Siyaset
“BRICS mi, Avrupa Birliği mi işte bütün mesele bu”
Sabah yazarı Hülya Güler, Türkiye’nin BRICS'e üye olup olmayacağı tartışmasına farklı bir açıdan yaklaştı. Avrupa Birliği ve G-7 gibi örgütleri konusunda bilgi aktardı. G-7 ile BRICS’i ekonomik ve nüfus açısından karşılaştırdı.
Türkiye BRICS’e üye olacak mı? Bu konu son günlerde daha sık gündeme gelir oldu. Sebebi ise Türkiye’nin BRICS’e resmi başvuru yaptığı iddiaları. Sabah Gazetesi yazarı Hülya Güler, bu konuyu ele aldı. Avrupa Birliği’nden ziyaret BRICS’le G-7'yi karşılaştırdı. İki birlik arasındaki ekonomik ve nüfussal farkları anlattı. Gelecek yıllarda iki birliğin geleceği noktayı özetledi.
Hülya Güler’in yazısı şöyle;
BRICS mi, Avrupa Birliği mi işte bütün mesele bu
Siz olsanız hangi gruba üye olurdunuz, bir tarafta G-7, diğer tarafta BRICS ülkeleri? Dikkat ederseniz AB üyeliğini sormadım. Zira onun cevabını biliyoruz. 2029'da üyelik başvurumuzun 70. yıl dönümünü kutlayacağız! Çok heyecanlı... Ne de olsa 70 yıldır değerlendirilen bir başvuru. Neyse hepimizin sıkıldığı bu konuyu geçiyorum. Ama başta sorduğum G-7 mi, BRICS mi sorusunun cevabı da o kadar basit değil. Hemen hiç düşünmeden dünyanın en gelişmiş olduğu düşünülen 7 ekonomisi ABD, Kanada, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya'nın oluşturduğu G-7 üyesi olmayı seçebileceğimiz bir dönemde değiliz.
Alternatifiniz Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin'in kurduğu, Güney Afrika'nın 2010'da katıldığı BRICS bir birlik ise tabi. Birkaç rakamla anlatayım; ekonomik ve demografik ağırlık açısından baktığınızda BRICS, G-7'den daha büyük. Bu yıl katılan Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni de katarak hesapladığınızda dünya nüfusunun yüzde 46'sını BRICS ülkeleri oluşturuyor. G-7 ülkelerinin dünya nüfusu içindeki payı yüzde 10'un altında. Milli gelir açısından da durum aynı. BRICS ülkelerinin dünya ekonomisi içindeki payı yüzde 35 iken, G-7 ülkelerinin payı yüzde 30. Bu oranın daha da düşeceğini belirtelim. 2050'de G-7 ülkelerinin dünya ekonomisi içindeki payının yüzde 20'lere kadar düşeceğini ve BRICS ülkelerinin payının yüzde 50'ye yükseleceğini belirtelim. Bu noktada önemli bir hatırlatma yapmalıyım kısa süre önce G-7 ülkelerinin payı yüzde 50'lerdeydi. Manzara bu kadar iştah kabartıcı olunca haliyle BRICS'e ilgi de artmış vaziyette. Şu anda üye olmak için resmen başvurmuş 40'tan fazla ülkenin gelirlerini eklerseniz grubun cazibesi daha da artacak gibi.
Gelelim bugüne, finans çevrelerinde bir süredir Türkiye'nin BRICS'e resmen başvuracağı konuşuluyor. Dün nihayet kimi yabancı kaynaklarda Türkiye'nin resmen başvurduğu iddiası yer aldı. Başvurdu mu, başvuracak mı bundan ziyade böylesi bir adım ne işimize yarar, olası sonuçları ne olur kısaca değineyim. Bir yanda AB ve gümrük birliği, bir yanda NATO, diğer yanda ABD'nin siyasi ve ekonomik savaş içinde olduğu (pardon ambargo uyguladığı demek gerekiyordu) üyelerden oluşan BRICS. Türkiye ekonomik ve askeri kapasitesi ve siyasi etkisiyle bölgesinde kendi başına önemli bir güç odağı zaten. Her ne kadar AB, 65 yıldır bizi kapıda bekletse de böylesi bir durumda kaybetmek de istemez. En azından BRICS ülkelerine kaptırmak istemez. BRICS'in bir sonraki aşamada askeri bir ortaklığa evrilmesi, ABD ve NATO'nun en büyük korkusu. Bunu da göz önünde bulundurduğumuzda BRICS ile Türkiye'nin her türlü teması, AB üyelik sürecinde ve ABD ile ilişkilerde elimizde bir koz olacaktır.
Türkiye'nin BRICS'e üye olma konusundaki niyetini ortaya koyan herhangi bir resmi açıklaması yok. Tabi bu konunun uluslararası temaslarda gündeme gelmediği ya da Türkiye tarafından değerlendirilmediği anlamına gelmez. Kim ne derse desin dolara rakip olacak en ciddi girişimi geliştirme potansiyeli olan BRICS, küresel ekonomide önemli bir konuma sahip ve mevcut dünya düzeninde alternatif bir birlik olma yolunda. Üyelik kabul yöntemi de oldukça ilginç. Üyeler, başvurusunu kabul ettikleri ülkeleri sıralıyorlar. En çok üye tarafından kabul edilen, 10 ülke birliğe üye oluyor. Bakalım bu yıl birliğe hangi ülkeler katılacak. Türkiye mi, daha ortada başvuru yok ama Türkiye gibi üyeyi hangi birlik istemez? Aklıma tek bir yer geliyor, 65 yıllık meseleyi tekrar etmeyeyim siz anladınız.