Ege’deki Türk-Yunan gerilimi savaşa dönüşür mü?
Ege Denizi'nde Türk-Yunan arasındaki anlaşmazlıklar yeni değil, zira taraflardan biri, Doğu Ege'deki adalarda küçük bir hamle yapsa bu, durumu yeniden alevlendirmeye yetiyor.
1923'te Lozan Anlaşması uyarınca İtalya’ya bırakılan 12 ada, İtalya ile Yunanistan arasında 1947’de imzalanan anlaşmayla el değiştirerek Yunanistan’a geçti. Ancak anlaşmaya karşı çıkan Türkiye, bu kararı yasa dışı olarak niteledi.
Aslında Ege Denizi'ndeki Türk-Yunan çatışması; bir taraftan geçmişte yaşanan acı olaylar, diğer bir taraftan uluslararası hukuk kapsamında adaların mülkiyeti konusunda iki tarafın çelişkili değerlendirmelerin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle Türkiye’nin, 12 mil yarıçapa kadar karasuları üzerinde yetkiye izin veren Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni reddetmesi, Yunanistan'ın ise bu yasayı yürürlüğe koyması, Türkiye tarafından "savaş" sebebi olarak nitelendirildi.
Ege Denizi'ndeki Türk-Yunan ihtilafının geçmişi ve hukuki arka planı, bu konu ile ilgili iki taraf arasında müzakereyi imkânsız hale getirdi. Bunun yanı sıra, iki ülke arasında gerilimi artıran bir dizi yeni gelişme daha yaşandı. Bu gelişmelerin en önemlileri şöyle sıralanabilir:
1- Militarize etmeyeceğini açıklamasına rağmen Yunanistan, bazı adalara asker konuşlandırdı. Ankara ise bu girişimin uluslararası hukuka aykırı olduğunu söylüyor. Yunanistan ise attığı bu adımın sebebinin "Türkiye’nin adaların geleceğine yönelik artan askeri tehditleri" olarak açıkladı.
2- ABD yönetimi’nin, Ukrayna krizi sonrasında Ege Denizi'nde askeri etkisini güçlendirme ve askeri üsler kurma yönünde güçlü eğilim göstermesini, Ankara tehdit olarak görüyor. Oysa iki taraf hem NATO üyesi hem de ABD'nin müttefiki pozisyonunda. Ankara, ABD ve Avrupa'nın, Yunanistan’a ilişkin krizde "tarafsız" olmadığına, "siyasi ve kültürel nedenlerle" Yunanistan’ın yanında durduğuna inanıyor.
3- Ankara ile Atina arasındaki gerilimi artıran faktörlerden biri de enerji. Yunanistan’ın egemenlik ve bölgesel haklar "ihlali" olarak görmesine rağmen Türkiye, "Ege" ve "Doğu Akdeniz"de sondaj çalışmaları başlattı. Türkiye, gaz aramalarının, Yunanistan'ın oldubitti politikası nedeniyle başlatıldığını söylüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir süre önce Yunanistan’ın "ABD Kongresi'nden Türkiye'ye F-16 uçaklarının satışını onaylamama talebini sert bir şekilde eleştirmiş ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis'ı artık tanımadığını" açıklamamıştı.
Erdoğan, Yunanistan'ı Ege adalarını militarize etmeye devam etmemesi konusunda uyararak, Türkiye’nin "bu denizdeki haklarından vazgeçmeyeceğini ve adalar üzerinde egemenlik dosyasını yeniden açmaya çalışacaklarını" vurguladı. Buna karşılık Yunanistan, "Ege" ve "Akdeniz"deki haklarını belgelemek için 16 harita yayınladı.
Sonuç olarak, geçmişten gelen anlaşmazlıklar, provokasyonlar, tehditler ve karşılıklı suçlamalar, iki ülke arasındaki krizin sıcak bir çatışmaya dönüşme olasılığını gündeme getirdi.
Ukrayna-Rusya krizinde de olduğu gibi iki taraf arasında krizin savaşa dönüşme ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatindeyim.