Dervişoğlu'ndan Erdoğan'a Öcalan çağrısı
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan çağrısına ilişkin, "Asıl merak ettiğimiz Erdoğan’ın suskunluğunu ne zaman bozacağıdır" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi.
Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Bakanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrı üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi. Dervişoğlu, “Böyle bir yasağın olduğunu bile bile konuyu gündeme getirmenin taşıdığı maksada bizim elbette söyleyeceklerimiz vardır ama asıl merak ettiğimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın suskunluğunu ne zaman bozacağıdır” dedi.
Dervişoğlu, “Terörist başının Meclis kürsüsüne gelip konuşmasını istemekle başlayan tartışmalar, imdi bir başka yöne evrilmiş, DEM yöneticilerinin İmralı’ya gidip, bebek katiliyle görüşmelerinin önü açılmak istenmiştir. Bu öneri iktidar ortağı tarafından yapılınca da, DEM Eşbaşkanları durumdan vazife çıkararak Adalet Bakanlığı’na müracaat ederek, bu ziyaretin temini için talepte bulunmuşlardır. Bildiğimiz kadarıyla, geride bıraktığımız hafta içerisinde, bizzat Adalet Bakanlığı tarafından, İmralı canisiyle ilgili avukatları da kapsayan 6 aylık bir görüş yasağı getirilmişti” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİN YÜREĞİNE SU SERPMESİNİ TEMENNİ EDİYORUZ”
Dervişoğlu, “Abdullah Öcalan isimli cani başının Meclis kürsüsünden terör örgütüne seslenmesine, DEM yöneticilerinin İmralı’ya gidip, çözüm adına kendisiyle görüşmelerine, Sayın Cumhurbaşkanı hangi pencereden bakıyor.
Konuyla ilgili hangi değerlendirmelerde bulunuyor, öğrenmek istiyoruz. Kamuoyunun merakını mucip bu bir konularda açıklama yapmasını bekliyor, milletin yüreğine su serpmesini temenni ediyoruz” diye konuştu.
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ"
25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadınların darp edilmesine de değinen Dervişoğlu, "Haksızdırlar, suçludurlar ve tam da bunun korkusu içindeler. İlk fırsatta İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız" dedi.
Dervişoğlu, “Pazartesi günü 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele günüydü. Valiliğin yolları kapamaları da bunun tezahürüdür. Her sıkıştıklarında dinden, imandan dem vuruyorlar. Bahsedilen iman sizin bahsettiğiniz iman mıdır bilemiyorum.
Haksızdırlar, suçludurlar ve tam da bunun korkusunda içindeler. Korkmayacağız, direnmekten asla geri durmayacağız. Türk kadınının yanında, mücadelesinde omuz omuza, meydanlarda yumruklarımız havada durmaya devam edeceğiz.
İlk fırsatta İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız” ifadelerini kaydetti.
Dervişoğlu şunları kaydetti:
"7 Aralık’ta Emekli Kurultay’ı düzenleyeceğiz, emekliliklerin sıkıntılarını ele alacağız. Genel olarak şiddeti ülkemiz için en hayati konuların başında görüyoruz.
Son 10 yılda 200 bin çocuğumuz cinsel istismara uğradı. Son 10 yılda bilinen 5 bine yakın kadın cinayeti işlenmiştir, vahşetin boyutu bu rakamlardan daha yüksek, etkisi ise daha derindir.
“HER SÖZLERİYLE KADINLARA ÇOCUKLARA DÜNYAYI DAR EDİYORLAR”
Geçen hafta ettiği boyundan büyük laflarla, saraydan geçici görev onayı alma çabasını sürdüren Milli Tahrifat Bakanı Yusuf, şimdi de Şehircilik Sekreteri Kurum'la belediye kreşlerini kapatmanın yollarını aramaktalar. Din bezirganlığının ve zübüklüğün ortak payda olduğu Saray rejimi, şehirleri inşaatla talan ederken, Hastalıklı zihinler eliyle bu rantı üretebilir kılmaktadır. Her sözleriyle ve icraatlarıyla kadınlara ve çocuklara dünyayı dar etmektedirler.
AKP’li belediyeler istediğini yaparlar, çünkü arkasında Saray ve rant baronları vardır. Ama muhalefet belediyeleri seçilerek geldikleri o görevlerini yapamazlar. Millete hizmet götüremez, ihtiyaçlarını gideremezler. Kendine işletmediğin kanunları eğip bükerek başkasına misliyle işletmek, devlet yönetiminde biz-onlar ayrımı yapmak. İşte bu bölücülüktür.
MADENCİLERE DESTEK, ÖZELLEŞTİRMEYE TEPKİ
Bugün bini aşkın işçi Çayırhan'da haklarını savunmaktadır. Sebebi Termik Santralin özelleştirme altında talan edilmesi, emekçilerin ise işsizliğe mahkum edilmesidir. AKP kadrolarının 2002 yılında günümüze 72 milyon doların üzerinde özelleştirme yapılmıştır. Satıyorlar ama üstümüzdeki borç yükü artıyor.
Bugün Çayırhan Termik Santrali'nin özelleştirmesi birilerini memnun ederken, yıllarca emek vermiş işçilerimizi mağdur etmiştir. Emekçi kardeşlerimizi selamlıyor, parti olarak yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Soylu haklı arayışlarında sonuna kadar yanı başlarında olacağım.
Halleri o kadar perişan ki Türk ordusuna açtıkları savaşı görmüyoruz sanıyorlar. Teğmenleri ihraç istemiyle disipline veriyorlar. Gencecik teğmenler üzerinden toplumsal infial yaşatacak olaya girilmesinin kime ne faydası vardır? Onlar bizim evladımız, ihraç edilecek değil sahiplenilecek değerlerimizdir.
"PARTİLİ MİT BAŞKANLIĞI GÖREVİ BAŞLAMIŞTIR"
Milli İstihbarat Teşkilatı'mızda Saray'ın yarattığından fazlasıyla nasibini almaktadır. Partili MİT Başkanlığı görevi başlamıştır. MİT iktidar partisinin yöneticilerine düzenli olarak brifing vermektedir. Saray'ın örnek aldığı şey, bir Cumhuriyet devleti değil maalesef bir muhaberat devletidir. Muhalefete söylüyorum, Türk devletinin MİT başkanı siyasetçi gibi haber taşımaz, kulis bilgi gibi haber taşımaz”