Dervişoğlu'ndan Gazze eylemi sebebiyle yapılan tutuklamalara tepki
Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Gazze eylemi nedeniyle gençlerin tutuklanmasına tepki gösterdi. Dervişoğlu, “Evlatlarımız derhal serbest bırakılmalı ve özgürlüklerine kavuşmalıdır” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması sırasında İsrail ile ticaretin devam etmesini protesto eden gençlerin tutuklanmasına tepki gösteren Dervişoğlu, gençlerin serbest bırakılmasını talep etti.
“Bugün, iktidarın başını protesto eden, soluğu cezaevinde alıyor. Bu kadar kötüledikleri geçmiş, bugünden daha olgundu, daha demokratikti. Açık ve net ifade edeyim; Bu bir samimiyet testidir” diyen Dervişoğlu, “O gençler, yıllardır meydanlarda Filistin davasının avukatlığını yapıyor-muş gibi davranan Recep Tayyip Erdoğan'ın maskesini düşürmüştür. Ve o evlatlarımızın yeri demir parmaklıkların ardı değil, vicdanlarımızın en müstesna köşesidir. Derhal serbest bırakılmalı ve özgürlüklerine kavuşmalıdır” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, “Karşımızda, Türk vatanını ve Türk nüfusunu, “kellebaşı” 500 euro’ya satan bir gözü dönmüşlük var. Bize Müslümanlık satanlar, Filistin’i varil başı 80 cent’e, vize millilik satanlar sığınmacı belgesini 500 euro’ya, Türk vatandaşlığını da yarım dönüm tarlaya satıyor. Bize vicdan satanlar, hastanelerinde bebeklerimizin hayatını satıyor. Bize erlik, yiğitlik satanlar, sokaklarda kadınlarımızı koruyamıyor. Hepinizin huzurunda milletimize söz veriyorum: bedelini şehitlerin ödediği bu vatanın sefasını, artık bu bezirganlar süremeyeceklerdir” ifadelerini kaydetti.
Suriye’de yaşanan gelişmeler ile DEM Parti ile Abdullah Öcalan’a yapılan çağrıya da değinen Dervişoğlu, şunları söyledi:
“BUGÜN SURİYE’Yİ KARIŞTIRAN EL YARIN TÜRKİYE’YE UZANACAK”
“Halep kalesinde Türk bayrağı görmek güzel. Ama yarın, nereye kimin bayrağını asacaklarını, onlara kim para verirse o söyleyecek. Onların yularını kim tutuyorsa onlar söyleyecek. O yüzden, iktidarı bir kez daha uyarıyorum; Suriye'deki gelişmelerin, milli güvenliğimizi ilgilendiren taraflarıyla meşgul olun. Bu süreç, Misak-ı Milli gibi bir kutsalımız üzerinden sömürebileceğiniz bir süreç değildir. Hatırlatmak isterim; 2011 yılından bu yana Suriye’de kurdurulan örgüt sayısı 450’nin üzerindedir. Bu örgütlerin hemen hepsi birbiriyle bir şekilde kavgalıdır. Ve maalesef her birinin ülkemizde sempatizanları, taraftarları ve aktif mensupları bulunmaktadır. Belli ki, bugün Suriye'yi karıştıran el, yarın Türkiye'ye uzanacaktır. Bunu önlemenin yolu, gerçekçi olmaktır, maceradan uzak durmaktır.
“CESEDİMİZİ ÇİĞNEMEDEN MECLİS KAPISINDAN SOKAMAZSINIZ”
DEM partililerin, "Öcalan serbest bırakılsın" çağrıları suç sayılırken ki suçtur, "Bugün yarın serbest bırakılacak" diyenlere gıkları çıkmıyor. Bu ne demek? Bu, mutfakta biri var ve bir şeyler hazırlıyor demek. Hafta sonu İstanbul'dan Recep Tayyip Erdoğan'a seslendim ve dedim ki niyetiniz o caniyi serbest bırakmaksa, Cumhurbaşkanı olarak yetkiniz var. Çok istiyorsanız kullanın ve affedin. Tarihe, milletimize bu acıları yaşatan bir caniyi affeden kişi olarak geçmek istiyorsanız, Elinizi tutan yok. Siyasi, ahlaki ve vicdani sorumluluğu alın ve imzayı atın. Hala ses yok! O sorumluluğu almaya cesaret edemiyor. Onun yerine, ortağına, Türk Milliyetçilerinin başını öne eğdirecek laflar ettirmeyi tercih ediyor. Benim sözlerimden, "Öcalan'ın affedilmesine razı" sonucunu çıkarabilen şuursuzları hiç muhatap almıyorum. İlk günden beri duruşumuz belli; bizim cesedimizi çiğnemeden, o caniyi Gazi Meclisin kapısından sokamazsınız. Ama burada başka bir hesap var”