Ekonomist Atabay değerlendirdi: Türkiye ekonomisi ne yönde seyredecek? Al Ain Türkçe Özel
Ekonomist Güldem Atabay, seçimlerin ardından Türkiye ekonomisinin ne yönde seyredeceğine ilişkin değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaştı. Atabay, “Ya dünyaca kabul edilen ekonomi politikalarına dönülecek ya da karanlığa gömüleceğiz” dedi.
14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin Erdoğan’ın yeniden kazanma ihtimalini yansıtan bir tabloyu ortaya koyması sonrasında, Türk Lirası’nda değer kaybı hızlandı.
Borsada düşüş yaşandı ve risk primi yükseldi. Seçimlerin ardından Merkez Bankası’nın rezervleri 9 milyar azalarak son 21 yılın en düşük seviyesine indi.
Ekonomideki tüm bu gelişmeler akıllara Erdoğan’ın kazanması durumunda mevcut ekonomi politikaları devam edilirse, giderek daha kapalı bir ekonomi durumuna dönüp dönmeyeceği geldi.
Ekonomist Güldem Atabay, bu soruyu Al Ain Türkçe için değerlendirdi. Atabay, Erdoğan’ın 28 Mayıs seçimlerinden galip gelmesi ihtimali durumunda piyasaların vereceği tepkilere de değindi.
“BÜTÇE AÇIĞI BÜYÜYECEK”
Atabay, “Türkiye ekonomisi Merkez bankası rezervlerinin TL’yi baskılayarak seçim kazanmak gayretiyle eritilmesi ve yükselen cari açık ve yüksek kısa vadeli dış borç ödemeleri yanında belirsizliklerle devam eden döviz talebi nedeniyle bir ödemeler dengesi krizi eşiğinde” dedi.
Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine ilişkin de konuşan Atabay, “Liralaşma ismi verilerek devreye sokulan Kur Korumalı Mevduat esasında dövize endeksli mevduat demek. Döviz yokluğu ve döviz ihtiyacına eş zamanlı olarak TL’de değer kaybının yükselmesi ölçeğinde bütçe açığını daha da büyütecek. Bu sarmal enflasyonu da yeniden üç hanelere yönlendirme riski içermekte” ifadelerini kullandı.
Atabay, “Cumhur İttifakı ve Erdoğan seçim dönemi boyunca mevcut ekonomi politikalarında devam edileceği mesajı verdi. Mevduat ve kredi faizleri esasta yükselmiş ve dövizde çoktan ikili üçlü kur seviyeleri oluşmuşken düşük faiz politikasının devam etmesi demek, finansal piyasalardaki baskılama adımlarının da sertleşmesi demek. Bu da açıkça ilan edilecek sermaye kontrolleri anlamına geliyor. Kapalı ekonomi bugünün dünya ekonomisinde ve Türkiye’nin dış ticaret ilişkileri ile uyumlu olmayan 70’lerden kalma bir başlık. Ancak sermaye kontrolleri Türkiye ekonomisi kapalı ekonomiye benzetecek, yokluk ve karaborsayı yeniden 50 yıl ardından hak etmediğimiz şekilde hayatlarıma sokacak bir adım olur. Ya dünyaca Kabul edilen ekonomi politikalarına dönülecek, ya da böyle bir karanlığa gömüleceğiz. Ekonomik göstergeler bu karar aşamasında gelindiğini anlatıyor” diye konuştu.
Atabay şunları kaydetti:
PİYASALAR NE TEPKİ VERECEK?
“CDS priminin 700 üzerine yönelmesini izleyeceğiz ki bu da Hazine ve bankaların döviz bazında dış borçlanma faizinin %12 üzerine çıkması demek. Diğer yandan merkez bankasının tükettiği rezervler nedeniyle döviz girişi azken dövize talep yüksek olduğundan TL’yi baskılamak zorlaşacak. TL’de değer kaybı dönemine gireceğiz. Tahvil faizleri de hükümet baskısı altında TCMB ve BDDK eliyle. Borsa tarafında ilk tepkinin olumsuz olması ardından TL’deki değer kaybına bağlı olarak bir yükseliş beklenebilir. Endeks dolar bazında seviyesini korumaya çalışacaktır. Diğer yandan Erdoğan’ın kaybetmesi halinde beklenen yabancı sermaye girişinin Erdoğan’ın kazanması halinde çıkış olarak devam ettiğini göreceğiz. Yeni hükümetin ödemeler dengesi krizi riski nedeniyle alacağı kararlar piyasaların seyrini belirleyecek”