Dünya cehennem gibi hava koşullarıyla sarsılıyor, tehlike kapıda

Yeni bir çalışma, Dünya'nın ortalama sıcaklığının 2°C'nin üzerinde artması durumunda Dünya üzerindeki yaşamın nasıl etkileyebileceğini öngörerek ciddi sonuçlara ulaştı.
Bu yaz, Kanada'daki geniş kapsamlı orman yangınlarından, Hindistan, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde ciddi sel felaketlerine; İspanya, Çin, Orta Doğu ve Meksika'daki aşırı sıcak dalgalarına kadar dünya genelinde aşırı hava olayları baskın hale geldi.
NASA'nın Ames Araştırma Merkezi ile İklim Araştırmaları Enstitüsü (BAERI) bilim insanları tarafından yürütülen yeni bir çalışma, gezegenimizin sıcaklık artışının 2°C'nin üzerine çıkması durumunda bu aşırı olayların nasıl daha da kötüleşebileceğini kapsamlı bir şekilde inceledi.
Çalışma, ısınmanın etkisiyle büyük ölçüde etkilenebilecek bölgeleri belirleyerek bu durumun insanların yaşamına ve geçimine nasıl yansıyabileceğine dair gözlemler yapıldı.
DÜNYA'YI BEKLEYEN TEHLİKE
Çalışma, kamuya açık NASA veri setlerini kullanarak, yerel düzeyde beklenen değişiklikleri izleyebilen bir dizi veriyi inceledi.
Çalışma, endüstri öncesi yıllara kıyasla gezegenin iki derece üzerinde ısınması teorisinden hareketle hava sıcaklığı, yağış, nispi nem, güneş ışınları ve rüzgar hızı gibi temel iklim değişkenlerinde beklenen dönüşümlerine odaklandı.
Çalışma, hava sıcaklığının iki dereceye ulaşmasının, iklim değişikliğinin ciddi ve ardışık etkilerine yol açan bir kritik eşik olarak kabul edildiğini, bunların da tahmin edilemeyen veya öngörülemeyen sonuçlar doğurabileceğini ön gördü.
2015'te imzalanan Paris Anlaşması, tarafları dünya sıcaklığının sanayi devrimi öncesi seviyelere göre iki derece üzerinde kalmasını engellemeye ve artışı 1.5 dereceye sınırlamaya teşvik etmektedir.
Çalışmaya göre, iki derece ısınma 2040’a kadar olan bir dönemde bekleniyor.
BAERI'deki araştırmacı ve makalenin baş yazarı olan Taeyong Park, "İklim değişkenleri birbirinden bağımsız çalışmaz, bu yüzden bu iklim değişkenlerinin nasıl dönüşebileceğini ve etkilerinin dünya genelinde insanlar için ne anlama gelebileceğini incelemek istedik" dedi.
Park, "Bu değişkenlerden her birinin dönüşümleri, diğer bir değişkenin etkilerini ikiye katlayabilir. Bu nedenle, gerçek etkisini anlamak için bunları bir arada göz önünde bulundurmamız gerekiyor" ifadesini kullandı.
SICAKLIK VE ORMAN YANGINLARI
Araştırmacılar, iklim etkisini ölçmek için iki önemli göstergeye özellikle odaklandı.
İlk olarak, insan vücudu üzerinde sıcaklık ve nem etkilerinin birleştiği termal stres veya ısı stresi etkisi.
2040 yılında dünya genelinde, çoğu bölge için 1950-1979 baz çizgisine göre termal stresin artacağı tahmininde bulundu.
Aynı zamanda, ekvatoral bölgeler daha fazla ısı stresi günleri ile karşı karşıya kalabilecek.
Örneğin, Doğu Afrika ülkeleri, dünyanın diğer bölgelerine kıyasla, aşırı ısı stresi günlerini 30 gün daha fazla yaşayacak.
Çalışma ayrıca "ateş hava durumu" veya "yangın hava durumu" olarak adlandırılan bir göstergeyi de inceledi.
İklim etkisinin başka bir göstergesi ise sıcaklık, yağış, nem ve rüzgar değişkenlerinin birleşimiyle ölçülür.
Ateş Hava Durumu İndeksi (FWI), özellikle orman yangınlarının riskini değerlendirmek için dünya genelinde kullanılan bir hava durumu göstergesidir
Araştırmacılar, FWI göstergesinde Amazon, Kuzey ve Orta Amerika ve Akdeniz'de özellikle 2 derece sıcaklık artışı eşiği aşıldığında istisnai artışlar olduğunu tespit etti.
BAERI'deki baş bilim adamı ve çalışmanın eş yazarlarından olan Ramakrishna Nemani, "Araştırdığımız tüm aşırı iklim olaylarının artan etkileri, yangınlar, seller, toprak kaymaları ve ürün başarısızlıkları gibi toplumları ve ekonomileri büyük ölçüde etkileyebilir," dedi. "Özellikle seller ve kuraklıkların daha sık, yoğun, uzun veya üçünün bir arada olduğu bir şekilde olma eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz" ifadesini kullandı.
UYUM TEK ÇÖZÜM
Bu araştırmada kullanılan NEX-GDDP veri seti, 2100 yılına kadar günlük küresel iklim tahminlerini içerir.
Bu veri seti oluşturulurken dünya çapında önde gelen iklim modelleri tarafından üretilen tahminler kullanılmış ve gelişmiş istatistiksel tekniklerle "alan kapsamı daraltma" işlemi yapılmıştır.
Bu işlem, mekansal doğruluğu büyük ölçüde artırarak tahminlerin doğruluğunu onaylar.
Çalışmanın sonuçları, karar alıcıların bölgelerinde beklenen bileşik iklim etkilerini anlamalarının acil gerekliliğine işaret ediyor.
NEX-GDDP verilerinin benzersiz bölgesel kapsamı, yerel liderlere iklim değişikliğiyle uyum sağlama ve etkilerini hafifletme planları geliştirmelerinde yardımcı olabilir.
NEX-GDDP verilerinin geliştirilmesini yöneten ve çalışmanın ortak yazarlarından Bridget Thrasher, "Veriler ancak eylemle değer kazanır, NEX-GDDP verilerinin gerçek değeri, dünya çapında anlamlı bir değişiklik yaratma yeteneğinde yatar" dedi.
Ekip, verilerini küresel topluluklar ve yerel karar alıcılarla paylaşarak dünyada olumlu değişikliklere olanak tanımaya çalışıyor.
Yazarlar, şu anda tüm çalışma verilerini NASA'nın etkileşimli Dünya Bilgi Merkezi'nde bir araya getirme üzerine çalışıyor.