeni tarih olarak 16 Şubat 2026 belirlenmiş oldu.
Diplomanın iptaline giden süreç: CİMER başvurusu ve üniversite kararı
İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili süreç, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan bir başvuruyla başladı. Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu iddiasıyla 18 Eylül 2024’te CİMER’e başvuru yapıldığı belirtildi.
Bu ihbarın ardından 1 Ekim 2024’te savcılığa şikâyet dilekçesi sunuldu. Şikâyet sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’nun 1994 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden aldığı lisans diplomasının sahte olduğuna yönelik iddialar ve basında yer alan haberler üzerine şubat ayında soruşturma başlattı.
Soruşturma, “resmi belgede sahtecilik” iddiası üzerinden yürütüldü. 24 Şubat 2025’te İstanbul Üniversitesi’ne resmi yazı gönderilerek durumun incelenmesi talep edildi.
5 Mart 2025’te Ekrem İmamoğlu’nun ifadesi alındı. Aynı dönemde İstanbul Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve savcılıkla iş birliği içinde sürecin incelendiğini duyurdu.
18 Mart 2025’te İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun 61’inci toplantısında, aralarında İmamoğlu’nun da bulunduğu 28 kişinin diplomalarının “yokluk ve açık hata” gerekçesiyle iptal edilmesine karar verildi. Üniversite toplam 38 kişinin yatay geçiş dosyasını incelediğini, 10 kişinin kaydının silindiğini, 28 kişinin diplomasının iptal edildiğini açıkladı.
Bu gelişmenin ardından 8 Temmuz 2025’te İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi, İmamoğlu’nun “resmi belgede sahtecilik” iddiasıyla yargılanmasını öngören iddianameyi kabul etti. Aynı süreçte İstanbul 5. İdare Mahkemesi, İmamoğlu’nun diplomasına ilişkin yürütmenin durdurulması talebini temmuz ayı sonunda reddetti.
İmamoğlu’nun diploma bilgilerinin 5 Ağustos’ta İstanbul Üniversitesi veri tabanından silindiği, e-Devlet sisteminde de görünmez hale geldiği bildirildi.
İddianamede hangi suçlamalar yer alıyor?
8 Temmuz 2025’te kabul edilen iddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun “resmi belgede sahtecilik” suçuna iştirak ettiği öne sürüldü. Savcılık; İmamoğlu’nun “hileli şekilde aldığı” iddia edilen evrakı, yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi’ne, askerlik işlemleri için Milli Savunma Bakanlığı’na ve seçim süreçlerinde Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sunduğunu iddia ediyor.
Bu gerekçeler üzerinden, “resmi belgede sahtecilik” suçunun zincirleme şekilde işlendiği savunuldu. İddianamede, Ekrem İmamoğlu hakkında “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Ayrıca, bu suçtan hüküm kurulması halinde “kasıtlı suç” işlediği gerekçesiyle belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi de isteniyor.
İmamoğlu ise hem savcılık hem de mahkeme sürecinde, tüm bu iddiaları reddederek belgelerinin gerçek olduğunu, diplomasını yasal yollardan, üniversitenin ilan ettiği kontenjana başvurarak aldığını savunuyor.
Siyasi boyutu: Olası bir ceza kararı cumhurbaşkanlığı adaylığını etkileyebilir mi?
Davaya ilişkin bir diğer önemli başlık olası siyasi sonuçlar. Mevzuata göre cumhurbaşkanlığı adaylığı için üniversite mezunu olma şartı aranıyor.
CHP’nin 23 Mart’ta düzenlediği ön seçimde tek aday olan Ekrem İmamoğlu, partinin cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmişti. Bu nedenle, diploması üzerinden yürüyen soruşturma ve açılan dava, sadece ceza hukuku açısından değil, siyasal süreç bakımından da yakından izleniyor.
Mahkemenin ilerleyen dönemde vereceği karar, hem İmamoğlu’nun kişisel siyasi geleceği hem de Türkiye’deki muhalefet dengeleri açısından kritik bir önem taşıyor. Şimdilik dava ertelenmiş durumda; süreç hem ceza yargısında hem idari yargıda eşzamanlı olarak devam ediyor.